prologue

222 23 34
                                    

Derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı ve sessizce etrafta koşturan insanları izledi. Min Yoongi pazartesi sabahlarından nefret ederdi. İşin aslı o her sabahtan nefret ederdi. Belki haftasonu sabahlarını severdi, o da sevgilisi erkenden kalkıp resim yapmadığı zamanlarda.

Bu sabah bir ayrı yoğundu, çünkü yeni bir cinayet işlenmişti. Bir kadın, saat 5 sularında çırılçıplak bir şekilde Han Nehri kıyısında bulunmuştu. Çıplak göğüslerini kapatan bir Yıldızlı Gece tablosu ile. Katil mi yaptı yoksa canı sıkılan bir herif mi bilinmez ama, bu dosya Min Yoongi'nin ilgisini çekmişti. Sanatı severdi, hiçbir şey beceremese bile sergi dolaşmaya bayılırdı. Boş vakitlerinde hep takip eder, her yeni açılana ilk giden olmaya uğraşırdı. Sevgilisi ile de orada tanışmıştı.

"Sizi işe yaramaz herifler, kalkın ayağa!" Şef seslendikten sonra odasına gittiğinde Min Yoongi ayağa kalktı ve şefin odasına girdi. Burada çalışan tüm dedektifler şu anda bu odadaydı, tek tanıdığı dostu Kim Namjoon'du. Yavaşça yanına geçip ellerini arkasında birleştirdi ve etrafına bakındı.

"Beyler..." diye söze başladı şef. "...Bildiğiniz üzere bu sabah bir ceset bulundu. Otopsisi henüz tamamlanmadı ancak bu kişinin kesinlikle bir cinayete kurban gittiğine eminiz. Şimdi, bu dosya gerçekten tehlikeli olabilir. Kim bu dosyayı istiyor?" Yoongi yavaşça elini kaldırdı, onun dışında kimse elini kaldırmamıştı. Şaşırmamıştı, diğer tüm dedektiflerin derdi masalarındaki bilgisayarda oyun oynamak veya yemek yemekti. Kimse buraya Yoongi gibi gerçekten isteyerek gelmemişti.

Min Yoongi'nin hayatı gerçekten öğrenilmeye değer şeylerden biriydi bu dünyadaki. O herkesten daha çok severdi, herkesten daha meraklıydı insan psikolojisine. Küçük yaşta babasını kaybetmişti, annesi ise o lisedeyken aşırı doz uyuşturucu ile kendi canına kıymıştı. Yoongi asla pes etmedi, asla oflamadı ve çalıştı. Çok çalıştı... çok istediği Seul Polis Akademisi'ni kazandı ve birincilikle mezun oldu. Dedektif olup seri katillerin nasıl düşündüğünü hep öğrenmek istemişti, şimdi de eline fırsat geçmişken bunu kaybedemezdi.

"Pekala, Min Yoongi. Dosya senindir. Dikkatli olmanı ve gerektiğinde bize haber vermeni istiyorum." Şefine usulca kafasını sallarken Yoongi elinden dosyayı aldı ve saygıyla eğildikten sonra odadan çıktı. Kendini sandalyesine attığında kafasını arkaya doğru eğdi, saçları şakaklarına sürtünürken gözlerini kapattı ve derin bir iç çekti. Şu lanet günün bitmesini ve kendini sevgilisinin kollarına atmayı her şeyden çok istiyordu.

Günün sonunda Yoongi dileğini gerçekleştirdi; hızla arabasına bindi, evinin önüne park etti ve kapıyı aceleyle açtı. Odalarına girdiğinde sevgilisi uğurlu gömleğini giymiş, tuvalini boyuyordu. Çocuksu bir edayla kıkırdadı ve kendisinden uzun sevgilisinin beline kollarını doladı. Erkek arkadaşı gülümseyerek ona döndüğünde kaslı kollarını bedeninde hissetti ve kocaman gülümsedi.

"Benim güzel sevgilim yoruldu mu suçluları yakalarken?" Yoongi bu söze kıkırdadı, kafasını sevgilisinin göğsünden kaldırdı ve gözlerine baktı. "Evet evet, çok yoruldum. Biraz ilgi istiyorum"

Min Yoongi ne kadar sert bir mizaca sahip olmaya çalışsa da, içinde bir kedi yatıyordu. Bu kedinin sahibi ise Kim Taehyung'du.

Kendisini sevgilisinin kollarına bırakırken usulca dudaklarını öptü, ardından geri çekilip gözlerine baktı. "Bir duş alsak güzel olur aslında" Taehyung gözleri kısılana kadar gülümsedi, ardından ufak sevgilisinin alnına bir öpücük bıraktı. "Daha yeni duş aldım. Sen güzelce yıkan, sonra yanıma gel. Yatakta bekliyorum" Yoongi arsızca sırıttı. "Kondom bitti sanıyordum" Taehyung sevgilisinden uzaklaştı ve boya lekeleriyle kaplı gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. "Bu sevişmemize engel mi?" Taehyung gömleği çıkardıktan sonra dudaklarını yalayıp eğildi ve sevgilisinin boynunu öptü. "Sevişmek sadece orgazmdan ibaret değil güzelim."

Min Yoongi gerçekten bu çocuğa dayanamıyordu. Tek zayıf noktası oydu ve deliler gibi aşıktı. Dışarıdan çok duygusuz görünse de aslında duyguların nasıl hissettirdiğini aşık olduğu adamdan öğrenmişti.

"O halde hemen geliyorum!" Yoongi hızla banyoya koşarken Taehyung bu haline gülümsedi, banyonun kapısı kapandığı an kendini hızla yatağa attı ve telefonundan yeni açılacak serginin detaylarını okudu. Sevgilisi bornozuyla yanına uzanınca telefonu bıraktı ve minik bedenini sıkıca sarmaladı. Min Yoongi'nin titreyen bedenine, sıcacık kalbine ve muhteşem zekasına aşıktı.

"Bugün bir cinayet dosyası geldi..." dedi Min Yoongi sevgilisinin göğsüne kafasını iyice yerleştirdikten sonra. "...Tek dedektif olarak katıldım" Taehyung bunu duyduğunda geri çekilip erkek arkadaşına baktı. "Bana tehlikeli dosyalara katılmayacağına dair söz vermiştin Yoongi." Yoongi iç çekti ve gözlerini kapattı. "Evet ama... hayallerimi gerçekleştiremeyeceksem dedektif olmamın ne anlamı var? Orada tüm gün yatan insanları sevmediğimi biliyorsun. Her şeyden kaçarsam ne farkım kalır onlardan?"

Taehyung kaşları çatık biçimde kollarını minik bedenden ayırdı ve yatakta doğrulup arkasını döndü. Sessizce ellerine bakarken sırtında gezinen kemikli parmakları umursamamaya uğraştı. Çok zor aşık olan ve bağlanan biriydi, onu kaybetmeye asla göze alamazdı.

"Tae... bu çok etkileyici bir dosya ama. Emin ol senin de hoşuna gidecek." Yoongi yatakta emekleyerek sevgilisinin yanına oturdu ve sıkıca ellerini tutup gözlerine baktı. "Hem yardımına ihtiyacım olacak." Yavaşça keskin hatlı çenesinden tutup kafasını kaldırdı ve dudaklarını öptü. Taehyung dudakları alev alacak gibi hissetti ve aşkla öpen dudaklara karşılık verdi. Birbirlerine susamışlardı, çok ayrı düşmek onlara çok ağır geliyordu. Taehyung erkek arkadaşından bir dakika bile ayrı kalmak istemiyordu.

Dudaklar birbirini iyice ezdi, kızardı ve alev almış hissi vermeye devam etti. Taehyung yavaşça Yoongi ile parmaklarını birbirine kenetlerken boştaki elini beline sardı, onu narince yatağa yatırdı. Ara sıra dudaklarını ayırıyor, çene hattına kibar öpücükler bırakıyordu.

İkisi de nefes almayı unutmuştu sanki, oksijen karşıdaki dudaklardaymışcasına seviyorlardı birbirlerini. İlk nefes almayı hatırlayan Yoongi oldu, yavaşça dudaklarını istemeden de olsa ayırdı ve küçüğün yanağını okşadı. "Bir kadın, Han Nehri'nde bulundu. Çıplak, göğsüne Yıldızlı Gece tablosu yapılmış. Otopsi henüz belli değil. Yarın öğrenmeye gideceğim." Taehyung'un gözleri faltaşı gibi açılırken Yoongi aşkının bu bakışına yeniden aşık oldu ve gülümsedi. "Hoşuna gideceğini biliyordum."

"T-Tanrım... çok... tüylerim ürperdi." Taehyung mırıldanarak doğruldu ve boş duvara bakınıp birkaç saniye için ne denli mükemmel bir seri katil olduğunu düşündü. "Eğer sanatçı tanınıyorsa ve Seul'dense, yapma stilinden size yardım edebilirim. Bilirsin bu konuda bilgim var." Taehyung göz kırptığında Yoongi kıkırdadı. Taehyung kıkırdarken diş etleri görünen bu çocuğa çok aşık olduğunu tekrar anladı. Yatırdığı bedenin üstüne eğildi ve dudakları yeniden öpmeye başladı.

Öpüşmeleri ateşli bir hal alırken Min Yoongi gününün güzel biteceğini, Kim Taehyung ise yeni planlar düşünmesi gerektiğini anlamıştı.

aesthetic killer -ara verildi-Where stories live. Discover now