Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
tgogh jeongguk, bu ne?
jeonjk papyon?
tgogh onu görüyorum
jeonjk yani?
tgogh sen göndermişsin
jeonjk hadi ya
tgogh dalga geçmesene
jeonjk hey sen ağlıyor musun? ağla diye göndermedim ben onu
tgogh ya sen o kadar güzelsin ki seni nasıl hakettiğimi hiç bilmiyorum
jeonjk e sen hâlâ ağlıyorsun
tgogh seni seviyorum
jeonjk yanına geliyorum
Kafamı telefondan kaldırıp etrafıma baktım. Jeongguk bana doğru gelirken kalbim ritmini kaybetmişti. Titreyen ellerimi görmezden gelmeye çalışarak telefonumu masaya, hediyesinin yanına bıraktım.
"Sen ne zaman bu kadar sulu göz oldun?"
Omuz silktiğimde gülümsemişti. Kafamı yana yatırıp tebessüm ettiğimde kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Ardından kollarını bedenime doladığında yemin ederim ki titremiştim.
Tanrım, lütfen bayılmayayım. Bu sefer ona doymam lazım.
"Ağlama."
"Ama dayanamıyorum. Rüya gibi geliyor. Her an uyanacakmışım gibi."
"Rüya değil. Yanındayım ve hep yanında kalacağım."
Birbirimizden ayrıldığımızda dediklerine hafifçe gülümsedim. Tek eliyle yanağımı okşadığında ise içim huzurla dolmuştu.
Onu çok seviyordum.
"İşte böyle.. Hep gül, tamam mı?
"Yoongi bu ne?Tanrım, deliriyorum. Çok tatlılar."
Jimin'in sesini ve Yoongi'nin kahkahasını duyduğumuzda birbirimizden uzaklaştık. Yoongi, Jungkook'a göz kırptığında gülüp ona baktım. Eli ensesindeydi ve yanakları kızarmıştı. İşte o an, bir şeyleri daha net anlamıştım. Her ne kadar ne zaman gerçekleştiğini kestiremiyor olsam da, kesinlikle emindim.
Benim biricik yıldızlı gecem, bana karşı bir şeyler hissediyordu.