#Sürtüşme#

98 9 3
                                    

Aşağı indiğimizde Duha masada kahve içiyordu. Kaldığım yerden sahtekarlığa devam etmeye çalışarak

- Afiyet olsun. Çok güzel koktu.

Bir tane de kendime kahve istedim. Sozdar istemeyip Duha'nın yanına oturdu. Yüsra'nın yukarıdan geldiğini görünce tedirginliğim arttı. Nefes alıp

- Selam Yüsra. Ben istemeden birini yanıma gönderdiğin için teşekkür ederim. Ha bu arada telefon icat edileli yıllar oldu.

Ahenkle bir sandalye çekip Sozdar'ın karşısına oturdum.

- Yarım saat geçmişti. Aracın hala oradaydı, çok endişelendim.

- Eğer endiselendiysen
Telefonu cebimden çıkardım. O esnada kahvem gelmişti. Masaya bırakıp geriye çekildiği an telefonu masaya attım.

- Bu telefon ne güne duruyor yanımda! Haklı göstermek için kendimi sinirliymis gibi görünmem gerek. Kahveden bir yudum aldım. Yüsra, Sozdar'ın yanına oturdu.

- Öyle ama ya aradığım da gerçekten başın belada olsa. Telefonun çaldığı için seni yaka paça götürseler.

- Demek ki önlemlerin yetmiyor. Telefonu masadan alıp ayağa kalktım.

- Yüsra eğer beni korumak istiyorsan, beni kendi halime bırak. İnsanlar bana musallat olamaz. Gündüzleri de jarinler bana fazla tehlike değil. Ha eğer açık ve net konuşmak gerekirse korumak adı altında bana yaptığınız şey sadece kafes sistemi kurmak. Daha açık konuşmak gerekirse bir savaşçı gibi düşünmüyorsunuz. Hayat şu Dizdar'dan ibaret değil. Dışarı da gece var. Ben özledim gökyüzünü görmeyi. Dışarı çıkıp gezmeyi. Eğlenmeyi. Arkadaş edinmeyi. Koruyamıyorsun Yüsra koruyamıyorsun. Sadece arabaya GPS koymakla beni uzaktan koruyamazsın. Ciddi anlamda beni korumak için uğraştığını düşünmüyorum artık. Beni koruma sisteminde o kadar boşluğun var ki.
Masadan biraz uzaklaşıp tekrar onunla göz teması kurdum.

- Bir kaç parça eşya alıp dışarı çıkıyorum.
Merdivenleri çıkarken Sozdar'a seslendim.

- Benimle gelebilmen için 10 dakikan var, sonra çıkıyorum. Koridoru döner dönmez omuzlarım çökmüştü. Üstümdeki suçluluk yerini haklılık bırakmıştı. Yazık neye uğradığını şaşırdı ama her neyse. Gayet doğruydu bu söylediklerim. Zeyd kadar uğraşmadı okul için. Sozdar'ı yanıma verebilirdi. Ne bileyim ya da daha başka bir okul olabilirdi. Kimseyle arkadaş olmamak da ne demek. E o zaman ben kendi beynimin içine sıçıp sıvayayım.

Polo yazan bordo parlak çantayı alıp içine bi kaç giysi tepeledim. Bir kaç eşya daha koyup şarj aletini de alıp kapıdan çıktım. Sozdar ileride bekliyordu. Küçük spor çantası almıştı eline. Uzaktan

- Senin arabanla gidelim.

- Tamam.

Merdivenleri ikişer ikişer atlayarak aşağıya indim. Yüsra ayakta dolanıyordu. Sinirliden çok tedirgindi. Duha ise onu zabdetmeye çalıyordu.

- Bana seçtiğin okula haber ver. Dört gün devamsızlığım olacak.

- Ametist!

Yanından hızla geçerken geri dönüp dibinde durdum.

- Ne oldu Ametist'e? Ne! Çıldırmama çok az kaldı bu yer altında. Normal bir evde normal insan gibi yaşamak istiyorum. Normal arkadaşlar. Normal, norrr-mall anlıyor musun? Bunaldım. Sizin de başınızı derde sokmamak için Sozdar'ı alıyorum yanıma. Merak etmeyin hiç bir şey olmaz.

- Ama...
Duha omuzlarından tutup beni rahat bırakmasını istedi. Bütün diyeceklerimi hızlı bir şekilde suratına diyip dışarı çıktık. Kapının önünde durup Sozdar'a baktığımda onun da yüzü gergindi. Ve benim kalbim, iğrenç duygular içinde. Gaflet dolu yer altından çıkmıştık. Hava bozuk ve soğuktu. Sozdar yanımda olduğu için bir yarım göbek atıyor diğer yarım ise Yüsra'ya yaptığım fazla geldi diyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 23, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAŞAYAN BİLİR #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin