2

26.5K 2.1K 987
                                    

Annemle her günki rutinimze farklılık olarak yanımızda Jeongguk bulunuyordu. Çok ama çok tatlı bir çocuktu ve ben sürekli olarak gözümün ona kaymasına engel olamıyordum. Arada buluşan gözlerimizle ikimiz de utanarak bakışlarımızı kaçırdığımızda ortam mümkünmüş gibi daha da sıcaklıyordu ve ben artık bunalmıştım.

Balkona çıkıp hava alacağım dediğimde annem bana acayip bir ifadeyle bakmış, bu soğukta ne havası demişti. Ben de omuz silkmiş ve balkona çıkmıştım. Ve tabiri caizse resmen kıçım donuyordu. Böyle hava mı olur be? Gurur yaptığımdan içeriye de gidemiyordum bu yüzden kollarımı bedenime sarmış dondurucu havayı içime çekmiştim.

Bir kaç dakika sonra balkonun kapısı açılmış ve Jeongguk yanıma elinde iki polarla gelmişti. Tanrı şahidim elinden hızlıca kapıvermiştim poları. O da bir kaç saniye kaşlarını havaya kaldırıp duraksamış sonra da diğer poları üzerine atıp yanımda dikelmeye başlamıştı. Şimdi o güzel bahar kokusu burnuma dolmuş,içimi yeşertmişti. Bir süre boyunca öylece dikilmiş ve etrafı seyretmiştik.

"Eğer bir ihtiyacın olursa bana söyleyebilrsin Jeongguk"

Bana gülen gözlerle bakmış sonra kafasını çevirmişti önüne.


"Ah teşekkürler hyung"


Bundan başka da konuşma geçmemişti aramızda. Ne kadar orada kalmıştık bilmiyorum ama annem içeri çağırana kadar düşüncelerim arasında boğulmuştum. Ve şimdi aklıma geldi de, ben neler düşündüğümü hatırlamıyordum.

Bol sıcaklamalı,üşümeli geçen bir akşamın ardından kendimi yatağıma atmak beni çok rahatlatmıştı. Tavanımdaki yıldızları ve ayları seyrederken arada düşüncelerim yine Jeongguk'a kayıyordu. Neden aklıma takılmıştı bu kadar bilmiyordum ama ileride iyi anlaşacağımızdan emindim.

Bu yıldızları ve ayları ben küçükken babamla yapmıştık. Sanırım babama ait en güzel anım buydu. Belki de tek. Çünkü kendisi biraz(!) işkolikti ve neredeyse hiç zamanı yoktu. Annemle de zaten bu yüzden ayrılmışlardı.


Kapım iki kere tıklatıldığında olduğum yerde doğrulmuş ve kaşlarımı çatmıştım. Gir komutumla kapıyı aralayan Jeongguk'u görmek bu sefer kaşlarımın kalkmasına sebep olmuştu.

"Ne oldu Jeongguk? Bir sorun yok değil mi?"

"Ah hayır hyung sadece...sadece farklı bir yerde uyumak benim için çok zor ve...ve şe-seni rahatsız etmiyorum değil mi?"


Birden yönelttiği soruyla kafamı iki yana sallayarak sorun olmadığını belirtmiş ve oturması için yanımı patpatlamıştım. Paytak adımlarla yanıma gelip oturduğunda onun gerçekten güzel olduğunu düşünmüştüm.


Kolundan tutarak yanıma,yatağın içine, uzattığımda ikimiz de birbirimize dönmüştük. Bir süre sonra kapanmaya yüz tutmuş gözleri ile bana bakıyordu. Onun bu haline gülümsediğimde o da mayhoş mayhoş gülümsemiş ve uykuya dalmıştı. Bir kaç dakika-belki de saat- boyunca onu izlemiştim. O gerçekten çok güzeldi.

Dayanamayıp onu kollarımın arasına aldığımda hemen bana sokulmuş, başını boynuma gömmüştü. Burnunu olduğu yere sürtüp kısık bir şekilde miyavladığında onu uyandırmayacak şekilde kıkırdamıştım.

Evet evet o gerçek bir kedicikti.

KittyBoi/Taegguk✔Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon