7;Kibrit

115 84 47
                                    

#Onurcan Özcan# Kibrit#

Ayça elindeki karanfil demetini sıkıca kavramış yağmur damlalarının altında sırılsıklam ıslanmışken Murat yere bakıyordu. Ne diyeceğini bilmiyordu yada böyle durumlarda ne denemeliydi hiç bir fikri yoktu. Onun düşüncesi, Ayça yine bu sokakta oturmuşken o özür dileyip karanfil demetini genç kızın eline vericek ve evine dönücekti.

Ayça onun elini hiç tutmamış olucaktı, yağmurun altında birlikte sırılsıklam olmiycaklardı , karşılıklı gülüşüp yağmur damlalarının altında kendi etraflarında dönmiyceklerdi belkide. Böylesi daha mı iyi olmuştu yoksa hiç gelmemeli miydim diye düşünmeyi kesmeliydi çünkü karşısında utancından yerin dibine giren bir kız duruyordu.

"Ben gerçekten özür dilerim yani kusura bakmayın sizi Hira sandım." diyen Ayçaya bakınıp omuz silkti "Sorun değil." Eslem aralarındaki çekingenliği fark edince araya girdi "Hira bizim işimiz vardı dimi. " Hira Murata bakmaktan gözünü alamıyordu . Eslem Hiranın koluna vurdu "Hira , kız duymuyor musun?" Hira kendi kendine konuşmaya başladı ;

"Vay arkadaş vay. Analar neler doğuruyor. Valla taş taş. Bu adamın on çocuğu olsa dünya kurtulur yeminlen." Murat başını eyip çapkın gülüşler attı. Eslem Hiranın omzuna vurunca Hira sinirle çıkıştı "Ne yapıyorsun ya? Kolumu çürüttün. Vurmuyor öldürüyor sanki." Muratın yüzündeki gülümseme büyürken dudağının kenarındaki gamzesi bariz ortadaydı. Hira Murata bakıp "Gamzeniz var ." dedi . Murat yine her zamanki gibi kızları etkileyen bakışlarını atarken Hira bir türlü çenesini kapatamıyordu;

"Gamze değil belediye çukuru sanırsın mübarek. Öyle gamzem olsa annem kiler niyetine kullanırdı valla."

Murat alayla gülmeye devam ederken Hira Murata"Yalnız ,çiçekçiye çiçek getirmişsiniz ." dedi. Eslem Hiranın koluna vurdu . Birilerinin Hirayı susturması gerekiyordu;

"Annen bu haline ne diyecek acaba ." tepeden tırnağa sırıl sıklam olmuşlardı. Yağmur hala tüm hızıyla devam ediyordu. Hira alt dudağını ısırıp "Annem...." dedi ve binaya doğru koştu . Eslem arkasından ilerlerken Murat Ayçaya dönüp "Çok ıslandınız ." dedi. Ayça omuz sikti "Bence siz benden daha çok ıslandınız." Murat kaşlarını çattı;

"Onu nereden çıkardınız?"

"Çünkü kalıplısınız." dedi ve ardından sanki ağzından bir şey kaçırmış gibi lafını torparladı "Şey Hira söylemişti." deyip utandı. Murat güldü . Karşısındaki binaya baktı , kapısı açıktı. Ayçanın yanına yaklaşıp kolundan tuttu ve binaya doğru ilerledi. Binanın kapısından içeri girip merdiven basamağından rastgele birine oturdu.

Ayça yanında oturmuştu. Yağmur sesi huzur vericiydi.

"Çiçekçi misiniz?"dedi Murat gözleriyle Ayçayı süzerken;

"Evet."dedi Ayça başını bir an olsun kaldırmadan.

Murat elleri önde karşısına bakmaya devam etti ardından aklına gelen soruyu sordu "Partilerde süsleme yaparmısınız?" Ayça başını salladı "Annemle arada yaparız."

"Peki bende istesem o arada yaptıklarınızdan."

"Nasıl yani?"

"Şöyle ki ,çok sevdiğim bir kızın doğum günü için bir parti düzenlemek istiyorum. Bana yardımcı olurmusunuz?"

Ayça bu teklife her ne kadar çok sevinsede 'çok sevdiğim bir kızın ' demesi Ayçayı üzmüş gibiydi. Yoksa kıskanmışmıydı ? Yok ya ne kıskanması , hem insan hiç görmediği , tanımadığı bir insanı kıskanabilirmi? Her ne kadar istemese de bu teklifi kabul edecek gibiydi. Annesiyle arada bir partilere gider süsleme yapıp iyi bir para alırlardı. Ayça cevap vericekken Muratın telefonunun sesi yankılandı binada.

Gece Gözlüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin