part-40 Bir şans

1.7K 158 49
                                    

Jisoo

Sınavlarım bitmişti ve gerçekten hepsinden iyi notlar almıştım okulun kapanmasına da kısa bir süre kalmıştı her şey yolunda gibi görünüyordu.

Taehyung mu? Artık ümidimi kestim ondan gelecek gibi değildi ve ben çok yorulmuştum onun için acı çeken ben kendimi affettirmek için her şeyi yapmaya hazır beni unutlarımla tek başıma bırakmıştı.
Bu süreçte suho ile baya bir yakınlaşmıştık.

"Jisoo bugün bizimkilerle dışarı çıkıcaz sende gelsene tek kalma evde" Dedi jennie.

"Pekii ama suhoda bizimle gelebilir mi hem tanışmış olursunuz."

"Sen nasıl istersen jisoo"

Hemen suho'ya mesaj attım ve o da kabul etti.

"Jisoo hadi hazırlan çıkıcaz şimdi" Diye bağırdı rose.

Hızla ayağa kalktım ve odama gidip üstüme sarı kısa kollu bir tişört ve altına siyah bir şort giydim siyah vanslarımı da alıp evden çıktık.

Havalar gerçekten sıcaklamıştı ve ben sıcak havaları sevmezdim.

Suhoyu aradım ve gideceğimiz yere gelmesini söyledim.

"Kızlar diğerleri suho'nun gelmesinden rahatsız olur mu?"

"Ben jungkook'a söyledim zor da olsa kabul etti" Dedi lisa.

"Tamam o zaman gidelim" Dedim ve bizimkiler bizi almaya geldiler ve mekana doğru yol aldık.

Geldiğimiz yer müzikli bir kafeydi.

Hepimiz oturduk ve sohbet etmeye başladık yaklaşık yarım saat sonra suho gelmişti. Bize doğru yaklaştığı an herkes sustu.

"Selam jisoo"

"Selam"

"Selam gençler" Dedi ardından.

Hepsi ağzının içinden selam dedi. Neden böyle yaptıklarını anlamıyorum.

"Ee devam etsenize konuşmanıza" Dedim gülerek.

Suho kulağıma eğildi ve şöyle dedi.
"Rahatsızlık verdim sanırım"

"Ah saçmalama suho" Diyip omzuna vurdum.

Zorla da olsa konuşmaya başlamışlardı yine de suho'ya karşı soğuk davranıyorlardı.

Biraz sonra Jin'in telefonu çaldı ve konuşmak için başka yere gitti geldiğinde gözleri bir şeyler anlatmaya çalışıyordu diğerlerine.

Daha sonra jin siparişlerimizi getirmeye gitmişti herkese siparişini veriyordu suho'ya geldiğinde elindeki kahveyi suho'nun üstüne dökmüştü.

"Ah" Diyerek ayağa kalktı Suho ben hemen peçeteyi alıp bacağına dökülen kahveyi silmeye çalıştım fakat bu daha da acıtıyordu.

"Ah çok özür dilerim elim kaydı istersen bir yerlerden krem falan bulabilirim" Dedi jin yalancı bir telaşla.

"Sorun değil lavaboya gidersem düzelir" Dedi ve lavaboya gitti.

O gittiği an konuşmaya başladım.

"SİZİN DERDİNİZ NE!"

"Sakin ol jisoo" Dedi namjoon.

"Nasıl sakin olayım geldiğinden beri soğuk soğuk cevaplar verdiniz yetmedi üstüne kahve döktünüz ne yaptı bu çocuk size"

"Sen bunu seviyor musun" Dedi jungkook.

Sustum hiçbir şey demedim.

"Jisoo haklı gençler cidden yaptığınız saygısızlıktı" Dedi kızlar beni destekleyerek.

O sırada aklıma Jin'in telefon konuşması geldi.

"Seni kim aramıştı" Dedim imalı imalı.

"Aa şey annem evet annem aradı"

"Yalan söylemiyorsun jin"

"Ah tamam peki taehyung aradı"

"Ah beyimizin aklına gelmiş miyiz? Ne dedi sana jisoo'nun yanında kim olursa onu yak mı dedi ona söyleyin eğer benim yanımda kimsenin olmasını istemeseydi yanımda o olurdu" Dedim ve yanlarından ayrıldım.

Suhoya da orada olmadığıma dair bir mesaj attım.

Yürüyordum nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum çimenlik bir yer gördüğümde hemen oraya geçtim ve oturdum.

Şu son bir kaç ayda hayatım çok gelgitli olmuştu hatalarımdan ders çıkardım, yeni birileriyle yakınlaştım,umursamaz olmayı öğrendim ve bunu gibi daha bir çoğu fakat beni etkileyen en çok şey suho olmuştu beni seviyordu, yanımdan ayrılmıyordu, bana değer veriyordu...

Acaba ona bir şans vermeli miydim?

___________

Selam yavrularım❤

Bu bölümden sonra yeni gelişmeler olacak diye umuyorum.

O yüzden takipte kalıın.

Sizi seviyoruuum 🦋🖤







intikam | vsooOnde histórias criam vida. Descubra agora