oh, calamity! [jensoo]

다섯

yabancı: beni hayal kırıklığına uğrattın,

yabancı: demek isterdim ama uğramadım.

jisoo: bana haksızlık yaptın.

yabancı: hadi ama jisoo,

yabancı: eğer beni gerçekten bulabileceğine inansam sana fotoğrafımı yollar mıydım?

jisoo: neden sadece karşıma çıkmıyorsun?

yabancı: çünkü sen kendini bile kabullenememişken,

yabancı: beni hayatta kabullenemezsin.

yabancı: ve ben bunu istemiyorum.

yabancı: bunun senin iyiliğine olduğunu anlayacaksın.

jisoo: sen benim annem değilsin,

jisoo: beni düşünerek karar vermene gerek yok.

yabancı: anneciğin olabilirdim ;)

jisoo: tanrım, yeter.

yabancı: haklısın, o tip fetişlerim yok zaten.

jisoo: bunu kesinlikle merak etmiyorum.

yabancı: ama kim olduğumu merak ediyorsun.

jisoo: çünkü bir anda hayatıma girdin ve...

yabancı: ve?

yabancı: sana cinsel yönelimini mi sorgulattım?

jisoo: ben erkeklerden hoşlanıyorum.

yabancı: ben de rakunlardan.

jisoo: ne?

yabancı: ah, pardon

yabancı: birbirimize ve kendimize yalan söylüyoruz sanmıştım.

jisoo: hayatıma girdiğinden beri durmadan diken üstündeyim.

jisoo: kim olduğunu öğrenirsem rahatlayabilirim.

jisoo: ama şimdilik...

jisoo: meraklı olmaktan çok endişeliyim.

yabancı: zincirlerini kırma vakti gelmedi mi, jisoo?

jisoo: bu seni ilgilendirmez.

yabancı: sana üç soru hakkı veriyorum.

yabancı: adım dışında hepsini cevaplarım.

jisoo: ciddi misin?

yabancı: en azından yalancı değilim.

yabancı: iyi düşün, bu fırsat eline sadece bir kez geçecek hayatım.