part-24 Ölüm bileti

2.6K 201 35
                                    

Jimin

Jisoo, o yoktu ne kadar arasakta onu bulamamıştık ve hala aramaya devam ediyorduk.

Herkes gruplara ayrılmıştı daha kolay aramak için.

Jennie,yoongi ve namjoon. Namjoon haberi duyunca hemen koşup gelmişti ona minnettardık.

Jungkook,lisa,jin ve hoseok. Onlar araba ile bakacaklardı.

Ben ve rose.
Bundan memnundum.

Jisoo'nun gidebileceği yerlere bakıyorduk fakat o hiçbirinde yoktu.

Tae ise hala bize haber vermemişti.

Onu aramam gerektiğini fark ettim ve telefonumu alıp onu aradım.

Çaldı çaldı ve açılmadı.

Bir şeyler dönüyordu bundan emindim.

Aklımda binlerce şey vardı binlerce kurgu.

Ve o anda aklıma tae'nin bizimle yaptığı 2 sene önceki konuşma geldi.

Bunu sadece jin ve bana söylemişti.

Bir sebepten dolayı bir insanı öldürdüğünü söyledi ve bunun çok önemli bir sebep olduğunu da söyledi.

Ve biz onun yanında durduk onu destekledik çünkü kardeşimize inanmalıydık.

"Jimin ne düşünüyorsun yarım saattir" Dedi rose

"Sanırım biliyorum"

"Neyi"

"Nerede olduklarını"

"Yah jimin emin misin?"

"Denemekte fayda vardır." Dedim ve rose'nin elini tutup koşmaya başladım.

Fakat rose yere düşmüştü ve ayağı burkulmuştu.

"Yah rose bir şeyin var mı" Dedim yanına eğilirken.

"Hayır hayır devam edelim"

"Seni o kadar koşturmamalıydım hepsi benim suçum özür dil... "

Cümlemi bitiremeden dudaklarımda bir sıcaklık hissetmiştim rose, o beni öpüyordu!

Bende ona karşılık vermeye başlamıştım.

Rose geri çekildi ve utanarak konuştu.

"Ah şey özür dilerim bir anda oldu"

"Hey bunu benim yapmam gerek miyor muydu?" Dedim

"Ne-neyi"

"İşte bunu" Dedim ve dudaklarına tekrardan kapandım.

Aklıma Tae ve jisoo gelince çekildim.

"Gitmeliyiz artık" Dedim rose'yi yerden kaldırırken.

O sırada Jungkook'u aradım.

"Efendim jimin bir şey bulabildin mi?"

"Buldum telefonu jin' e ver"

"Efendim jimin" Dedi jin.

"Jin hatırlıyor musun 2 sene önce tae, sen, ben, han nehrine gitmiştik ve bize bir şey anlatmıştı ona inanmamızı söylemişti"

"Evet hatırladım"

"İşte bize verdiği bir adres vardı oraya gitmememizi söylemişti."

"Evet"

"Oraya gidiyoruz" Dedim.

"Tam adresi hatırlamıyorum"

"Ben biliyorum çünkü orası benim çocukluğumdaki Mahalle"

"Tamam nerdeyseniz sizi almaya geliyoruz"

Yerimizi söyledim ve 10 dakika sonra yanımıza gelmişlerdi.
Onlar yanımıza gelene kadar bende diğerlerine haber verdim.

Jisoo

Tae, ben ve maskeli bir adam karşı karşıyaydık.

Ben Tae'den intikam almak istiyordum evet ama bu adam ne için onu buraya getirmişti.

Ne oyunundan bahsediyorlardı?

Ve bu maskeli adam da Kimdi?

Kafamdaki düşünceleri bir kenara atıp olayı anlamaya çalıştım ama başaramamıştım.

"Taehyung benimle gel" Dedi maskeli adam bu sanırım Bay J olmalıydı.

"Seninle hiç bir yere gelmiyorum jisoo burada yalnız kalamaz"

"Onun için endişelenseydin Sevdiğini öldürmezdin"

"Onun sevgilisi olduğunu bilmiyordum her ne olursa olsun onu yine öldürürdüm"

"İşte sen busun taehyung insanları düşünmeyen bir katil duygularına önem vermeyen birisin senden bu yüzden nefret ediyorum" Diyerek bağırdım ve ikiside susmuştu.

Daha sonra Tae ile Bay J depodan çıkmıştı ve burada yalnız kalmıştım.

Acaba ne konuşacaklardı?

Taehyung

Tam da jackson'u öldürdüğüm yerde durmuştuk.

"Taehyung burayı hatırlıyor musun?"
Dedi.

"Evet"

"O hiç düşünmeden vurduğun kişiyi hatırlıyor musun Tae en yakın arkadaşındı o senin"

"O benim en yakın arkadaşım olamayacak kadar düşük birisiydi
O neyse işte sana her şeyi anlatacak değilim ölmesi gerekiyordu böyle bir şerefsiz'in yaşamaması gerekiyordu."

"O zaman sen de ölmesin"

"Ne saçmalıyorsun sen"

"O şerefsiz ölmeliyse sen de öl Taehyung bir kızı gecelerce ağlatmaktan öl, bir kızı yalnız başına bırakmaktan öl, her gece ölmek için dua eden kız için sen öl taehyung."

Dedikleriyle afallamıştım.

Belki de gerçekten ölmem gerekiyordu değil mi?

O sırada adam arkasına döndü ve maskesini çıkarmaya başladı.

Maskesini çıkarınca ağaçların oraya fırlattı ve yavaşca bana doğru dönmeye başladı.

Bu kişiyi tanıyordum öldüğünü sandığım Jackson yaşıyordu ve karşımda sapasağlam duruyordu.

"Sen nasıl ölmedin piç" Diyerek bağırdım.

"Bu işte çok iyi değilsin sanırım taehyung"

"Seni öldüreceğim Jackson ve bana bunun için yalvaracaksın" Dedim.

"Dikkat et oyunda elenen ilk sen olma. Jisoo benimle güvende Tae onun için endişelenmene gerek yok o hep beklediği ve sevdiği kişiye tekrar kavuşacak."

"Ona zarar vereceksin biliyorum en başından beri bunu istiyordun"

"Bence son sözlerin bunlar olmamalı diyeceğin bir şey var mı?"

"Canın cehenneme Jackson ama bu burada bitmedi" Dedim.

Sözlerimin ardından bir silah sesi duymuştum nefesim kesiliyordu ve sıcak kanım içime işliyordu.

Bu dünyadan gitme vaktim belki de gelmişti.

***

Allaaah ne yaptım lan ben taş gibi çocuk neler çekiyor bee.

Şuan Tae den nefret edenler olabilir ileriki bölümler de her şey açıklanacak.

Sizi seviyorum lahanalarım beklemede kalın💕

Ve şimdiden diyeyim bayramınız mübarek olsuun💗





intikam | vsooWhere stories live. Discover now