1.5

8.8K 960 669
                                    

Medya:Billie Eilish - Lovely ft Khalid

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

***


-1 hafta sonra-

"Sikeyim, gerçekten de gözlerimi bağlamanız şart mıydı?" demiştim yerimde huysuzca kıpırdanırken. Evet, bugün doğum günümdü. Daha doğrusu doğum günümün bitmesine 3 saat vardı ve biz şu an ,Taehyung'un kullandığı, Jin hyungun arabasındaydık. Nereye gittiğimizi elbette ki bilmiyordum ve iki zeki gideceğimiz yeri Jin hyunga da söylememişlerdi.

"Hyung çok konuşuyorsun. İnan bana gittiğimiz yere bayılacaksın." Ön tarafta oturduğunu düşündüğüm Jungkook konuştuğunda homurdanmıştım. "Öyle olsa iyi olur. Yoksa siz ikinizi elimden kimse kurtaramaz."

"Hadi Jimin'e söylememenizi anlıyorum ama bana neden söylemiyorsunuz gittiğimiz yeri?" Yan tarafımdan gelen Jin hyungun sitemkar sesini duyduğumda çaktırmadan bandın altından baksam yakalanma ihtimalim ne olur diye düşünüyordum. En sonunda ihtimalleri siktir edip elim banta gittiğinde elimin üstünde bir acı hissettim. Elimin acısıyla bağırırken Jungkook konuştu.

"Yah seni sinsi! O ellerini de bağlamamı istemiyorsan uslu dur hyung. Ve Jin hyung, eğer sana söyleseydik hemen gider bu cüceye yetiştirirdin. Biliyorsun süprizleri içinde tutamama gibi bir huyun var."

"Cüce mi? Kook kaşınıyorsun. Taetae sevgiline bir şey söyle yoksa o sevimli kıçına yediği şey bu sefer seninki olmaz." demiştim. Sinirden yanaklarımın kızardığına emindim. Bu çocuk bazen gerçekten de sınırlarımı zorluyordu.

"Hey hey hey! Yavaş gel Jimin. Öyle bir durum olduğunda emin ol altta olan kişi Kook olmaz. Sevgilim haşindir biraz." demişti Taehyung gülerek. "Ne yani o zaman altta olan sen misin?" diye sorduğunda Jin hyung arabanın içine kahkahalarımı salmıştım. Jungkook'un da gülüş sesini duyarken Tae konuştu.

"Hayır hyung, bizde her şey dönüşümlü." Arabanın durduğunu hissettim. "İşte geldik."

"Siktir! Bana bunu yapmadığınızı söyleyin!" Seokjin yan tarafımdan bağırdığında irkilmiştim. "Ne oldu hyung? Bu iki salak bizi kötü bir yere mi getirdiler yoksa? Öyle yaptılar değil mi? Sikeyim sizi." demiştim bantın altında kalan kaşlarım çatılırken.

"Jimin bizi resmen vam-" Jin'in sesi kesilip araya Jungkook girdiğinde şaşkındım. Cidden nereye gelmiştik? "Hyung napıyorsun sussana!"

"Jimin-ah inan bana geldiğimiz yere bayılacaksın. Şimdi Kook Jin hyungu önden götürecek ki süprizimiz bozulmasın. Onlardan sonra da biz gideceğiz. Anlaştık mı?" Yan tarafımdan Jin hyungun boğuk sesleri geliyordu. Sanırım ağzını tutuyorlardı. Kapılar açılıp serin hava içeri dolduğunda titremiştim. Yan tarafımda oturan Jin'in sesi kesildiğinde benim tarafımdaki kapı açılmış ve kolumdan tutularak dışarı çıkarılmıştım.

"Hadi Jiminie, gidiyoruz." demişti Taehyung arabayı kilitleyip beni yönlendirirken. Tanrım etrafınızı görmeden hareket etmek çok boktan bir histi. Attığım her adımda yeri boylayacakmış gibi hissettiğimden temkinli davranıyordum. Elbette ki Taehyung yeri boylamama izin vermezdi ama işte insan yine de tedbiri elden bırakamıyordu.

"Tamam şimdi önünde basamak var. Yavaşça çık bakalım." Taehyunga uyup ayağımı kaldırdığımda ilk başta tökezleyip düşecek gibi olduysam da Tae hemen belimden yakalamıştı. "Yavaş ol Jimin. Önünde üç basamak daha var. Yavaşça çık onları. Merak etme ben buradayım ve tutuyorum seni."

Dediğini yapıp yavaş yavaş merdivenleri çıktığımda bu sefer tökezlememiştim. "Aferin Jiminie! Şimdi içeri girelim artık." Küçük bir çocukmuşum gibi beni taktir ettiğinde her ne kadar göremeyeceğini bilsem de gözlerimi devirmiştim. Ayrıca bu bant artık kaşındırmaya başlamıştı.

True Blood // Yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin