HİS 2 BÖLÜM 19

17.1K 1.6K 400
                                    

Bu bölümler ilk kez wattpad de yayınlanıyor. Düzenleyerek atıyorum, hazır bölümler değil. Bu noktadan sonra her gün atamasam da elimden geleni yapacağım. Oylarınız ve yorumlarınız beni daha seri bölüm yayınlamaya teşvik eder <3

🔥

İçimde, kuvvetli şişirildikten sonra ağzı düğümlenmeden havaya azad edilen bir balon vardı. Cazgır bir ses çıkararak oradan oraya savrulurken, dışarı bıraktığı nefesle nefesimi inleti- yordu. Şeytan yaktığı ateşe ruhani resmimi veriyor, beni çekiştiren kanlı parmaklarının kârı olan boşluğa sövüyordu.
Kurtulmuştum, kurtulmuştuk. Kurtuluşum kurtuluşu olmuştu.

Ruhumda demlenen tüm vecalara inat, parmak boğumları- ma kazıdığı tutkunun heyecanını yaşıyordum. Ona onu sevdiğimi söylemiştim, bunu açık açık telaffuz edemesem de anlatmak istediğimi anladığını biliyordum.
Ateş mavilerine peyda olan grimsi hareler geçip giderken gözlerinden, ben cümlemi henüz bitirmiştim. Tek bir miniğin kendini ele vermediği ifadesinde, bakışlarından vaveylalar yükselmişti.

Araba sallandıkça gelen uykum, bakışlarımı ona çevirdikçe yerini keskin bir heyecana bırakıyordu. Ona baktıkça hızlanan kalbim, değiştirilemez bir gerçekti. Ateş benim yeri doldurulamaz gerçeğimdi.

"Kapat gözlerini, geldiğimizde seni eve kadar taşırım," diye konuştu gözlerini yoldan ayırmadan.

"Olmaz. Ağabeyim uyanmıştır şimdi. Daha nereden geldiğimizi sorduğunda ne cevap vereceğimi bilmiyorum. Şimdi bir de beni kucağında görmesi hiç iyi olmaz."
Bana yandan saliselik bir bakış attı. "Bu abini ilgilendirmez. Hele şu saatten sonra, hiç ilgilendirmez."

Bezmiş bir nefes verdim burnumdan. "Abimle takışmaktan vazgeçer misin? Bundan hiç hoşlanmıyorum."

"Onunla takışan ben değilim. Asın abin benden hoşlanmadı, ayrıca aramıza girmeyi hobi haline getirmiş gibi. Ben de bundan hoşlanmıyorum turunçgil ve bu konuda taviz vermem."

Diyaloğumuzun devamını getirmedim. Bu konuda amacıma ulaşamayacağım açıktı. Ne ağabeyimi ne de onu huylarından vazgeçiremezdim. Belki zamanla biraz törpüleyebilirdim ama bu benim için hiç de kolay olmayacaktı. Konuşmadan geçen birkaç dakikanın ardından eve geldiğimizde, daha araçtan attığım ilk adımda fazlasıyla gerilmiştim. Ağabeyim uyanmış olmalıydı, hatta diğerleri de. Tüm gece nerede olduğumu sorduklarında karşılarında dut yemiş bülbüle döneceğim su götürmez bir gerçekti.

"Sıkma kendini, yanındayım." Belimin belirgin kıvrımına yerleştirdiği eli beni eve yönlendirirken, ondan aldığım güçle adımlarıma yön verdim.
Eve girdiğimizde beklediğim manzarayla burun buruna gelişim bir yana, ağabeyimin suratı beklediğimin çok üzerinde düşmüştü. Beni görmesiyle oturduğu tekli koltuktan kalkması bir oldu. Onun dışında herkes Ateş'i yeniden görebiliyor olmanın şaşkınlığını yaşarken, o kehribar rengi gözlerini üzerime dikmiş, bakışlarıyla sorduğu soruya bir cevap bekliyordu.
"Abi..." Birkaç adım öne doğru atarak Ateş'in hâkimiyetin- den çıktığımda hâlâ ne diyeceğimi bilmiyordum. "Ben..."

"Sen ne? Neredeydin Hare? Bana verecek mantıklı bir cevabın var mı?"
Yüzüme eğdiği bakışları beni ağır bir utanç yükünün altına sokarken, Ateş aramızdaki az mesafeyi iki adımla kapatarak yanımıza ulaştı.
"Benimleydi. Bu cevap yeterli mi senin için?"

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Where stories live. Discover now