Dudaklarının sahroşu olmuştum.

2K 99 79
                                    

Jimin'den devam ediyoruz.

❇️❇️❇️

Evde kös kös oturuyordum. Sinirliydim. Jungkook Bey beni bırakıp deniz gittiğimizde yanımıza gelen kız ve çocuğuyla beraberdi. Beni satıp onlarla beraber gezmeye gitmişti. Beni beni Jimin'ini ( bunu yapmasaydım içimde kalırdı sorry.)satmıştı.

Hayır yani hangi ara bu kadar yakın oldunuz anlamıyorum. Bir de bunlar o günden beri yazışıyorlardı. Şimdi siz benim kıskandığımı falan düşünüyorsunuz. Ama yok öyle bir şey. Banane yani ne halt yerse yesin derdim de diyemem.

Ama olsun gene de kıskandığımı kabul etmiyorum. Hıh o beni kıskansın ben değil. Lan bana noldu bildiğin kızlar gibi trip atıyorum. Hayır bir de trip atttığım şahısın bundan haberi yok. Ben alttaki olmam. Hayatta olmaz.( Bu lafları zamanı gelince görücez. Kim alttaymış Jiminie~~)

Neyse evde kös kös oturmaktan sıkıldığım için Taemin'i aramıştım. Bir kaç çalış sonra açmıştı. Şunu fark etmiştim, Taemin'i özlemiştim. Uzun zamandır görüşmemiştik.

"Sen beni aramıydın ya Jiminie"

Doğru söylüyordu. Uzun zamandır onu aramamıştım. Daha doğrusu arayacak vaktim olmamıştı. Ama yani şimdi o da beni aramamıştı. Hadi benim işim vardı. Ama senin neyin vardı ki?

" Asıl size sormak lazım Taemin Beycim. Hadi benim işim vardı. Arayacak vaktim olmuyordu. Peki senin neyin vardı da kardeşini bir kere bile aramadın. Seni çok aramış gibi bir de bana söyleniyor gerizekalı b-"

Taramalı tüfek gibi hızlı hızlı söyleniyorken Taemin sözümü aegosu ile kesmişti. Şerefsiz falandı ama beni nasıl yumaşatığıcağını iyi biliyordu zevzek herif.

" Biliyor musun~~~ Bu gerizekalı seni çok seviyor aşkım~~~"

Aegosu bittikten sonra öpücük atmayı ihmal etmemişti. Bir anda Jungkook'a olan sinirim uçup gitmişti. Jungkook'a sinirlenip taramlı tüfek gibi konuşarak Taemin'den çıkarmıştım.

Taeminle dostluğumuz ta çocukluktan geliyordu. Çocuklukta yaptıklarımız aklıma gelince yüzümdeki tebessüm yerine kocaman bir gülümseme almıştı.

"Bende seni seviyorum zevzek herif~~~İşin yoksa dışarı çıkalım mı?"

" İşim yok boşum iyi olur. Uzun zamandır görüşmemiştik. Hem zaten sende bir şey var onları öğrenir. Biraz sinirli gibisin. Bir şey senin canı sıkmış."

Ciddiyetle konuşması bir yere anlamıştı. Anlaması doğaldı aslında,beni çok iyi tanıyordu. Aklımdan uçup giden şey aklıma tekrar gelince yüzüm düşer gibi olmuştu.

Sanki hiç bir şey anlamamış gibi yapıp konuşmaya başladım.

"Neyden bahsediyorsun? Yok öyle bir şey. Hızlıca hazırlanıp çık. Seni kapının önünde bekliceğim."

Ama unutuğum bir şey vardı. Çok kötü bir yalancıydım. Yalan söylediğim hemen belli olurdu. O da bunu iyi bildiği için direkmen fark etmişti.

"Beş dakikaya geliyorum. Geldiğim aşağıda olsan iyi olur. Ayriyetten yalan söylediğini fark etmedim sanma. Gelince konuşucaz,Jiminie kaçışın yok."

Telefonu kapatmıştı. Bende omuz silkip dolabıma gittim. İçinden beyaz gömleğimi ve siyah kotumu çıkardım. Üstümü hızlıca değiştirdim.

Saatimi de taktınca hazırdım. Ayakkabı dolabında siyah olanı aldım. Kapıyı açıp ayakkabıları dışarı bıraktım. Askılıktan montumu aldım. Aynanın karşısına geçip saçımı düzelttim. Anahtarla telefonu alıp dışarıya çıktım.

Not Sorry ◇Namjin◇✓Where stories live. Discover now