HİS 2 BÖLÜM~ 6

61.1K 5.1K 2.3K
                                    

Sınava giren güzelliklere hediye olarak bugün bir bölüm daha yayınlıyorum❤️

Bölüm hazırsa neden her gün gelmiyor, diye soranlara;

İlk kitabın yalnızca kitap formatındaki hali elimdeydi. Kitapta satır sonundaki kelimeleri ayıran kısa çizgiler, wattpad'de cümle ortasına denk geldiğinden ve tüm cümleler arasında (diyaloglar da dahil) hiç boşluk olmadığından her gün düzenleyip yayınlıyordum. İkinci kitabın sadece tanıtım bölümleri burada, şimdilik onları yayınlıyorum ama birkaç bölüme kadar yine kitap formatından düzenleyerek atmaya devam edeceğim. Düzeni bozmamaya çalışıyorum. Aksi halde ben Kıyı Güneşi yazarken bölümsüz kalacaksınız...

2.kitabin bölümleri 1.kitaba kıyasen çok daha uzun. Keyifle okuyun.

Oi va voi- Refugee

🔥

Yaşamla arama ektiği nifak tohumlarını besleyemeyen azrail, yakamı bırakmayan cılız nefesimin tek sorumlusuydu.

Kalp atışlarım, benimleydi.

Ölmediğimi ıspatlarcasına, geçen her dakika biraz daha kuvvetleniyordu üstelik. Hayalet suratlara inat, yanaklarımın ince derisinin altında kan ile dolu bir kazan kaynıyordu.

"B-bu nasıl olur" dedim zelzeleye uğramış çatlak bir sesle. "Nasıl olur bu!"

Adımlarım geriye gitse de bakışlarım mıh gibi kahine saplandı. En olmaz gelip yine boğazıma sarılmıştı.

"Ne bir eksik, ne bir fazla" söyleminde ki stabillik içine düştüğüm girifti desteklerken ağır adımlarla yerine ulaştı ve yeniden ihtiyarın karşısına oturdu.
"Dünya'da bir yerde, can çekişiyorsun. Hayatta değilsin lakin ölmemişsin de"

Duraksadı, ihtiyarla birbirini bulan gözleri bir şeylerden emin olmuş gibi kapanıp açıldı.

"Araf ruhunu emmiş. Şehrin tuhaf bir döngüsü var, emin olamıyorum" parmaklarını göğsüne dökülen sakallarına götürüp  sıvazladı ve kanlı bir gölün ortasından bakışlarını yeniden bana uzattı. "Belki daha önce burada varolduğun için, belki de burada olman gerektiği için..."

İçimden yükselen inkarın, en koyu ayaklanmaları ruhumu zaptetti.

Başımı hızla iki yana sallarken "hayır!" diye bağırdım. "Saçmalıyorsun. Buraya ait olmasaydım eğer titriyor olurdum. Isıtıcılara ihtiyaç duyardım ama ben doğru dürüst üşümüyorum bile"

"Ruhun gibi bedeninde arafta" bu kez kanımı donduracak sözler ihtiyarın dudaklarından dökülürken gözlerinde beni teselli eden şefkatli bir ifade vardı. "Kendine kulak ver Hare"

Düşen omuzlarım yaşadığım mağlubiyetin emaresiydi. Sadece beni unutan bir adama kulak vermişken, nasıl kendimi duyabilirdim ki.

"Ne demek bu?" bir put gibi duran Derin'in yaşadığı şaşkınlık en az benimki kadar keskindi. Alamadığı cevaba sinirlenerek tekrarladı. "Sana soruyorum ihtiyar! Ne demek bu?"

"Daha fazlasını biz bile bilemeyiz Derin. Birbirinizden ayrılmazsanız iyi edersiniz, zira hafızanızın kayıp kısmı Hare de saklı"

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Where stories live. Discover now