✿✿,

96 15 0
                                    


✿||

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✿||

xion: 15 yaşında
namine: 16 yaşında

***

Axel bir Roxas'a bir Xion'a bakarken elinin tersi ile yanağından aşağı doğru süzülen sahte göz yaşını sildi.

"Siz şimdi büyüdünüz de liseye mi geçtiniz? Ah,daha dün miniciktiniz...peşimde 'Axel,Axel bize dondurma al!' diye dolanıyordunuz."

Uzun,kızıl saçları olan oğlan kollarını arkadaşlarının omuzlarına attı ve onları kendisine doğru çekti.

"Zaman çok çabuk geçiyor..."

Roxas onun bu sözlerine ve hareketlerine karşılık göz devirdi. Xion ise kıkırdadı. Aralarının o günden sonra bile eskisi gibi kalması onu mutlu ediyordu. Roxas sevgilisinin omzundaki elini ittirdi ve kaşlarını çatıp ona baktı.

"Bizden çok büyük gibi davranma Axel. Aramızda sadece iki yaş var."

Axel Xion'u kendisine daha da yakınlaştırırken kafasını sağa sola salladı ve Roxas'ı işaret edip siyah saçlı kıza baktı.

"Küçükken de böyle miydi bu ya?"

Xion kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Küçükken çok sevimli bir çocuktu,hiç böyle değildi."

İkisi cıklamaya başladığı zaman Roxas onları geride bırakarak liseye doğru yürümeye başladı. Lise için Axel ile aynı yere düşmüşlerdi,bu durum ikisini de çok mutlu etmişti. Axel ve Xion Roxas'ın iyice uzaklaşmaya başladığını fark edince ayrılıp hızlı adımlarla onun peşine düştüler.




Namine önce babasının ardından da annesinin yanağına ufak bir öpücük bıraktı. Ardından kocaman gülümsemesi ile onlara el salladı

"Görüşürüz!" fazla neşeliydi. Onun bu kadar neşeli olması anne babasını sevindirirken üvey kardeşi Vanitas'ın sinirini bozuyordu. Yaşıtı olan genç nefesini dışarı verip siyah saçlarını eliyle düzeltti.

"Neden bu kadar mutlusun anlayamıyorum..." diye mırıldandı kapıyı açıp dışarı çıkmadan önce. Namine ayakkabılarını hızlıca giyerek onun peşinden çıktı. Adımlarını hızlandırıp ona yetişmeye çalıştı. Siyah saçlı genç somurtuyordu,neden bu kadar keyifsizdi merak ediyordu Namine. Acaba burada çok arkadaşı yok muydu? O yüzden mi bu kadar keyifsizdi?

"Okuldan sonra bana kasabayı gezdireceksin,değil mi?"

"Hayır." Sarışın kızın kaşları hafiften çatıldı. 

"Neden bana karşı böyle soğuksun?"

Oğlan bir şey söylemedi ve adımlarını hızlandırdı, bu durum iyice sinirlerini bozmuştu Namine'nin.

Okul binasının içerisine adımını attığı anda kendisini yapayalnız bir halde bulmuştu. Vanitas inanılmaz derecede hızlı bir şekilde onun yanından uzaklaşmıştı. Onun bu hareketinden kendisinden çok fazla nefret ettiği çıkarımında bulunmuştu. Bu nefretin sebebini anlayamıyordu,bir gün anlayabilmeyi umuyordu. Omzunda bir el hissettiği zaman yavaşça arkasına döndü Namine. Saçları omuzlarının biraz aşağısına gelen kumral saçlı bir kız gördü. Kızın gözlerinin içi parıldıyordu,yüzünde ise kocaman bir gülümseme vardı. Kızın yüzündeki gülümseme Namine'nin de gülümsemesine sebep olmuştu.

"Burada yeni misin?" kız sordu. Namine hafifçe gülüp sağ eliyle ensesini kaşıdı. Bu haliyle çok tatlı görünüyordu,yoldan geçen birkaç erkeğin dikkatini çekmişti onun tatlılığı.

"O kadar belli mi oluyor?"

Kahverengi saçlı kız "Hayır,hayır. Öyle değil." dedi elini sağa sola sallayarak. Ardından ekledi:

"Sana daha önce hiç rastlamamıştım,bu yüzden dikkatimi çektin." elini kıza doğru uzattı. "Ben Kairi." Sarışın kız mutlulukla parıldayan gözleri ile kendisine uzatılan eli tutup hafifçe sıktı. Bir arkadaşı olmuştu,bunun için herhangi bir çaba sarf etmemişti de. "Ben de Namine,iyi geçinelim!"

&Çiçekler ve ruh eşleri.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin