Bölüm 28
Simge Karavera
Aytun, Ayliz ile mekândan ayrıldıklarını Menes'e haber verdiğinde rahatça geceye devam etmiş, beraber eğlenmiştik. İlişkimizi ikizimden saklayarak yaşamak içimi rahat ettirmese de Menes'le olan arkadaşlığı için şimdilik susuyordum. Kaldı ki Menes de böyle olmasını istiyordu.
Barın çıkışına doğru ilerlerken Ian'ın ve yanındaki sarışın kızın, arkadaki odalara yöneldiğini görerek kaşlarımı kaldırdım. Bu görüntüye aşinaydım ama kuzenimin bu keyifsizliği benim için bile ilkti. Kız bir şeyler söyledi kıkırdayarak ama Ian ifadesizce kıza bakmaya devam etti. Bu hali kızı durdurmaya yetmedi ve boynuna birkaç öpücük kondurup Ian'ı odaya sürükledi. Arkalarından bakmayı sürdürürken sıkıntıyla iç çektim. Ian'ın Ayliz'e tutulduğu besbelli ortadaydı, ancak arada Aytun faktörü varken ve Ayliz'in hisleri de ikizimden yanayken Ian'ın pek şansı yoktu.
Dudağımı büzerken, "Menes!" diye çığıran bir kız sesi adımlarımı durdurdu. Sorgulayarak sevgilime bakarken aynı anlarda bir kız onun boynuna dolandı. Gözlerim irileşirken Menes de aynı benim gibiydi.
"Ay ben seni çok aradım, nerelerdesin bebeğim?"
Şaşkınca, "Çekilsene kızım üzerimden!" deyip kızı resmen üzerinden attı. Tek kaşımı kaldırıp kıza ölümcül bir bakış fırlattım. Benim sevgilime sarılmak da neydi?
"Sen kimsin?"
"Geçen sene Astrapol'de karşılaşmıştık, yanında gri gözlü bir adam daha vardı. Seni ararım deyip numaramı almıştın ama bir sene oldu, hâlâ tık yok."
Kızın siyah saçlarını yolup eline vermemek için kendimi zor tutarken Menes'in koluna girdim ve sahte bir şekilde gülümsedim. "Aramadıysa neden üsteliyorsun ki? Bir sevgilisi olabileceği, seni bu yüzden aramadığı hiç mi aklına gelmedi? Benim sevgilime sulanmak ne demek oluyor?"
Kız bariz bozulurken başını eğdi. "Sevgili mi? Bana yalnız olduğunu söylemiştin Menes!"
Menes, kolunu belime dolarken başımın üzerine bir öpücük bıraktı. "O zaman yalnızdım ama artık değilim. Şimdi kız arkadaşım olay çıkarmadan yok olsan iyi olur."
Kız saçlarını savurup arkasını dönerek bizden uzaklaşırken, "Şu eskilerin ne zaman bitecek merak ediyorum," diye yakındım. Her ortamda böyleleriyle karşılaşmak artık can sıkıcı oluyordu.
"Mazimiz için sinirlenmeyeceğiz demiştik, minik şeytan."
Arabaya bindikten sonra, "O lafı eden ağzımı seveyim," dedim memnuniyetsizlikle. İlişkiye başladığımızda sarf ettiğim bu söz artık ayağıma dolanıyordu. Çünkü Menes'in listesi benimkinden daha kabarıktı.
Bana yandan muzır bir bakış atarken, "Ben de seveyim," dedi.
Onu umursamadım. "Bak, en geç bir hafta sonra Aytun ile konuşup anlatacağız, tamam mı?"
"Tamam dedim, Simge. Halledeceğim."
Sessiz geçen bir dakikanın ardından dayanamayıp konuştum. "Sence Aytun, Ayliz'in gitmesi için bir yol bulmuş mudur?"
"Bulduysa bile söyleyeceğinden şüpheliyim. Tıpkı yolu olsa dahi Ayliz'in gideceğinden şüpheli olduğum gibi."
"Gider mi bilmiyorum ama Aytun'a âşık olduğu çok belli. Belki Ayliz sevmese her şey daha kolay olurdu ama..." deyip devamını getirmeyerek sustum. Evin önüne geldiğimizi anlayınca Menes'e iyi geceler öpücüğümü vererek aşağı indim. Odama çıkacakken karşıma dikilen Aytun ile neye uğradığımı şaşırdım. Bir an acaba bizi mi gördü derken yüzündeki sıkıntılı ifade bu tezimi çürüttü. Görseydi eğer patlamaya hazır bir volkan misali çıkardı karşıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY DÜĞÜMÜ
FantasyArkeolog olan Ayliz hayatının en büyük hedefini gerçekleştirmek üzere başına neler geleceğini bilmeden Mısır ülkesinde bir piramidin içine girer. Her şey olağan bir şekilde ilerliyordu. Ta ki Ra'nın gözünü bulana kadar... Onu kendi dünyasından ala...