Söz

19 3 2
                                    

MİRAÇ

Arabamı havaalanına sürerken, telefonum çaldı. Yan koltuktan telefonumu aldığımda yabancı bir numara olduğunu gördüm.

Telefonu açtım ve kulağıma yasladım.
"Alo ,kiminle görüşüyorum?"
"Ben.Senin.Ecelinim.MİRAÇ!"

Duyduklarıma anlam vermeye çalışırken, birden kırmızı ışığı fark ettim. Telefonu kapattım ve frene bastım ama olmuyordu.

Araba önce kırmızı ışıkta geçti, sonra da inşaat alanına doğru ilerledi. Arabayı kontrol edemiyordum. Direksiyon benden bağımsız hareket ediyordu.

Tam olayı idrak etmiştim ki ani bir gürültü ile duvara çarptım.

Hava yastığı nedeniyle başım zarar görmemişti. Hareket etmeye çalıştığımda göğsümde çok büyük bir acı hissettim. Telefona uzanmaya çalıştım ama olmadı.
Artık çaresizdim ve her geçen dakika daha da ölüme yaklaştığımı hissediyordum. Gözlerim git gide kapanıp ,bedenim halsiz düşerken, birkaç cümle çıkmıştı ağzımdan
"Seni seviyorum İlayda ,kendine iyi bak. Eşşedu enla ilahe illallah ve eşşedu enla muhammeden abduhú ve rúsúlú..."

İLAYDA

Nihayet sakinleşebildiğimde ,doktor odadan çıktı. Koşarak yanına gittim.
"Doktor bey, o nasıl? İyi değil mi? "

Doktor, ellerini ceplerinden çıkartıp omuzlarıma koydu ve hafiçe sıkıp
"Biz elimizden geleni yaptık efendim, başınız sağ olsun..."
"N-ne diyorsunuz siz doktor bey? Şaka değil mi?"
"Üzgünüm"

Nasıl yani? Miraç gitmiş miydi şimdi? Beni bırakıp da gitmiş miydi? Birdaha ona sarılarak ona, onu sevdiğimi söyleyemeyecekmiydim? O güzel sesini duyamayacakmıydım? Beni kızdırıp, sinirlenişime gülmeyecekmiydi? Kokusunu birdaha alamayacakmıydım?
Peki ben şimdi onsuz nasıl yaşayacaktım?

           Şarkıyı burada açabilirsiniz

Önce gözlerimden birer damla yaş düştü. Sonra arkası geldi ve ben bağırarak ağlıyordum. Sanki içimden birşeyler kopup gidiyordu. Çok, çok acıtıyordu.
En son hissettiğim şey, kolumdaki iğnenin minik acısıydı ve sonrasında karanlık...

♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡

Gözlerimi açtığımda kendi yatağımda uzanıyordum. Neler olduğunu hatırladığımda gözlerimden yaşlar sel gibi akıyordu.

Bu yatakata sadece bir kez uyumuştuk.
"Keşke burada olduğun her gün beraber uyusaydık "
"Keşke gitmene izin vermeseydim"
"Keşke seni daha önce tanısaydım"
"Keskelerim bitmiyor sevgilim, bitmiyor"

Ben ağlarken içeriye Miraç'ın annesi girdi. Yanıma geldi ve bana sarılıp o da ağladı. Daha önce görüntülü konuştuğumuz için birbirimizi tanıyorduk.

Bir süre sonra ayrıldık ve yüzüme baktı.
Gözyaşlarımı sildi ve
"Ne zamandır ağzına bir şey koymadın kızım. Sen bekle ben sana birşeyler hazırlarım"

İtiraz kabul etmeyen bir kişiliği olduğu için kafamı sallamakla yetindim. O gittikten sonra odada yaşadığımız anılar gözümde canlandı.

Daha fazla duramayacağımı anladım ve odamdan çıkıp başka bir odaya girdim. Ama ayaklarım beni Miraç'ın odasına getirdi. Hala ağlıyordum ve bu benim kontrolümde değildi.

Yatağına uzandım ve yastığına sarılıp gözlerimi yumdum.

Yemyeşil bir ormandaydım. Kimse yoktu ve heryer rengârenkti. Göle yaklaştım ve suya ayaklarımı uzattım. Bir anda suyun yüzeyinde Miraç'ın yüzünü gördüm. Arkama döndüğümde tam da karşımda duruyordu. Koşarak boynuna atladım. Uzun bir süre ona sarılıp ağladım.
"Seni çok özledim. Ben sensiz nasıl yaşarım hiç bilmiyorum"
"Artık ağlama canım, ben burada iyiyim. Beni merek etme. Kendini bu kadar harap edersen beni de üzersin"
"Tamam ağlamayacağım"
Ona sıkıca sarıldım. Sonra bir anda yok oldu .

Gözlerimi araladığımda yatakta uzanır haldeydim. Kendime ve Miraç'a bir söz verdim: artık ağlamak yok...

KÖR DÜĞÜM (Tamamlandı)-(Düzenlemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin