1.6 (+16)

149K 4.2K 1.5K
                                    






Playlist

Bahadır Sağlam~ Kördüğüm

Grup 84~ Yağmur Yüreklim

Aytekin Ataş~ Nasıl Yar Diyeyim ?


***



"Liya, nereye daldın ? İki saattir sana sesleniyoruz." Adımın seslenilmesiyle irkilip Ela'ya döndüm. Ne çok dalıyordum şu sıralar.

"Hı? Ne dedin ?" Ela gözlerini devirip kafasını kantinin sırasına gömdü.

"İyi misin sen ? Bi' sorun mu var ?"

Tam Sinana cevap verecekken Ela ayaklandı.

"Şey.. Semih mesaj attı da.. Onun yanına gidiyorum." Gülümsedim. "Liya ama bak bir şey varsa kalırım." Hemen atıldım.

"Hayır, sen git bekletme."

Yanakları al al uzaklaşırken tek düşündüğüm benim de onun karşısında utandığımda böyle tatlı mı olduğum ?

Sinan'a döndüğümde açıklama yapmamı bekliyor gibi duruyordu.

"Ali.." diye fısıldadım Sinan'a. "Ona ulaşamıyorum." Öylece gözlerime baktı.

"Aynı yerde oturuyorsunuz, eve gidince öğrenirsin."

"Ali İstanbul'da değil. Dayısına araba çarptı, annesiyle onun yanına gitti 4 gün önce. En son dün bu saatlerde görüştük. Şimdi mesaj atıyorum, arıyorum telefonu kapalı." Huzursuzca iç çektim.

"Dayısının durumu nasıl ? Merak etme o hengamede arayacak vakit bulamamıştır."

"Dün daha iyiydi. Bilmiyorum Sinan, belkide sen haklısın, ben evham yapıyorum." Dik omurgam bir balon gibi söndü, dudaklarım büzüldü.

"Onu merak ediyorsun.. yani ona alışmışsın. Belki de seviyorsun.. Seviyor musun ?"

"Tabiki merak ediyorum. O benim eşim olacak. Ona karşı öfkem dindi, ona çok alıştım, inkar edemiyorum bunu. Sevme kısmına gelirsek.. elbette seviyorum. Ama.."

Güneşin altında daha da parlaklaşan mavi gözleri üzerime dikildi. Sadece gözlerime bakıyordu. Saniyeler geçti, göz göze kaldık. Ama gördüğüm o değildi, baktığım o değildi.. Aklıma düşüşü öyle apansız oluyordu ki nefessiz kalıyordum.

Yeşile çalan ela gözleri düşüyordu önce zihnime. Gülen gözlerinde, her daim şefkatin gökkuşağını taşırdı o bana. Can yakan yıldırımlarını, şimşeklerini beni yakan dudak kenarında, tebebessümünde saklardı.

"Sevmiyorum.. Yani bu kadar kısa sürede bir insan birini sevemez. Bunu biliyorum. Ama çok alıştım Sinan, benimsedim.. Bu kadar kısa sürede sevmiş olabilir miyim? Bu mümkün mü ?"

Ellerini parlak sarı saçlarına geçirdi. "Mümkün. Sevmeye de sevmemeye de bahane aranmaz ki. Bir bakmışsın tek bir gülüşüne yenik düşmüşsün."

"Yenik düşmek istiyorum.." itirafım ikimizi de afallattı. "Ne salt aşk ne de mantık insanı değilim. Sevgisiz bir evlilik düşünemiyorum ama." Gözlerimi günün koşturmacasına yenik düşen yaşıtdaşlarımdan çekip Sinan'a çevirdim.

"O.. seni seviyor ama. Bunu görmemek için kör olmak lazım."

Utançla kafamı başka yöne çevirdim. Artık emindim. İnsan yüreğinde, zamanı geldiğinde yuvasına uçmayı bekleyen bir kuşla yaşıyordu. Bu kuş, zamanı geldiğinde yuvasını aramadan buluyordu. Çünkü aşk aranmıyordu. Bunu, yüreğime ömürlük emanet bıraktığı ak serçenin yuvasını bulmasının sevincinden anlıyordum.

İMKANSIZIN KOLLARINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin