Bölüm 1

17.7K 613 423
                                    

Genç adam aldığı notların defterini hızla kapatırken, "Yağız!" diye seslenen arkadaşına kaşlarını kaldırarak baktı.

"Efendim?"

Net sesi, düz bir tonda yükselmişti. Arkadaşı elindeki defterini çantasına tıkıştırırken, "Her zamanki yere gidiyoruz birader, geliyor musun bizimle?" diye sordu.

Yağız kısa bir süreliğine ders arasını ve açlığını düşündükten sonra gözlerini kırpıştırarak başını salladı. Derse geç kalsa da sorun olmazdı, İşletme dersinin hocası fazlasıyla rahattı ve yoklamayı da çok fazla taktığı olmuyordu.

"Geliyorum," dedikten sonra defterini kolunun altına alarak kapıya doğru yürümeye başladı. Arkadaşı peşi sıra onu takip ederken, telefonundan birkaç arkadaşına mesaj çekiyor ve her zamanki kafeye gideceklerinin haberini veriyordu.

"Dostum, sen gaysin... Ama neden bölümün tüm kızları senin peşinde?"

Soruyu duyan Yağız elinde olmadan öksürük krizine girmişti. Yakın arkadaşları onun gay olduğunu biliyordu ama tüm dünyaya da bunu duyurmaya hazır hissetmiyordu kendini. Geldiği yerde, olduğu kişi yüzünden çok acı çekmişti ve bir daha başına öyle şeylerin gelmesine de dayanamazdı.

Arkadaşı elini Yağız'ın sırtına indirirken, "Ne oluyor be, ölüyor musun?" dedi ve Yağız'ın sırtına vurmayı sürdürdü.

Yağız arkadaşının bileğini tutarak, "Hasan... Allah aşkına öksürmekten değil de senin sırtıma indirmelerin yüzünden öleceğim!" diyerek bileğini bıraktı ve arkadaşına uzun uzadıya baktı.

Üniversiteye başladığında, hem oda arkadaşı hem de sınıf arkadaşı olan bu çocukla çok iyi anlaşmıştı. Başta homofobik olmasından delice korktuğu kişi, Yağız'ın olduğu kişiyi çok çabuk kabullenmiş ve onunla ilgili espriler bile yaratmıştı.

"Ulu orta gay olduğumu söyleyip durma, her zaman hoş karşılayan insanlar çıkmıyor karşıma. Zamanında çok çektim, daha fazla çekesim yok... Anlıyor musun?"

Yağız 'gay' kelimesini öyle kısık sesle söylemişti ki Hasan o arada ne dediğini duyamamıştı bile.

Hasan, "Aman be kardeşim! Sana bulaşan bize bulaşmış demektir!" diyerek kolunu Yağız'ın omuzuna atarak onu kendine çekti ve boynunu kolunun altında iyice sıktı.

"Kardeşim ayağına katilim mi olacaksın Hasan? Bırak boynumu..." diyerek çırpınmaya başlayan Yağız'ı üst sınıftan tanıdıkları olan Ali kurtarmıştı, Hasan'ın kollarından.

"Ulan Hasan, çocukluğunu bilmesem Yağız'a yürüyorsun, sevgini de acı vererek gösteriyorsun diyeceğim de, hayatımda senin gibi karı düşkününü görmediğim için demiyorum, diyemiyorum..." dedi ve Yağız'a bakarak, "Alınma Yağız," dedi.

Ali, Yağız'ın arkadaş grubunun en büyüklerinden ikincisiydi. Gay olmasına rağmen bir erkek arkadaş grubuna sahip olduğu için kendini şanslı hissediyordu Yağız, çünkü gayler hakkında düşünülen saçma sapan düşünceler onu fazlasıyla korkutmuştu.

Mesela her gayin kızlarla iyi anlaşacağı gibi düşünceler...

Yağız oldum olası kızlardan hoşlanamadığı gibi, onlarla anlaşamamıştı da. Sanırım bu, ilişki hayatında Yağız'ın aktif kısımda yer aldığı anlamına geliyordu. Hiçbir ilişkisi o kadar ileriye gitmediği için, kendisi de pek emin değildi ama aktif olduğuna inanıyordu.

"Alınmıyorum abi," diyerek ortalarında yürümeyi sürdüren Yağız, Ali'nin bakışlarını üstünde hissetse de, konuşmamayı tercih etmişti. Uzun zaman yalnız olunca, arkadaş ortamında ne ya da nasıl konuşacağı hakkında pek bir fikri yoktu Yağız'ın.

Bir Mesaj Bırak | #texting✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin