37. Bölüm

6.7K 321 26
                                    

Multimedya: derinin kıyafetti.. ve Edis - Vay iyi dinlemeler..

Derin

Öylece yatıyordum yerde sanki bebeğim yanımdaydı onun kokusuna yakışmamıştı toprak kokusu, çok üşümüştü toprak buz gibiydi. Elime bir avuç toprak alıp dudaklarıma götürmüştüm sanki minik pandamı öper gibi öpüyordum, oymuşçasına içime sokasım geliyordu.

Doğan'ın parmaklarımı omzumda hissettiğimde tepki vermemiştim çünkü gitmek istemiyordum kızımdan ayrılmak istemiyordum. Göz yaşlarımla toprağını suluyordum sarılarak ısıtıyordum;

"Hadi gidelim Derin" istemiyordum gitmek istemiyordum.

"Ben gelmeyeceğim Doğan kızımı tek bırakmayacağım burada hem korkuyor o bensiz"

"Derin o korkmuyor, burada olduğunu hissetmiyor. Sen böyle yaptıkça geri gelmeyecek"

"Hissediyor biliyor annesinin ona geldiğini sen git ben kızımı bırakmayacağım" demiştim toprağa sıkıca sarılırken.

"Derin yapma böyle yalvarırım sana öldürme kendini yapma bunu bize"

"Git Doğan kızımı bırakmayacam burada sen git" dediğimde belimde iki elinin sarıldığını hissetmiştim beni kaldırmaya çalışıyordu; "Doğan bırak beni bırak kızım bensiz korkar bırak beni" çırpınışlarım fayda etmiyordu beni sürükler gibi götürüyordu her iki avucumda toprağı kalmıştı.

Elinden kurtulup tekrar koşmaya başlamıştım peşimden o da gelmişti belimden sarıldığı gibi beni taşımaya başlamıştı. Çırpınışlarım hiç bir işe yaramıyordu, arabanın kapısı açıp beni zorla sokmuştu arabanın içerisine üzerime kapıyı kapatıp kilitlediğinde cama vuruyordum çıkmak için ama başaramamıştım. Arabaya bindiği gibi uzaklaşmaya başlamıştı sürekli ona vuruyordum direksiyona elimi her attığımda kurtarıyordu;

"Doğan yalvarırım bırak beni"

"Derin kendini öldürmene izin vermeyeceğim, seni kaybetmeye dayanamam" fren yapmıştı sert bir şekilde; "Bir tek senin mi canın yanıyor sanıyorsun benim canım yanmıyor mu? Sanıyorsun benden kopmuyor mu birşeyler bu acı bir tek senin değil Derin benimde acım" demişti direksiyona arka arkaya yumruk atarken; "Bir tek senin değil bu acı!" Onu böyle görmemiştim hem ağlıyor hem yumrukluyor hemde bağırıyordu. Olduğum yerden onun kucağına geçmiştim birden bire yumruklaması bitmişti sıkıca sarılmıştım ona başımı boynuna gömüş öyle ağlıyordum hıçkırıklarım onunkine karışıyordu.

İkimizde ağlıyorduk tek kelime etmeden, mezarlığın girişinde öylecem durmuştu araba ve sadece ağlıyorduk. Yavaşça iç çeke çeke beni koltuğuma bırakıp tekrar sürmeye başlamıştı, tek kelime bile çıkmamıştı ağzımızdan. Yavaşça arabayı evin önüne park ettiğinde güçlükle kapıyı açmıştım yanıma gelip kolunu belime sarmıştı ve benimle aynı adımlarla gelmişti. Kapıyı açtığında güçlükle içeri girmiştim, durmaksızın odama geçip yatağım üzerine uzanmıştım ve kendimi yatağı bırakmıştım ayaklarımı kendime çekerek uzanmıştım tekrar elime pembe zıbını alıp sıkıca sarılmıştım. Gözlerimden süzülen yaşla birlikte uykuya teslim olmuştum, burnumda yavrumdan kalan son kokuyla...

***

1 yıl sonra...

Geçen günler, haftalar ve aylardan sonra acım hafiflemişti eskisinden eser kalmamıştı, dayanılmaz acı artık dayanılır olmuştu. Her sabah gittiğim mezarlığı artık daha az acı ile dönüyordum geçen bir yılda Doğan hiç gitmemişti yanımdan. Benimle ağlamıştı, benimle gülmemişti çünkü ben gülmeyi unuttuğum gibi o da unutmuştu. Artık evde yalnız kalabiliyordum, ne hayallerle hazırladığım odadan eser kalmamıştı herşeyi gitmişti ihtiyaç sahibi bir aileye vermiştim.

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Where stories live. Discover now