8. BÖLÜM: "ABİ SAFSATASI"

19.9K 1.2K 398
                                    

yatağıma uzandığımda erez çoktan uyumuştu. ellerini birleştirip yastığın altına sıkıştırmış, yüzüne huzurlu bir ifade oturtmuş ve bacaklarını karnına doğru çekmiş bir şekilde bebekler gibi uyuyordu. sürüsüyle kötü yanı olsa da erez'in bu okula gelmesi bazı yönleriyle güzeldi. artık onun güzel ve huzurlu suratını izleyerek uyuyabiliyordum mesela. hemen yanımda yatan kişiyi başka bir yatakhaneye yerleştirip erez'i buraya aldırmak hiç kolay olmamıştı ama başarmıştım. iyiki de uğraşmıştım bunun için.

uzansam saçlarını okşayabileceğim mesafedeydi ama yapamazdım. uyanabilirdi ve ben ona bunu neden yaptığımı açıklayamazdım.

babam istedi diye sana anne şefkati göstermeyi deniyordum diyebilirdim aslında? düşündüğüm şey için kendi kendime güldüm.

göz kapaklarım ağırlaşırken kendimi uykuya teslim etmeden önceki gördüğüm son şey güzel yüzüydü.

ertesi gün eğitim arasında arka taraftan dolanıp okula kaçtım ve kantine uğrayıp bir muz ile süt aldım. tam çıkmak üzereyken geri dönüp küçük bir kutu bitter çikolata da almaya karar vermiştim.

üst kata çıkarken gördüm onu. dimitri hemen karşısında dikilmiş güzel saçlarına dokunuyordu. dişlerimi sıkıp hızlıca sakinleşmenin bir yolunu aradım.

onlara doğru ilerlerken beni ilk fark eden kişi erez olmuştu. çaresiz bakışlarını gözlerimle buluşturdu yalnızca bir saliseliğine. kolumu dimitri'nin omzuna attığımda normalde olduğumdan bile daha iyi davranıyordum ona karşı.

"nicholas seni eğitime çağırıyor devamsızlık hakkın bitmiş bu yüzden bir an önce bize katılman gerek dostum yoksa ihtarname alabilir daha da kötüsü sınıfta kalabilirsin. beni seni aramam için gönderdi buraya."

dimitri keyifsiz bir ifade takınıp bana döndü.

"zahmet edip buralara kadar geldiğin için teşekkür ederim ama şu anda önemli bir iş üstündeyim efla." dedi bakışlarıyla erez'i göstererek.

hayalarını vücudundan ayırmama o kadar az kaldı ki... sabrım o kadar hızlı taşacakmış gibi görünüyor ki... ah dimitri keşke nasıl büyük bir tehlike içinde olduğunu bilseydin.

"nicholas çok kızgındı haberin olsun. zaten şu sıralar seni sürekli uyarmak zorunda olduğu için yakınıp duruyor biliyorsun."

"of iyi tamam." dedi hızlıca. erez'e dönüp elini tuttu ve dudaklarının arasına götürüp yavaşça öptü.

gözlerimi kapattım.

"o zaman cuma görüşüyoruz?" diye sordu çapkın bir tavırla. erez utanmış gibi yapıp başını öne eğdi ve kafasını sallayarak onayladı.

"harika." dedi dimitri bu kezde. yanağından bir makas alıp geri çekildi.

"gidelim." dediğinde hızlıca bir bahane düşündüm.

"iki dakika tuvalete uğramalıyım sen git ben sana yetişirim."

ve dimitri merdivenlere doğru yönelip aşağı inerken erez'in peşine takıldım.

onu yavaşça tutup malzeme odasına soktum ve kapıyı arkamızdan kapatıp kilitledim. ışığı açmam gerektiğini biliyordum ama saçlarını koklamak için vakit bulmuşken birkaç saniye daha uzatmayı denedim bu süreyi.

sonunda erez uzanıp ışığı açtığında kollarımın arasından çekilmişti.

bakışlarını yüzüme doğru kaldırıp bir şey söylememi beklerken dudaklarını kemiriyordu. bunu sonsuza kadar izleyebilirdim. ya da en azından o dudakları dişleyecek kişi ben oluncaya kadar.

EFLA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin