56.BÖLÜM

15K 1K 175
                                    

Sefa ile aramız düzelmişti de diğer esnafa nasıl duyuracaktık benim evli mutsuz çocuksuz hallerimi.

Onu da Aysel Anne hal etti. Bu arada Aysel Anneye kırk tembih etmiştim dahi Ayşenur'a, barıştığımız çok gizli diye. Ayşenur'a dedim "Anneme söylersen bebek kız olursa bana erkek olursa Göksel Ağabeyime benzesin ona göre ha" dedim. Tahtalara vurdu. Neyimiz varsa artık....

Aysel Anne ayaklı gazete Melahat Ablaya sabah kahvesine gitmiş.

"Ay Melahat sorma Melahat"diye başlamış.

"Bizim kız Gökçen aslında Gökçen değilmiş. Ayy yaa sorma. Bu daha çiçeği burnunda taze gelinken damadın kırığı çıkmış gelmiş. Yok canım öyle aldatma falan yoook. Bunla nişanlanmadan önce ki kırığı. Üstüne gül koklamamış hayta. Yaaa hamileyim diye. Sonra bizim kız gururuna yedirememiş kaçmış. Adam Ağaymış çünkü. Bizim buraya gelip saklanmış. Ay sorma. Ben de içime doğmuş gibi el uzattım garibe. Baksana neler çekmiş.
Kocası bunu bulmuş yaaa. Ah sorma sorma. Bebek onun değilmiş. Özür falan dilemiş şimdi yeniden barışma turları yapıyorlarmış. Yaa evlenmeden önce hostesmiş. Uçuyormuş. Kocasını çok sevince bırakmış. Yaa Allah bundan sonra acısın Perihan Kızıma. Yaa adı Perihanmış"

Aysel Anne kapıdan çıkmış Melahat Abla bacadan. Mahallenin yarısı öğrenmiş. Diğer yarısı da bu yarısından öğrenmiş kısaca akşama kalmadan bütüün herkes durumu biliyordu.

Tek tek anlatmama gerek kalmadı. Ben yazılı basın açıklaması yapmayı düşünürken Aysel Anne sözlü ayaklı gazete yayını yapmayı uygun buldu.

Akşam üstü Berzan kafeye turtasını yemeğe geldi. Esnaf komşularım Berzan'a kötü kötü bakıyordu. Hani " Bu kızı bir daha üzersen karşında biz varız" der gibiydi tavırları.

— Peri bu esnaf bana niye tip tip bakıyor. Ben bilmeden kimin kuyruğuna bastım ki? Diye sordu Berzan gergin vaziyette.

Tek kaşımı kaldırdım;

— Benim. Kıymetli delilerinin. Sefa ile meydanda kovalamaca oynayamayacağız, eşek şakaları bitti. Moralleri bozuk haliylen. O yüzden hepsi sana kıl rahatlarını bozdun.

— Hadi canım ciddi misin? Hani şu geçen gün adama oynadığın gibi oyunlar mı? Diye sordu gülerek.

— Ooo o en masum olanı. Mesela Sefa'nın arka kapıdında silah sesi efekti yapmıştım. Hahaha nasıl eğlenmiştim. Uyumadım sabaha kadar video hazırladım. Aslında ses lazımdı ama görüntüde vardı. Neyse sonra poğaça falan yaptım. Öğleden sonra iş güç yok öyle oturuyoruz. Neredeyse altın günü yapacağız yani. Açtım bu videoyu. Video da benim sesim bağırıyorum "İmdaat silah" diye. O Sefa'nın bir gelişi var sorma gitsin. Of of of uçarak geldi bilgisayar ve beni görünce ben nasıl fırladım meydanda üç tur attık. En sonunda ağaca çıktım da kurtuldum. Korkudan az daha sarılık oluyordu.
Tabii intikamı acı oldu. İzmir'de bir arkadaşı var özel evcil hayvan dükkanı olan ondan bana yılan almış sağ olsun. Yaa dükkanı açtım en sıcak yere mutfağa saklanmış üç gün mutfağa giremedim tam üç gün. Aklıma geldikçe hala ürperiyorum. Üç gün boyunca da her gördüğüm yerde kovaladım. Yani böyle sevimli ve sempatik şakalar işte. İsmet Amca Sefa'nın babası bize çok kızıyordu bir yerinize bir şey olacak diye, dedim.

Yüzüne baktım bakmaz olaydım öyle hayran hayran bakıyordu ki. Sonradan bulunduğum yeri fark ettim ben ne ara bacaklarının arasına girmiştim.

Öksürdüm. Geri çıkmaya çalıştım ama belimden tuttu;

— İsterlerse arkamdan küfür etsinler umurum değil. Ben huzura kavuştum Allah'ta onlara huzur versin, dedi ve belimden sarıldı.

BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)Where stories live. Discover now