Bölüm 18

410 21 4
                                    

Belki herkes trajik bir ayrılık hikâyesi falan bekliyordur. Kız oğlana ağlayarak baktıktan sonra gidip çantasını toplamış ve orayı terk etmiştir falan filan. Evet, bunun birazını gerçekleştirdim. Mesela eşyalarımın yarısını küçük çantama sıkıştırıp Lou’nun evine gitmiştim.

Hayır, gruptaki Lou değil. Lou Teasdale işte. Evet Lux ve Tom ile karşımda şaşkınca otururken diken üzerindeydim. Tom yanından gitmedikçe olanları ona anlatamayacaktım. Tanrı’ya şükür ilk kavga ettiğimiz an değil,sabah gelmiştim.

Yoksa insanları daha şaşkın bir hale sokardım sanırım.

“Tom tatlım Lux’a kahvaltısını ettirir misin?” diyerek dövmeli adama bakışlarını diktiğinde Tom boğazını temizleyerek kalktı ve kafasını sallayarak Lux’u kucağına aldı. Onlar koridorda kaybolurlarken bir süre arkalarından baktım.

“Söyle bakalım o taş kafa ne yaptı?” diye sorduğunda gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Zayn ile tanışmadan önce bu kadar sulugöz olduğumu bilmiyordum. Onunla tanıştığım andan itibaren aşırı tepki veren yapmacık kızlardan olmuştum. Tamam, belki o kadar da değildi.

Dün gece olan her şeyi özet geçtiğimde Lou benim duygulu halime karşın düşünceliydi. Dikkatini çekebilmek için elimi gözünün önünde salladığımda silkinerek bana baktı.

“İkiniz de salaksınız diyebilirim.” Dediğinde kaşlarımı çattım. Bu beklediğim tepki değildi. Kesinlikle değildi.

“Ama o haksızdı!” diye itiraz ettiğimde gülümsedi. Evet bu hareketleri bana annemi hatırlatıyor. Evet bu beni üzüyor. Sussanıza artık!

“Eğer her haksız olduğu yerde kavga çıkarırsanız bu ilişki yürümez Scar. Her kavga ettiğinizde çantanı toplayıp gelirsen de.” Dediğinde kaşlarımı çattım.

“Yani benden soğur mu diyorsun?” dediğimde kafasını iki yana salladı.

“Yıpranırsınız diyorum. Sen yorulursun eh bir yerden sonra o da çabalamak istemez. Tom ile bizde bu dönemlerden geçtik, ki hala geçiyoruz. Yani anlayacağın ilişkiler her dönemde aynı ama biraz daha olgun olman gerekiyor.” Dediğinde kafamı salladım. Ağzımı açıp başka bir şeyler söyleyeceğim sırada çalınan kapı ile konuşmamız bölündü.

“Bence Zayn.” Dediğinde gülmemi engelleyemedim. O kalkıp kapıya bakarken üzerine tişört geçirmiş Tom ve kucağında Lux geldiler. Oturduğum koltuktan görünen kapıya baktığımda koyu renk saçlarının kalkmış önünü gördüm. Kadife gibi sesi kulaklarıma ulaştığında oturduğum koltukta dikleştim.

“Sabah uyandığımda yoktu bende buraya geleceğini düşündüm. İçeride mi?” dedi ve benden tarafa baktı. Koltuğun rengine bürünüp ortadan kaybolmaya çalışırken bakışlarının yumuşadığını gördüm. Lux içeriye geçmesini işaret ettiğinde hızla yanıma geldi.

Ben bir şeyler demesini beklerken bir anda eğilerek beni sırtına attı. Çığlık attığımda evdeki herkesin kahkahasını duydum. Lux’un bile. Evet bu sinir bozucu. Sonuçta küçücük bir kızın sizinle dalga geçmesi hoş değil.

“Beni yere indir sersem!” diye çığırdığımda aldığım karşılık popoma yediğim bir şaplak oldu. Bu daha çok çığlık atmamı sağlarken onun tek yaptığı kahkaha atmak oldu.

“Beni terk edip gitmek nasıl oluyormuş bunu evde tartışacağız!” dediğinde tehlike kokan sesi yüzünden yutkundum. Belki de hemen gitmek iyi bir fikir değildi ha?

*****************************

Sonunda ayaklarımın yere değmesine sevinecektim neredeyse. Arabadan bile sırtında inmiştim. Ne kadar harika ve tatlı bir çiftiz değil mi? Ya ya sormayın.

A Story About UsWhere stories live. Discover now