MvB 3

1.1K 59 12
                                    

Bekledim.Bekledim. Bekledim...

Flich, Draco'nun ensesini yakalamış bir şekilde sürükleyip hocaların oraya gitti. Bu anın geleceğini biliyordum. O yüzden koşarak oraya gittim. " Flich onu bırakabilirsin. Zaten bende erken gidecektim. Merak etme onun yattığına emin olurum." deyip Draco'yu Flich'den ayırdım. Profesörlere " izninizle efendim"deyip oradan ayrıldım. Snape'in gelmediğine emin oldum. Draco'da fare gibi arkasına bakıp duruyordu. Bu sefer onu ben sürükledim.Balo salonundan çıkınca o beni sürüklemeye başladı. Beni bir tuvalete sürüklüyordu. " Draco'cuğum canım benim biricik arkadaşım can yoldaşım nereye gidiyoruz tatlım?" dedim. Ritimle söylemeyi elbette unutmadım. Draco'nun yüzünde telaş vardı. Ses çıkarmadı. Onun bu sessiz halleri beni ürkütüyordu.

Yolculuğumuzun sonu 2. az kullanılan kızlar tuvaletinde bitti. Kızlar tuvaletine girince bana garip bakmaya başladı. " Az sonra yapacağım şey için çok ama çok özür dilerim. Her şey senin yaşaman için.Lütfen bana kızma." dedi. " Draco iyi misin?" diye usulca sordum. O da " İyi değilim. İyi-filan-değilim!"diyerek bağırdı. Bana yaklaştı. Elinde bir şişe vardı. Küçük bir iksir şişesi. Bende elbiseme sakladığım asamı çıkardım."Bak benim elma'm eğer bir sorunun varsa birlikte çözebiliriz.Lütfen bana böyle davranma korkuyorum." dedim. Bana hüzünlü bir şekilde baktı. " Hiçbir sorunum yok . Şimdi sözümü kesmeden beni dinle. Voldemort sana çok kızgın. Seni öldürmek istiyor. Hem ölüm yiyen olma fırsatını çevirdiğin hemde ona yaptıkların yüzünden. Ya bu öldürme işini benden isterlerse.Daha da önemlisi herhangi bir ölüm yiyen seni öldürürse? Ben bununla yaşayamam anladın mi? Bu elimdeki iksir seni zamanda geri götürecek. Ne kadar geri götürür bilmiyorum ama buradan daha güvenli olacağı kesin. Lütfen bana zorluk çıkarma." dedi. Draco az önce hayatının en uzun cümlesini kurdu ve ben burada şaşkınca ona bakıyorum. "Üzgünüm Draco ama bundan böyle kaçamam. Voldemort ile savaşabilirim. Ama sen beni gönderirsen asıl ben orda yaşayamam ve çoğu kişi göz göre göre öldürülür. Bir kişinin canına karşılık onlarca kişi kurtulacaksa ben ölmeye razıyım. Ayrıca ya cadıların avlandığı bir döneme denk gelirsem?" dedim. Draco ağlayacak gibiydi. Asasını çıkardı."Bana bunu yapmak zorunda bırakma." dedi.

 Duvara sırtımı döndüm. Draco da karşıma geçti. Sanırım düello yapacaktık. "Üzgünüm ama öylece pes edemem." deyip malum büyüyü fırlattım. " expalliarmus" diye yüksek sesle söyledim aynı anda o da söyledi. Gıdıklama büyüsü fırlattı. Bende "protego" diyerek en basit kalkanı yaptım. Kalkan kalkar kalkmaz dışarıdan gelen bir ses dikkatimi dağıttı. O sırada Draco öyle bir " expalliarmus" dedi ki en son başımın arkasında ve sırtımda büyük bir acı hissettim. Gerisi karanlık...

İlahi bakış açısı

Draco, Marie'nin dikkatini dağıldığını anladı ve sandığının aksine daha sert bir şekilde büyüyü yaptı. Asa Draco' ya, Marie duvara doğru uçtu. Draco asayı yakaladığında ağlıyordu. "Özür dilerim." diye sürekli sayıklıyordu. Marie'ye doğru yürüdü.Başının arkası kanıyordu. Draco ağlayarak Marie'nin eline asasını sıkıştırdı. "Hoşçakal" deyip iksiri ağzına döktü. Marie bir kaç saniye sonra kayboldu. Draco oturduğu yerden ağlamaya devam etti...

Merlin ve BenWhere stories live. Discover now