3

24.6K 1.8K 1.8K
                                    

3 hafta sonra

Jeongguk'un bize gelmesinin üzerinden üç hafta geçmişti ve ben hayatımın en güzel üç haftasını geçirmiştim. Jeongguk tatlı, şirin ve güzel olmasının yanında çokta konuşkan biriydi. Ne zaman yanyana olsak ondan bir sürü soru alırdım, elimden geldiğince cevaplar onu üzmemeye çalışırdım. Bir keresinde 'kedicikli' sorusuna cevap verememiştim ve o, o güzel dudaklarını büküp kalbimin sıkışmasına sebep olmuştu. Bir daha kalp krizi riski atlatmamak için sorularına cevap vermeye çalışıyordum.


Fakat bu, arada sorularına geç cevap verip masum hallerini görmeme mâni olmuyordu.


Jeongguk bazı geceler olduğu gibi yine yatağıma sızmış ve boynuma sokuluvermişti. Uykusunda arada bir kedi gibi mırlıyordu ve bu kalbime büyük hasarlar veriyordu. Tanrım tatlılığından ölecektim.


Jeongguk birden üzerime çıktığında şaşkınlıktan gözlerim büyümüştü. Bir anda nasıl becermişti üzerime çıkmayı? Bacaklarını iki yana açıp üzerime iyice yerleştiğinde birkaç kez yüzünü göğsüme sürtmüş ve mırlamaya devam etmişti. Güney taraflarıma sıcaklık bastığında Jeongguk'u kendime bastırmamak için zor tutuyordum.

Benim yapmama gerek kalmadan Jeongguk penisini benimkine sürttüğünde ağzımdan kaçan ufak iniltiye engel olamamıştım. Jeongguk yerinde biraz kıpırdanıp kendini tekrar sürttüğünde başımı geriye atmış, inlememek için dudaklarımı dişliyordum. Üzerimdeki kediciğim kendine iyiden iyiye tempo tutturduğunda çoktan kendimden geçmiştim ve bu arada ağzımdan kaçan inlemelerden habersizdim.


Hareketler kesildiğinde kafamı kaldırmış ve terden alnına dökülen saçların ardındaki gözlere,gözlerimi kenetlemiştim. Tanrım,çok utanıyordum. Kesin benden nefret edecekti. Göz temsımızı kesip kalkmaya çalıştığımda omzumdaki elleriyle beni tekrar yatağa itmişti. Boyun girintime gömdüğü kafasıyla, her bir kelimenin çıktığı dudakları boynuma değiyor ve sıcak nefesi beni yakıyordu.


"H-hyung çok acıyor."

Kendini geri çekip gözlerime baktığında her ne kadar gözlerine bakmaya çalışsam da dişlediği kırmızı dudakları odak noktamı oraya çekiyordu ve ben onu öpmemek için kendimi zor tutuyordum. Azıcık ucundan öpsem ne olurdu ki sanki?



Öne atılan kafamı durdurmuş, derin bir nefesi içime çekip yutkunmuştum. Jeongguk az önce ne yapmaya çalıştğımı anladığında hemen dudaklarıma dudaklarını bastırmış kendini yeniden bana sürtmeye başlamıştı. O kadar şaşkındım ki kediciğim ağzımın içine inleyene kadar ona karşılık verememiştim bile.


Ellerimi kalçasına atıp mümkünmüş gibi daha da bana bastırdığımda ikimiz de aynı anda inlemiştik. Bu...bu tarif edilemez bir şeydi. Sanki,sanki pamuk şekerle öpüşüyormuşum gibi hissettiriyordu bana yumuşacık dudakları. Deli gibi inleyip birbirimize sürtünürken artık sona yaklaştığımı hissediyordum. Karnım kasılıp kendimi serbest bıraktığımda tahminimce Jeongguk'la aynı anda gelmiştik.


Kendini üzerime bıraktığında ikimiz de derin nefesler alıp veriyor, göğüslerimizin birbirine çarpmasına neden oluyorduk. Jeongguk oturur pozisyona geçip kasıklarımın biraz üstüne oturmuş bana bakıyordu. Gözlerinde gördüğüm endişe ve korku pırıltıları kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.


"Hy-yung b-benden, benden tiksinmiyorsun değil mi?"


Sorduğu soruyla kaşlarım eski şeklini alırken onu biraz yerinden oynatmış ben de oturarak sırtımı yatak başlığına yaslamıştım.


"Jeongguk, senden asla tiksinmem bebeğim. Sen,sen çok güzel bir çocuksun ve ayrıca çokta şirin bir kediciksin."


Jeongguk'un yüzünde yer edinen gülümseme benim de gülümsememi sağlamıştı. Hemen ardından çıkan hafif yüksek sesi, heyecanını belirtiyor ve tatlılığını bir kez daha ortaya koyuyordu.


"Ya,ya dimi?! Ben,ben tatlı mı tatlı bir kediciğim dimi hyung?! Mırrr~"


Gülerek kafamla onayladığımda söylediklerinden utanmış olsa gerek ki boynuma yüzünü gömmüş ve gömdüğünden dolayı boğuk çıkan sesiyle konuşmuştu.

"Evet...ben senin kediciğinim hyung, miyav~"

Birkaç bölüm sonra fic bitiyor ki zaten minific.

Umarım beğenmişsinizdir. Sizi seviyorum💜

Kedicikli günleer, miyav~😋

KittyBoi/Taegguk✔Where stories live. Discover now