3.1

7.7K 582 314
                                    

Gözlerimi açtığımda yatakta uzanıyordum. Doğrularak bir süre uykunun verdiği sersemlikle bekledim. Dün olanlar neden hala aklımı karıştırıyordu bilmiyordum. Ama bu durum bana sebepsizce korku hissi veriyordu. Yataktan kalktığımda Eunhee Unni odama girerek kapıyı kapattı.

"Günaydın. Odanı sevmiş gibisin."

"Evet. Her şey çok güzel."

Yanıma oturarak bana doğru döndü. Bir şeyler söylemek istiyor gibiydi.

"Jungkook kırmızı ile alakalı hiçbir şey almamamı söyledi. Ben de pembe ve siyah tonda eşyalar aldım. Sorun olmaz değil mi?"

"Hayır. Teşekkür ederim."

Gülümsedim ve odayı inceledim. Güzeldi. Toz pembeye eşlik etmiş siyah dolaplar vardı sadece. Bu içimi rahatlatıyordu.

"Sanırım imza atman gerekecek."

Eunhee Unniye dönerek ne demek istediğini anlamaya çalıştım. Çantasından kağıtlar çıkararak bana doğru uzattı.

"Bu ne?"

"Ailen olmuş oluyorum."

Şaşırarak bakmaya devam ettiğimde telaşlanmıştı.

"Hayır yani bir süreliğine. Aksi takdirde sağlıksal rapor hazırlayarak seni hastaneye götürecekler. Bunu söylemek istemezdim aslında..."

Hastane? Bedensel bir rahatsızlığım yoktu. Gayet sağlıklıydım. Neden hastanede kalacaktım ki?

"Eunhee Unni... Benim bir sorunum yok ama?"

"Emin misin? Gerçekten hiçbir sorunun yok mu?"

Bir süre bekledim. Ruh halim mükemmel sayılmazdı. Sessiz kalarak EunHee Unni'nin elindeki kağıdı ve kalemi aldım. İmza atarken neden böyleyim diye sormadan edemiyordum.

Kağıdı EunHee Unniye verdiğimde sırtımı sıvazlayarak gülümsedi.

"Her şey daha iyi olacak Lisa."

Eunhee Unni odadan çıkmak üzere kapıya doğru ilerlediğinde umarım diye geçirdim içimden. Her şey daha kötü olacak gibi geliyordu. Özellikle o gün Jungkook'u beklerken karşıda gördüğüm üvey babam beni böyle düşündürmeye itmişti.

Yataktan kalktım ve okul formamı giyindim. Daha sonra çantamı alarak odadan çıktım. Jungkook kapıda beni bekliyordu.

"Nerde kaldın? Hem ablamla ne konuşuyordunuz?"

"Kapının önündesin ve nr konuştuğumuzu duymadın. Buna inanmamı mı bekliyorsun?"

"Ahh pekala dinledim ama birazcık."

Gülerek ceketimi giydim ve Jungkook'un ayakkabısını giymesini izledim.

"Teşekkür ederim Jungkook."

"Ne için?"

"Kırmızı olayını kimseye anlatmadığın için."

Doğruldu ve yüzüme baktı.

"Geç kalıyoruz."

Haklıydı. Ben de ayakkabılarımı giydiğimde evden çıktık. Yolda yürürken arada Güneş'e bakıyordum. Bugün ayrı bir güzeldi ve sıcaktı. Ona tam bakamasam da güzelliğini hissedebiliyordum.

"Düşersen tutmam."

Jungkook'un sesiyle gözlerimi gökyüzünden ayırdım. Öyle diyordu ama düştüğümde tutacağından emindim. Denemek isterdim ama formamı kirletmek istemiyordum.

RED × LisKookWhere stories live. Discover now