17

86 22 3
                                    

Telefonun alarm sesi ile kendime gelmeye başladım.

- Lanet ses.

Artık bu sesi duyarak uyanmak sinirlerimi bozmaya başladı. Zaten yeterince her şey bozuldu.

Yataktan kendimi ayırmayı başarınca banyoya ilerledim. Buz gibi akan su ile üç defa yüzüme suyu çarptıktan sonra üşümenin etkisi ile yüzüm gerildi. Yüzümü kuruladıktan sonra dişlerimi fırçalayıp banyodan çıkmayı başardım. Dolaptan dar kazak ve kısa yağmurluk ceket alıp kot pantolonuda giyindikten sonra etrafıma bakınmaya başladım. Eşyalarım hazırdı. Bir şeyler atıştırmak iyi fikir olacak yoksa midem kendi kendini kemirecek.

Aşağı inerken hizmetlilere seslendim.

- Kahvaltı hazır mı?

Yemek odasına girince taptaze ekmek kokusu tüm odayı sarmıştı.

- Evet efendim. Çay mı, meyve suyu mu?

- Çay

Zaten havalar giderek soğudu. Biraz içim ısınsın. Çay doldurulurken içeri Yüsra girdi. Bu gün pek bir sade ve klasik giyinmişti. Hayret verici.

- Günaydın.

- Günaydın canım.

- Bugün pek bir sönüksün, planın nedir?

- Önce spor yapacağım sonra da dışarıda biraz işim var ve dışarı çıkmadan önce Araz ile konuşmayı planlıyorum.

- Senden bir şey isteyeceğim. Uyumadan önce aklıma geldi ama artık uğraşmak için gücüm yoktu. Araz benim odama dinleme cihazı koydu evet ama atladığımız şeyler de var. Benim odama yerleştirdiğine göre sizin odanıza da koymuştur. Sorup öğren lütfen.

- Haklısın. Yemekten sonra konuşurum.

Çayıma iki şeker atıp ekmek ve kayısı reçelini afiyetle mideye yolcu ettim. O arada Yüsra dün yaptığım şeyle ilgili benle konuşmaya yeltendi.

- Dün, sen odana çıktıktan sonra Araz'ın yanına gittim.
Umursamadan çatalımı domateslerden birine batırdım.

- Eee ne olmuş.

Önce elimi tuttu sonra kendine hakim olamayıp burnundan soludu.

- Ametist, bizi biz yapan özelliğimiz iyiliğimiz, merhametimiz. Biz bunları yapmayız. 

Ağzımda ki bitince can sıkıntısı ile sesimi yükseltip

- Aaaa evet o yüzden Asilin yaşadığı Dizdar'da köstebek varmış. Kime, neye ve nasıl iyilik, merhamet göstereceğimi gayet iyi biliyorum. Sen benim için endişelenme.

- Yinede bu denli bir işkence olmamalıydı.

- Ne demişler " Nush ile etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir." Var mı bir diyeceğin başka?

Ses etmedi. Karnımı doyurduktan sonra masadan kalkıp kapının önünde Yüsra'ya dönüp

- Bana ve benim kararlarıma saygı duymanızı istiyorum. Çok şey istemiyorum, sadece bu.

Odadan çıkınca hizmetli odadan çantamı ve montumu getirmeyi ihmal etmemiş. Kolumdaki saate bakınca geç kalacak olduğumu fark ettim. Merdivenlerin birer ikişer çıktıktan sonra otoparka hızla ilerledim. Arabaya biner binmez çalıştırıp ellerimi ısıtmak için  ovaladım. Hava artık çok keskin soğuk olmuştu.  Gökyüzünde güneşten eser yok. Aslında en sevdiğim mevsim kış. Güneşten hoşlanmıyorum. Aşırı sıcak, bunaltıcı hava ve tenimi kavuran güneş asla benlik olmadı. Sanırım soluk beyaz tenliliğimi buna borçluyum ama halimde  memnunum. Güneşe D vitamini almak dışında tahammül edemiyorum. Okula yaklaştıkça aklıma başka bir konu tekrar yer edindi. Bu sefer de konum Zeyd. Dediği şey doğru gibi görünüyor ama Araz'ın bile köstebek olduğunu öğrendikten sonra kime nasıl güveneceğimden emin değilim. Dünyada yalnız kalmaktan sonra diğer kötü olan şeyde güvensizlik.

YAŞAYAN BİLİR #wattys2017حيث تعيش القصص. اكتشف الآن