27. Bölüm (Sehun ve Minseok)

130 20 18
                                    


Uzun zamandır ilk kez huzurla uyandım. Minseok çoktan gelmişti. Annemin hazırladığı kahvaltıyı, aşık olduğu kardeşimle birlikte yerken beni bekliyordu.

"Günaydın!"

"Sana da.."

"Neden somurtuyorsun Minseok?"

"Boşver.. Sen neden bu kadar mutlusun?"

"Minjae ve ben.. Artık arkadaşız!"

"İşte bu iyi haber."

Sessizce ne olduğunu sorduğumda Sehun'u işaret etti. Dakikalar sonra kapı çalıp Jongin geldiğinde bir şey söylemesine gerek kalmadı.

İkisi bizden önce çıkıp okula gittiler. Sehun ve Jongin'in kardeşlik bağının gerçekten güçlü olduğunu biliyordum. Ayrıca kardeşim böyle bir şeyi benden asla gizlemezdi. Fakat Minseok duygularını açamadığı için aralarında bir şey olmasından çok korkuyordu.

"Ona itiraf etmezsen ben söylemek zorunda kalırım."

"Bana kızmaman yeterince tuhafken bir de bunu yaparsan.."

"Kardeşimi senden korumama gerek olduğunu sanmıyorum. Aşık bir adam zaten sevdiğini korur hm?"

"Umarım bir gün onu koruyabileceğim kadar yakınımda bulurum."

Minseok her geçen gün bu konuyu daha büyük bir sorun haline getiriyordu. İnciniyor olması beni de üzüyordu. En azından akşam olduğunda kardeşimin ağzını aramam gerektiğini düşünüyordum.

Okuldan sonra Minseok evine gitti. Ben de Sehun'u bir yere gitmeden yakalayıp eve götürdüm.

Ödevleri için hemen odaya kapandı. Ben de birkaç atıştırmalık ve içecek alıp peşinden gittim. Bir süre dikkatini çekmeye çalıştım. Neyse ki zeki kardeşim bir şeyler olduğunu anladı ve kalemi bırakıp bana döndü.

"Minjae mi?"

"Ne?"

"Konu Minjae mi? Konuşmak istiyor gibisin."

"Açıkça soracağım. Hoşlandığın biri var mı?"

"N-ne?"

"Dürüst bir kardeş ol ve geçiştirmeden söyle."

"Var ama kim olduğunu söyleyemem."

"Tamam. Peki bir sevgilin var mı? Yani yalnızca hoşlanıyor musun?"

"Platonik bir şey.."

"Hislerini bilmiyor mu?"

"Hayır. Konuştuğum biri değil ki."

"Sınıf arkadaşın mı?"

"Şey.. Benden büyük."

"Minseok mu?"

"Ne? Nasıl anladın? Yani şey.. O değil."

"Bu gerçek mi? Söyle bana Sehun. Ben senin abinim."

"Abi inan bana aramızda bir şey yok. Sadece hoşlanıyorum. Hem o seninle ilgileniyor."

"Bu saçmalığı unut. Her neyse.. Bu benim düzeltebileceğim bir şey değil. Daha sonra konuşuruz. İyi dersler."

Odasından çıkıp Minseok'u aradım. Hislerinin karşılığı olduğunu ve acilen bize gelmesi gerektiğini söyledim. Boşuna yıllarca bekleyip sürünmelerini istemiyordum. Aşk hayatımın geleceği hakkında umutluydum. Herkes için de aynısını diliyordum. Hayatımdaki en değerli insanlardan ikisi birbirlerine aşıktı. Bu umudumu daha da büyütüyordu.

What's Up? 6 ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora