5.8

2.3K 146 95
                                    

Zile beş dakika kala kızları sınıfa yollayıp tuvalete gitmiştim. İşimi hallettikten sonra suyu açıp bir süre akmasına izin verdim. O sırada içeri giren kızlar hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Suyu kapatmayıp onları dinledim.

"O çocuk mal ya."

"Ben niye onu bıraktım sanıyorsun?"

"Senden sonra nasıl o kız bakmış, hâlâ şaşkınım."

"Yavuz hep tuhaftır zaten."

"Reyhan siz ne kadar çıkmıştınız?"

"Bilmem ki. Beş ay falan herhalde."

Sinirden ellerim titrerken kan beynime sıçramıştı. Tüm ruhum alev alırken suyu kesip sert bir şekilde kapıyı açtım. Kapı duvara vururken sakin adımlarla tuvaletten çıktım. Reyhan'ı itiştirerek ikisinin arasına girdim ve elime sabun sıktım. Elim soğuk suyun altında yıkanırken gözlerim aynada onların şok olmuş surat ifadelerini inceliyordum. Bakışlarım öyle durgundu ki ikisi de şaşırmış ne yapacaklarını bilememişlerdi. Reyhan yanımdan geçip gitmeye kalkarken ellerimi suyun altından çekip musluğu kapattım ve bedenimi onun önüne atarak geçmesine engel oldum.

"Selim'in senin kadar salak ve korkak biriyle birlikte olmasını aklım almıyor ya." dedim ve onun yaptığı gibi arkadaşına döndüm. "Bu çocuk mal ya." dedim ağzımı eğerek. Sonra tekrar ona döndüm.

"Bir daha benim hakkımda bir şey düşündüğün zaman gel yüzüme söyle. Ha, bunu yapamıyorsan arkamdan da konuşma. Bir daha duyarsam bu kadar sakin karşılamam."

Sert sesimle bir kaç saniye yüzüme baktı. "Ne yapabilirsin ki?"

"Şimdi mi göstereyim yoksa bu olayın ikinci defa tekrarlanıp sınırımı zorlamak mı istersin?"

"Reyhan boşver. Uğraşmaya değmez." diyen arkadaşına döndüm hızla. Onu biraz ittirip, "Sesini kes yoksa önce seni döverim." dedim. Ben mi fazla sinirliydim yoksa onlar mı sabrımı zorluyordu?

"Şimdi defolun şuradan." deyip sinirden titreyen elimi aşağı indirerek zapt etmeye çalıştım.

Onlar kapıya yaklaşırken, "Selim'in adını da ağzınıza aldığınızı duymayacağım." dedim. Ben cümlemi bitirmeden kapı açıldı ve Senem içeri girdi. Reyhan'a dik bakışlar atarken benim yüz ifademi görünce, "Ne oluyor lan?" diye sordu.

"Yok bir şey." dedim ama içimde biriken sinirle sesim titremiş ve Senem anlatmamı bekler bir şekilde bana bakmaya başlamıştı.

Derin bir nefes alıp anlatmaya başladığımda iyice kafam atmış ve o kızın saçlarını yolmadığım için büyük pişmanlık duymaya başlamıştım. Özel günümde olmamın da verdiği hassasiyetle, sinirden ağlamaya başladım. Senem, "Niye ağlıyorsun mal?" dediğinde daha çok ağlayasım gelmişti ve hızla yan tarafımdaki kabine girip kapımı kilitledim.

"Oğlum salak mısın çık şuradan."

"Sen git. Ben geleceğim." dedim burnumu çekerek.

"Saçmalama aç şu kapıyı. Bak gider döverim o kızı, kapıyı aç."

Sesimi çıkarmadan ağlamaya devam ettim. Onun yanına yakışmadığımı düşünüyordu. Belki de başkaları da böyle düşünüyordu. Selim'in aşırı bir yakışıklılığı olmamasına rağmen gayet yüzü güzeldi ve kesinlikle benden daha güzel bir kızla gayet yakışırdı.

"Çirkinin tekiyim zaten." diye sinirle söylendim. Kapının arkasında olduğunu unuttuğum Senem "Hâlâ ne saçmalıyorsun sen?" diye bağırdı. Bu kızdan cidden korkuyordum bazen.

"Yalan mı anasını satayım yalan mı? Sence onun yanına yakışıyor muyum? Hani çiftleri yorumluyordunuz ya siz. Kız güzel çocuk tipsiz, çocuk yakışıklı kız bok gibi. Hiç yakışmamışlar falan. Biz de onlardan değil miyiz? Herkes böyle düşünüyor. "

Bay Bilinmeyen #TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin