33. Bölüm

6.4K 308 19
                                    

Dipnot: Facebook grubumuz açılmıştır, Ms. Niz ve Kitapları'na bekliyorum sizi orada buluşmak dileğiyle..

Derin

Saatlerdir kafede oturuyoruz kah konuşuyorduk ya da susup birbirimizi öylece seyrediyorduk. Bebeğim onu uzaklaştırmamış bana dahada yaklaştırmıştı o geceye büyük pişmanlığım var ama artı olarak minik panda vardı elimde. Onu öğrene kadar anne olmak aklımın ucundan dahi geçmiyordu, babamların öğrenmesi üzerine aramızın tekrar açılması eksilerin ikinci sırasındaydı.

Ancak evlenirsek bizi aff edeceğini söylemişti, Hazar birazda olsa gün geçtikçe geciktirsede eninde sonunda evlenecektik ve onun soyadı altına girecektim. Bu durumun özetti Doğan ile sonsuza dek bir araya bir daha gelmeyeceğimizin defterli kayıttı olacaktı. Belki bu dünya da kader bizi kavuşturmadı ama belkide orası için bizi saklıyordu Deniz'in demek istediği belkide bundan ibaretti en azından öyle umumam doğru olacaktı.

Yavaşça kalktığımda Doğan'da kalkmıştı artık oturmamızın sonuna geldiğin farkındaydık ikimizde, hesabı ödedikten sonra beraber arabalarımızı park ettiğimiz yere doğru yürümeye başlamıştık o sıra minik panda tekme atmasıyla durmuştum endişeli bir şekilde Doğan bama bakmaya başlamıştı, sıkıca tutuyordu karnımı;

"Ne oldu doğumu başladı daha erken değil mi?" Eli ayağı birbirine girmişti.

"Sakin ol Doğan sadece kızım tekme attı"

"Tekme mi? Attı"

"Evet getir elini" bana uzattığı eli alıp karnıma götürmüştüm adaların tam ortasında canım kızımın beni tekmelemesini izliyorduk.

"Bu mucize gibi birşey"

"Evet o benim mucizem" elini çekerken karnımdan hamilelik hormonları yüzünden gözlerim dolmuştu. Hamileliğimin beşinci ayında olmama rağmen, bu aşırı duygusallığa alışamamıştım.

"Neden ağlıyorsun Derin" kavuşamayan ikimize ağlıyorum, ikimizin olmayan mucizesine ağlıyorum bizim olmayan herşeye Doğan ama bunu sana söyleyemiyorum.

"Hormonlar boşver artık gitsek iyi olacak yolu işkal ettik"

"Doğru diyorsun" tekrar ikimizin arasında suskunluk oyunu başlamıştı belkide ilelebet sürecek bir oyundu bu.

Arabanın önüne geldiğimiz de ayrılık vakti gelmişti, yavaşça elimi uzattığımda elimi sıktıktan hemen sonra beni kendine çekip sıkıca sarılmıştı. Ona sarılmak huzura ermek gibi birşey nirvanaya ulaşmış bir kun fu ustası ile eşdeğer gibi birşey işte. Onun kollarından ayrıldığımda arabaya binmem bir olmuştu, arabayı çalıştırıp yanından ayrıldığımda telefonumun çaldığını ancak fark etmiştim dikkatlice çıkartıp otomatik telefonum arabaya bağlanmıştı açmamla yankılanması bit olmuştu;

"Neredesin sen?!"

"Ne oldu Hazar böyle bağırıyorsun"

"Allah kahretsin başına bir iş geldi sanıyorum saatlerdir arıyorum açmıyorsun"

"Aklına gelmem sevindirdi. Bebeğimizi soruyorsan oda iyi"

"Kes sessini Derin bebeğin canı cehenneme"

"Hazar düzgün konuş beni delirtme"

"Kiminleydi bu saate kadar"

"Sana ne Hazar sana ne bana böyle bağırma yetkisini nereden buluyorsun pek anlamış değilim! Babamın zoru olmasa senin soyadının altına girmeye hiç niyetli değilim"

"Soyadımı bilmem ama benim altıma girmeye meraklıydın"

"Senden tiksiniyorum Hazar"

"Bunu alışsan iyi edersin Derin Soylu yakında benim soyadımı taşıyacaksın ve sakin beni küçük düşürecek hatalar yapma! Aradığımda o lanet telefonu aç!!"

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Where stories live. Discover now