4

1.3K 160 395
                                    

Bir gülümsemesi ile etrafa ışıklar saçan çocuk acaba hangi tanrının oğlu :)

İyi okumalar

"Kader Tanrıçalarının ne dediğini duydun, oğlum. Louis'ye yardım etmen gerek."

Kumral saçlı olan başını salladı. "Onların arasına nasıl karışacağım?"

"Evlerini gözetle. Müziğini kullan. Doktor olarak gir. Bir şeyler yap, oğlum." dedi Apollon. Babasının ve kız kardeşinin kini yüzünden iki gencin sonu gelecekti.

Kumral saçlı oğlan başını eğdi. "Zayn ile konuşabili-" Apollon sert bakışları ile oğlunu susturdu. "Hades'in oğlu ile mühürlü olman ayrı bir ironi zaten! Zamanı gelene kadar ondan uzak duracaksın."

Apollon, oğlunun kaderini biliyordu. Hades'in oğlu ile mühürlenmişlerdi. Bu hiç hoşuna gitmese de bir şey diyemiyordu. Kader Tanrıçalarına karşı gelemezdi.

Kumral saçlı oğlan ayağı kalktı. Sırtındaki okları yere bıraktı. "Ben gidiyorum, baba. Onları her zaman izleyeceğim. Tanrı Zeus, Louis'ye saldırdığı zaman ben de aralarına gireceğim."

Apollon oğluna gururla baktı. Yarı fâni olsa da kendisi yetiştirmişti oğlunu. Ona güveniyordu.

"Dikkatli ol, Liam."

-

"Veee bitti." dedi Louis. Kaç saattir duvar boyuyordu. Açıkcası yorulmuştu.

Harry ise boyadığı duvarın üstünden bir daha geçiyordu. Ama şeffaf bir boyaydı. Louis, Harry'nin yaptığı işe bakıp "Ne yapıyorsun?" dedi. Harry ciddi bir şekilde hâlâ boyarken konuştu.

"Ev yeni gibi gözükse de eski bir ev. Bu hazırladığım karışım ile boyaların dökülmemesini sağlıyorum."

Louis kaşlarını kaldırıp "Mantıklı." diye fısıldadı. Boyaya devam ederken aklına gelen soruları sordu. "Banyoda bir düzenek gördüm. O ne?"

Harry işine devam etti. "Kaşık ve ipi mi diyorsun?" Louis "Evet." dedi. Harry "Sabun almak için." dedi.

İşini bırakıp Louis'ye döndü. "Evde sıkılınca bazen kendimce bir şeyler geliştiriyorum."

"Evde neden sıkılıyorsun?"

"Küçükken pek dışarı çıkmazdım. Evde icat yapmaya çalışırdım. Kılıç yapmaya çalışırdım." dedi. Ardından kızardı.

Louis duvarın üst tarafını boyarken konuşmaya devam etti. "Neden?"

"Üvey annemden çekinirdim. Bir şey isteyeceksem hep babamdan isterim."

Louis yarım ağız güldü. "Benim de babam üvey. Ama Mark iyi adamdır. Biyolojik babamı sadece 2 kez gördüm."

Harry kovadan hazırladığı karışımı alırken "Biyolojik annemi hiç görmedim. Ama görmüş olabilirim de. Gözlerimi kapattığım zaman yeşil gözlü bir kadını bana bakarken görüyorum."

Louis üzülmüştü. Kendisinin annesinin olmadığını düşündü. Bu çok korkunçtu. "Babanla iyi anlaşıyor musun?"

Harry gülümsedi. "Çok iyi anlaşırım. Babam da benim gibi biri. Bilgiyi, stratejiyi, icat etmeyi ve eğlenmeyi." sustu ve devam etti. "Hatta benim bu özelliklerimi annemden aldığımı söyler. Anneme çok benziyormuşum."

Louis, Harry'nin bu hâline üzülmüştü. Ama elinden bir şey gelmiyordu. "Benzer durumlar."

Harry sadece gülümsemekle yetindi.

Poseidon's Son // Larry StylinsonWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu