h u i t

1.4K 132 61
                                    


"Ih-hıh." diye onaylamaz bir ses çıkardım karşımda elini uzatmış bana bakan prense. Elini geri indirecekken durdu ve:

"Lütfen." diye isteğini tekrarladı. Göz devirecekken göz devirmemden beni tanır diye düşünerek göz devirmemi yarıda kesip gözlerimle Bella'yı aradım.

Ancak hiçbir yerde yoktu pis sürtük!

Elini tuttuğumda ejderhalar yine görev başındaydılar. Gülerek bir elini belime yerleştirdikten sonra diğer eliyle elimi tutup kaldırdı ve biz... dans etmeye başladık.

Bir ileri bir geri ya da bir sağa bir sola doğru dans ediyorken

Bir ileri bir geri ya da bir sağa bir sola doğru dans ediyorken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(temsili aq köıdulja)

belimi koluyla kavrayıp ayaklarımı yerden kesti.

Gerçi ayaklarımın yerden kesilmesi için gerçekten bir şey yapmasına gerek yoktu. Bakması bile yeterliydi. Gözlerimin içine bakıyorken güldüm. İlk kez ona karşı bir şey hissettiğimi anladığım zaman geldi aklıma.

Ben Küba prensesi Camila Cabello'yu kıskanmıştım. Onun... yerinde olmak istemiştim.

Bunu ilk başta değer görme isteğime yorarken sonradan bu isteğimin sadece prense karşı olduğunu fark etmiştim.

"Hiç konuşmayacaksınız herhalde." dediğinde kıkırdadım. Önce beni saldı sonra döne döne tekrar kolları arasına aldı. Öne doğru eğildiğinde bende, ona göre, geriye doğru eğilmek zorunda kalmıştım.

Nefes nefese olduğum için bir aşağı bir yukarı inşp kalkan göğsüme baktıktan sonra kendimi engelleyemerek gözlerimi devirdim. Önceleri ifadesizce suratıma baksa da sonra gözleri hainlikle parlamıştı ve dudakları piç bir ifadeyle yukarı kıvrıldı.

Evet bunların hepsini bir maskenin altından anladım. Bugünde çok zekiyim.

Ballad bittiğinde beni doğrultup benden ayrılmıştı. Gülerek eğildi ve elimi elleri arasına alıp öptükten sonra:

"Adınızı lütfeder misiniz?" dedi. Ancak hemen arkasında başlayan flamenko gösterisiyle dikkatim dağılmıştı. Onu omuzlarından ittirip gösteriyi daha rahat izleyebileceğim bir yer aradım. Arkamdan gelen inleme sesiyle arkama döndüğümde prens yerdeydi.

Prens yerde miydi?

Prens yerdeydi. Peki kellem neredeydi? Tanrım timsahlara alerjim var sen anladın ne demek istediğimi.

Bir dakika. Yüzümde maske üstümde alengirli bir elbise var. Bu geri zekalı prens asla kim olduğumu anlayamaz.

Tekrar önüme dönüp yüce saplantım olan flamenko gösterisini izlemeye başladım.

Flamenko cidden harika bir dans türüydü. Kökeni İspanya'ya dayanıyordu ama zaten İllumination Krallığı çok uzakta sayılmazdı.

Ben küçükken Paris'te senede bir kere bir grup Yahudi toplanır ve flamenko gösterisi düzenlerlerdi. O zamandan beri flamenko en sevdiğim şeydi.

Birinin elimden tutup çekmesiyle neye uğradığımı önce şaşırsam da sonradan elimi tutup beni çekiştiren kişinin Bella olduğunu anlamıştım.

Canım flamenko gösterilerim. Arkada kalmışlardı.

Biz öylece çıkışa koşuyorken ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Sonunda bir açıklama yapma gereksinimi görmüş olacak ki arkasına omzundan dönüp:

"Abim- gecede garson olarak çalışıyor." elimi çektim ve durdum.

"Beni niye çekiştiriyorsun?" diye sorduğumda ellerini beline koyup birkaç saniye soluklandıktan sonra:

"Abinde öyle." dedi. Gözlerim yuvalarından fırlayacaktı.

Abim çalışıyordu öyle mi? Kesinlikle bunda annemin çıkrığının o büyük iğnesinin paydası vardı. Ne zaman sinirlense o iğneyi bir taraflarımıza batırmakla tehit ederdi.

"Abim tam bize içkiyi uzattığında Charlie ve ben el eleydik. Anlayacak diye nefes bile almadım." dedi ve maskesini yüzünden çıkarıp begonvillerle bezeli duvarın önündeki süs havuzunun yanında duran banka oturdu.

Onun gibi maskemi çıkardım ve yanına oturdum.

"Niye üzgünsün?" diye sorduğumda burukça gülümsedi ve:

"Bütün gece prensi aradı durdu. Kimse prensin nerede olduğunu bilmiyor. Charlie onun kraliyet zırhlarından birini giyeceğini böylece diğer konuklardan farkını kıyafetiyle koyacağını söylemişti. Davetliler için bütün gece onu arayıp durdu. Hiç birlikte vakit geçiremedik." sırıttım.

O koca kalabalıkta onu tanıyabilen sadece bendim. Bu... özel hissettirmişti. Ancak aklıma bana saatlerce parlattırdığı zırhlardan birini giymediği aklıma gelince çenem gerilmişti.

Gel de sinirlenme ayol!

Bella'nın omzunu sıvazlarken:

"Ee? Bunda seni üzen şey ne?" dedim.

"Tüm gecenin sonunda birlikte vakit geçiriyorken sana bir şey söylemem lazım dedi. Abim geri zekalısı gelip her şeyi bozdu." dedi. Güldüm.

"Yarın mutlaka sizi buluşturacağım. Söz veriyorum. Ama şimdi flamenko gösterisini izlemeye geri gidelim." dedim ve ayağa kalktım. Benim gibi ayağa kalkarken maskemi takmaya çalışıyordum.

"Bella bu kafama sığmıyor." diye cebelleşirken birden kolumun çizilmesiyle tökezleyip süs havuzuna düştüm. Yanımda kolunu ovalayan Bella:

"Arı ısırdı!" dedi. Sudan çıkmaya çalışsam da elbise bir sünger misali suyu çektikçe çekiyordu.

***

"Dün gece bir kızla dans ettim." dedi ben temiz çamaşırlarını dolaba yerleştirirken. Güldüm ve omzumun arkasından:

"Harem işinden vazgeçtiniz demek?" dedim. O kız bendim bebek!

"Hayır, hayır. Sadece sana bir görev vereceğim. O kızı bana bul ve sana iki kese altın vereyim." dediğinde gözlerimi devirdim.

Bibidi babidi bum bile bundan daha az klişeydi cidden.

"Kızı nerede arayabilirim ki?" diye sorduğumda kılıcını bir elinden ötekine geçirdi ve elinde birkaç havalı hareket yaptıktan sonra belindeki kabzaya yerleştirdi.

"Bilmem. Benim görevim olsaydı sana söylemezdim."

"Ah, şey pekala."

"Onu çabucak bulsan iyi edersin. Çünkü onun için bir sürprizim var." dedi ve göz kırparak odanın dışına çıktı.

queen | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin