10. BÖLÜM: "GÜVENSİZLİK "

29.9K 1K 132
                                    

Sanırım aşık oldum...

10. BÖLÜM: "GÜVENSİZLİK "

Kulağıma gelen sesler beni uykunun kollarından almak istercesine beynime eziyet ediyordu. Fakat gözlerim hala biraz daha uyumam için beynimin kalkmam için vermiş olduğu komutu görmezden gelerek hiçe sayıyordu. Uykunun neden bu kadar tatlı olduğunu bilmiyordum fakat bazen bu derin tatlı uykunun sonsuzlaşmasını istiyordum. Sonsuz bir uyku ne kadar güzel olurdu. Zorda olsa kendime gelirken gözlerimi zar zor açarak baygın bir şekilde bir süre tavanı izledim. Sanırım bu alışkanlığımı hiç kaybetmeyecektim. Gözlerim sanki günlerce uykusuz kalmış gibi sızlıyordu eminim ki kan çanağına dönmüşlerdi. Gözlerim acıyordu! Başımı koyduğum yastık o kadar yumuşak ve güzel kokuyordu ki kollarımı yastığa sararak derin bir nefes alarak üzerine sinmiş olan güzel kokuyu bir süre soludum. Yastıktan gelen güzel koku uykumun gelmesini sağlarken tekrardan uykunun kollarına bıraktım uykuya aciz bedenimi. Koku beni bir bebek gibi uyuturken sanki aylardır uyumak için ihtiyacım olan tek şey bu kokuymuş gibi içime çekerek uyudum.

Uykumu bölen kabus ile dik bir konuma gelmiş omzumu arkamda ki duvara yaslamış bir şekilde gördüğüm rüyanın etkisinden çıkmaya çalışıyordum. Ayaklarımı kendime çekmiş bir şekilde bir ileri bir geri sallanırken gördüğüm rüyanın etkisini taşıyan hormonlarım kalp ritimlerimin hızlanmasını sağlarken derin derin nefesler alıp veriyordum. Olası bir atak daha kaldıramazdı vücudum. Etrafı kontrol etmek için yattığım yataktan dizlerimi sarkıttım. Saçlarım yüzümü gizlerken düşüncelerimin esiri olmuştum. Nasıl bir oyuna girmiştim bilmiyordum fakat kalp ritimlerimi ele alacak olan korkularım benim sonumu bu Cehennemde yazacaktı! Bunu hissedebiliyordum. Uyumuş olduğum yatağın kime ait olduğunu bilmemek benim şimdiden utanmama neden olurken yaşamış olduğum krizden dolayı düşüncelerimi yönetemememin kontrolsüzlüğü ile bir kaç dakika gözlerimi kapattım. Krizin verdiği düşüncesizlik ve yorgunluk ile bir an kimseyi umursamamış burada saatlerce uyumuştum. Bu yatağın sahibini hiç düşünmemiştim belki saatlerce benim yatağından kalkmamı beklemişti. Ne kadar da düşüncesiz davranmıştım.

Yatağın başlığında duran bardak ve ilaç ile kaşlarım havalanırken ilacı sol elime bardağı ise sağ avucuma hapsederek bir süre inceledim bardağı burnuma yaklaştırıp kokladım bardaktan gelen temiz koku ile sudan bir yudum alarak ağzımda ki kuruluğun geçmesini bekledim ilacı yutarak suyu tek dikişte bitirip ayaklandım. Muhtemelen ilacı Elis getirmişti.

Saçlarım özgürlüğüne kavuşmuş bir şekilde belime kadar uzanırken gözümün önüne gelen saç tellerimi kulağımın arkasına sıkıştırdım. Hava kararmış ay nerdeyse hiç ışık saçmıyordu. Odanın içinde bulunan küçük pencereden dışarıyı izlemek biraz tuhaf gelse de burada her şeyin olağan dışı olduğunu kabullenmiştim peki kimse burayı görmüyor muydu? Bu pencere nasıl onları ifşa etmiyordu, pencere o kadar küçüktü ki buraya yeni gelen birinin bu pencereyi fark etmemesi doğal karşılanırdı. Peki yıldızlar neden bu kadar tuhaf görünüyordu?

Pencerenin yanından ayrılıp sol tarafımdan gelen seslerin beni merak içinde bırakmasına müsade etmeden o yöne doğru ilerledim Gün ağarmadan önce Altemur ve Alkan'ın girdiği odaydı bu sesler oradan geliyordu! Bulunduğum odaya bakınca kimsenin burada olmadığını daha yeni fark etmem ile bir süre afalamanın vermiş olduğu şaşkınlığı üstümden atamadım hangisinin başına taş düşmüştü de beni burada bir başıma bırakmışlardı. Benim burada tek başıma olmam ve diğerlerinin olmaması biraz tuhaf hissettirirken omuzlarımı silkip onları umursamadım. Belki bana güvenmiyorlardı ve kendi aralarında konuşuyorlardı.

'Yaptığım yüzsüzlük olacaktı fakat yanlarına gidip sohbetlerine katılabilirdim. En azıdan kendimi az da olsa biraz iyi hissederdim.'

Şeytan'ın İni +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin