Kim Jonghyun - Sahipsiz Beden

450 43 8
                                    

Tarih: 12.12.2112
Yer: Dünya
Zaman: Gece.

 İstila kötülerin iyileri ele geçirmesi olarak tanımlanabilir. Ancak şu anda dünyanın maruz kaldığı istila bu tanıma uymuyordu.... Evrendeki gezegenleri daha yaşanılır kılmak, var olan tüm kötü yaratıkları daha uyumlu ve iyi yapmak için bedenlere yerleşen ruhlar.. Evet tüm dünya istila altındaydı. Dünya adındaki gezegene yukarıdan baktıklarında barış ve huzur görmek istiyorlardı. Çünkü dünya mavi-yeşil renkleri ve etrafındaki beyaz bulutlarla çok davetkar ve yaşanılır görünüyordu. Bu güzelliğin içinde var olup her şeyi acımasızca yıkıp tüken insanoğlunun nankörlüğüne bir son vermek istiyorlardı.

Aylar sonra ruhlar insanoğlunun düzeltilemeyecek kadar güçlü hırslara, söküp çıkarılamayacak kadar kötü duygulara sahip olduklarını gördüklerinde, birer birer istila ettikleri bedenleri terk ediyor, onları kötülükleriyle baş başa bırakıyorlardı.

Bir tanesi hariç... Kim Jonghyun.. Her türlü yanlışlığın kol gezdiği, yasaların dibine kadar çiğnendiği barlardan dışarı çıkmayan, hergün bir başkasıyla gönül eğlendiren, ağlama yoksunu, yakışıklı bir serseriydi. Kızlarla çıkıp onlarla eğleniyor, ardından terk edip bir başkasının kollarına koşuyordu. Söz konusu sadece kızlar değildi tabi,durum erkekler içinde aynıydı. Dünya adeta pisliğin içinde yuvarlanıyor Jonghyun da onunla beraber savruluyordu aslında. İçinde bir ses bazen onu uyarıyor, 'ne yapıyorsun ahmak? senin ve zarar verdiğin insanların hak ettikleri bu değil!'' diyordu ama Jonghyun bu sesi itebildiği kadar derinlere itip var gücüyle duymazdan gelmeye çalışıyordu. Dünyayı bu hale o getirmemişti hayır, dünya onu bu hale getirmişti. Bu yüzden serseri hayatından vazgeçmeye pek de niyetli değildi...

Ruh, bedenine yerleştiği kim jong hyun adlı gençten bir türlü vazgeçemiyordu. Bu kadar güzel ve seksi görünen bir yaratık nasıl böyle serseri ve kötü olabilirdi? Onun zihninden geçenleri duyuyor ve nadiren de olsa bir umut ışığı olduğunu hissediyordu. Jonghyun kendi bedenine hapsolmuş bir zavallıdan başka birşey olmadığını hissediyordu. Ne istediği gibi konuşabiliyor ne de istediği gibi hareket edebiliyordu. Bedenen tamamen kontrol altındaydı. Asla yapmayı planlamadığı iyilikler yapıyor, sanki dünya huzuru için gönüllü olmuş gibi hissediyordu. Ruhların amacı da buydu zaten. İstem dışı yapılan iyilikler sayesinde beden sahibini iyiye ve güzele alıştırmak, bu güzel duyguları tattırmak,onları iyileştirmek.. Jonghyun ısrarla içindeki ruha direniyor kabullenmek istemiyordu.

Neden iyi olmak zorundaydı? Yine canını yaksınlar diye mi? Yine terkedilmek için miydi bunca çaba? Jonghyun'un zihninden geçen düşünceleri duyan ruh şok olmuştu. Şoku atlattıktan sonra ise hissettiği tek şey acıydı.. Jonghyun'u anlıyordu galiba. Ve onun için üzülüyordu.. İlk defa onunla konuştu.

''Senden vazgeçmeyeceğim Jonghyun. Hayatın boyunca kandırılmış olmalısın. Sana bunu yapmayacağım. Senden asla vazgeçmeyeceğim.'' 

Şok olmuş jonghyun'dan ses çıkmayınca ruh endişe ve mutluluğun verdiği karmaşık duygularla ona sıkıca sarılmak istedi,onu rahatlatmak istiyordu.

"Sadece.. Sadece seni daha iyi biri yapmama izin ver. Seni bırakmak istemiyorum..'' Jonghyun onu ele geçiren ruha ufak bir fısıltıyla yanıt verdi.

''Pekala.''

Ruh yaşananların etkisiyle kısa bir süreliğine de olsa bedenin kontrolünü sahibine vermişti. O anda ikisi de donup kaldılar. Jongyhun'un gözlerinden kendi iradesiyle süzülen yaşlar yanaklarını ıslatıyordu.. Ruh bir kez daha şükretti.. Artık Jonghyun ona aitti, o da Jonghyun'a... Bir bedende iki ruh.. Masumiyeti ve çılgınlığı aynı anda yaşayabilen bir beden ve birbirini seven iki ruh..

Ve her hikaye mutlu bir sonu hak eder...

Jonghyun'un bedeni hala masum ruhun istilası altında. Bunu artık sorun etmiyor çünkü masum ruh ile bedenini paylaşmak ona bir çok yönden iyi şeyler getirdi. Buna ona seven milyonlarca hayran ve kardeş gibi gördüğü grup arkadaşları. Artık sevmeyi öğrendi, sevilmeyi de. Eskiden ağlamamasının acısını çıkarırcasına rahatça dökebiliyor gözyaşlarını. Ve ağladığında ona sarılan kardeşleri, yalnız olmadığını hatırlatıyor ona. Gülümsemesi neşeli, tavırları rahat. Sevgiye, aşka değer veren Kim Jonghyun, tam bir aşk adamı oldu. Bedenini paylaştığı ruh sayesinde değer vermeyi öğrendi. Kim Jonghyun.. İyi biri. Tüm bunlarda masum, iyi ruhumuzun payı yadsınamaz elbette. 

Yazar notu; Bu bölüm, ilham perim taekiss ile birlikte yazılmıştır. O fikri verdi, ben tasladığı ve konuşmaları oluşturdum, son eklemeleri de taekiss yaptı vee karşınızda Kim Jonghyun'un hikayesi!! Keyifli okumalar!

you don't know me ; one shot seriesWhere stories live. Discover now