2

1.6K 174 444
                                    

Harry'yi de böyle hayal ederseniz daha iyi olur :)

İyi okumalar

Louis aklına gelen şey ile elini hızla geri çekti. Harry'ye nasıl bir açıklama yapacağını düşünüyordu.

Islak elini ensesine attı ve bakışlarını yere indirdi. "Eee ben gideyim artık, iyi günler." dedi ve eşyalarını alıp evden ayrıldı.

-

Louis eve girdi ve kapıya yaslandı. Derin nefesler alıp kendine küfür ediyordu.

Evine kadar koşarak gelmişti. Nedenini bilmiyordu ama koşmuştu.

Nefesi düzgün bir ritme geldiği zaman duş almaya karar verdi. Bugün çok çalışmıştı. Hâliyle terlemişti.

Merdivenlerden çıkıp banyosuna ilerledi. Kapısını açıp içeri girdi. Ayna karşısına geçip kendisini süzdü. İçinden 'Ne yakışıklı herifim.' diye geçirmeden edemedi.

Kendisine bir gülümseme yollayıp soyunmaya başladı.

Saçındaki -ne zaman taktığını bilmediği- bandanasını çıkarttı. Saçları iyice uzamıştı. Bu yüzden bandana takıyordu.

Duş kabinine girdi ve suyu ayarlamaya başladı. Su birden soğuk gelirken diğer yanda da sıcak geliyordu.

Ardından ise su kesildi. Louis kaşlarını çatıp "Ne sikim oluyor?!" diye bağırdı. Çıplaktı ve soğuk su vücuduna temas etmişti. Otomatikman üşüyordu.

Musluk ile oynamayı bırakıp suyu kontrol etmeye çalıştı. Ama olmuyordu.

Akmayan su birden hızlı ve yoğun bir şekilde aktı. Louis ıslanmıştı ve ağzı açık bir şekilde olan biteni izliyordu.

Musluktan çıkan su -sanki görebiliyormuş gibi- kabinden dışarı çıktı ve tam banyonun ortasında durdu.

Sular aşağıdan yukarıya doğru dönerek bir insan bedeni çıkarttı ortaya. Louis duş kabininin kapısı açıp gelen kişiye baktı.

Tanrı Poseidon?

"B-Baba?" dedi Louis kekeleyerek. En son babasını beş sene önce görmüştü ve o da tam banyo yapacağı zamandı.

"William! Oğlum!" dedi Poseidon neşe ile. Poseidon geçen zaman içinde hiç değişmemişti. Sadece üstünde hawaii tarzı bir gömlek ve capri pantolon vardı. Ah, bir de kırmızı güneş gözlükleri.

Louis incelemesini bitirip babasına döndü. Sesini temizledi ve babasına döndü. "Senin burada ne işin var, Poseidon?" dedi.

Poseidon, oğlunun sorgulayıcı ses tonunu umursamayarak oğluna sarıldı. Neşeli bir ses ile "Görmeyeli büyümüşsün, William?!" dedi. Kollarını oğlunun boynundan çekip onun kollarına koydu ve sıktı.

Louis tek kaşını kaldırıp Poseidon'a bakarken Poseidon'un kast ettiği şeyi anladı.

Gözlerini irice açıp eline gelen havluyu beline sardı. "Sen de görmeyeli şakacı bir Tanrı olmuşsun!"

Poseidon "Ah William, seni ne kadar özlediğimi bilemezsin." dedi ve Louis'ye tekrar sarıldı.

Louis, -biraz nazik olmaya çalıştığı hareketi ile- Poseidon'u ittirdi. Ama Poseidon hâlâ gülümsüyordu.

Derin bir nefes aldı. "Ben üstümü giyineyim sen de aşağı in ve beni bekle."

Poseidon cevap vermek yerine elini şıklattı ve tüm o sular tekrar etrafını sararak onu kapıdan çıkarttı. Louis ise arkasından "Etrafı ıslatma!" diye bağırmakla yetinmişti.

Poseidon's Son // Larry StylinsonWhere stories live. Discover now