Bölüm 36

4.6K 387 41
                                    

Yağız nefeslenmek için geri çekildiğinde, Tarık gözlerini Yağız'ın gözlerinden ayırmaksızın, hafifçe gülümsedi ve "Artık bir umudum var, beni sürekli reddedemezsin," dedi.

Yağız derin bir nefes aldıktan sonra Tarık'ın belindeki ellerini iki yanında sallandırarak geri çekildi ve aldığı derin nefesi yavaşça bıraktı. Biraz önce öpüştükleri için darmaduman olan zihni berraklaşırken, sağ yumruğunu sıkıp geriye doğru hafifçe gerindikten sonra yumruğunu Tarık'ın çenesine indirdi.

Tarık yediği yumrukla birlikte birkaç adım uzaklaştığı duvara geri yapıştığında, elini çenesine koydu ve "Sadece bir yumruk, değil mi?" diye sordu inlercesine. Dudağı sızlıyordu.

Yağız derin nefesler alıp verirken Tarık'ı omuzlarından tutup sırtını duvara yasladı ve gözlerini koyu yeşil gözlere dikti. "Evet, bunu bilerek öpmüştün," dedi.

Tarık hafifçe gülümserken, "Bu kadar sert yumruk atacağını düşünmemiştim," dedi. Yağız, bu söylediğiyle Tarık'ın çenesine baktığında, dudağının kenarındaki kırmızılığı fark ederek hafifçe iç çekti ve "İçkini ben ısmarlayacağım..." dedi.

Ardından Tarık'ı bırakarak barmenin olduğu kısma yöneldi.

Tarık'sa onun arkasından keyifle sırıtarak bakıyordu. Bir yumruk yemişti ama değerdi, onu öpmüştü hem de ondan karşılık alarak.

Yağız bar taburesine yerleştiğinde, Tarık da hemen yanına tünemişti. Kolunu tezgâha yaslayarak başını avcuna yerleştirip, gözlerini de Yağız'a dikmişti. Yağız onlara bakan barmene, "İki bira..." dedi ve ona bakan Tarık'a döndü.

Ona bakarken ne hissettiğini bilmediği bir karmaşanın içinde buldu kendini. Biraz önce Tarık onu öpmüştü ve Yağız da buna karşılık vermişti.

Sadece birkaç gündür konuşuyorlardı ve üç kere karşılaşmışlardı.

Başını iki yana salladı ve "Senin amacını anlayamıyorum," dedi Yağız, önüne bırakılan bira bardağının kulpunu kavrayarak bardağı önüne çekti ve Tarık'a dönerek konuşmaya devam etti. "Neden böyle davranıyorsun?"

"Seni sevdiğim için..." dedi Tarık.

Yağız başını iki yana sallarken, "Ben... Sana karşı ne hissettiğimi bilmiyorum. Biraz önce karmaşama yeni bir boyut kazandırdın," dedi.

"Biliyorum. Böyle hassas bir zamanda seni öptüğüm için de üzgünüm ama... İnkâr etme, hoşuna gitti..." diyerek elini tekrardan Yağız'ın bileğine koydu. Nabzını dinliyordu.

Hızlıydı, Yağız da belirgin bir şekilde hızlıca nefes alıp veriyordu zaten.

"Peki..." diye mırıldandı Yağız ve başını kaldırıp, dikkatle onu inceleyen Tarık'a baktı ve "Beni etkilemek için doğru anı yakaladın ama... Seni üzebileceğimi düşünmedin mi? Ya da hastanelik edebileceğimi?" diye sordu.

"O yumruğun ikincisi gelseydi gözlerimi hastanede açacağımı biliyordum... Ayrıca, üzülen ben olacağım sen niye dertleniyorsun?"

"Seni üzdüğüm için kendimden nefret edeceğim Kızıl."

Tarık başını iki yana sallarken, boştaki elini Yağız'ın mavi saçlarının arasına daldırdı ve "Kendi kaşınan ağlamaz, ben kaşındım. Öyle düşün," derken hafifçe gülümsedi ve Yağız'ın önüne gelen saçlarından parmaklarını geçirirken ön tutamları yana yatırdı.

Yağız başını hafifçe iki yana sallayarak Tarık'ın düzelttiği ön tutamları dağıttı ve bardağındaki biradan koca bir yudum aldı. Tarık da doğrularak önüne dönüp bardağını kafasına dikledi ve birayı içer içmez konuşmaya başladı.

"Seni seviyorum."

"Sana inanıyorum Kızıl."

"Sen de beni seviyorsun Mavişim."

"Senin gibi sevdiğimden emin değilim."

"Emin değilsin ama bana karşı boş olsaydın, orada beni iterdin. Çünkü bana karşılık verene kadar bırakmayacağımı söylediğimde kollarımı gevşetmiştim. Öpmeyi tercih etmeseydin, geri çekilseydin gidebilirdin. Sadece biraz zorlanmaya ihtiyacın var," dedi Tarık ardından hafifçe iç çekerek birkaç yudum daha bira içti.

"Tarık..."

Tarık başını sola çevirip de ona bakan Yağız'ı gördüğünde, hafifçe yutkundu. Bu nasıl bir bakıştı da böyle yutkunmasına sebep oluyordu? Tüm karanlığa rağmen, o güzel mavi gözleri nasıl da parlıyordu?

Tarık başını iki yana sallayıp, "Hım?" diye mırıldandı.

Yağız, "Sanırım yurt saatini kaçıracağım," derken kolundaki saate bakmıştı.

Tarık istemsizce gülerek elini Yağız'ın ensesine attı ve "Bizde kalabilirsin," dedi. Yağız tereddütlü bir şekilde Tarık'a baktığında, aklından Alilere gitmek geçiyordu ama Tarık'ın gözlerindeki ışıltının da sönmesine neden olmak istemiyordu.

Tamam dercesine başını salladı ve birasına döndü. Tarık'sa Yağız'ın ensesindeki kısa tutamlarla uğraşırken, "Reddetmediğin için teşekkürler," dedi.



sinsi Tarık yine ve yine online, Yağız'ı eve atacak kjshdjfdjlş

gerçi fazla umutlanılmasın, sinsi yazar da online :d

eh ayrıca, profilimde iki tane yeni texting hikâyem var :3 Birisi winteriron hikayesi "Anonim" bir diğeri de boyxboy  hikayesi "Nefes" :')

Bir Mesaj Bırak | #texting✅Where stories live. Discover now