~Bölüm 24~

388 37 19
                                    

Martinus: Acını anlıyorum.

Derken Martinus Gunnarsen kardeşinin omzuna hafif vurdu onun yanında olduğunu göstermek için.

Marcus Gunnarsen dudaklarını hafif aralafığında ne diyeceğini o gibi arkasında duran Asya ve Gerd Hanım da merak ediyordu.

Marcus tek bir cümle kurdu...

Marcus: Götür beni burdan.

Sonrası zaten çok hızlı geçti...

Martinus Gunnarsen kardeşini nereye götüreceğini iyi biliyordu.

Marcus Gunnarsen İrem'i istiyordu...

(Amerika)

İrem sessizce Marcus'dan uzak bambaşka bir yerde bir yatakta aylardır uyutuluyordu.

Ve bunu sadece Gerd Hanım'ın bilmesi birkoğumuz için kötüydü...

İrem gözlerini hafif aralafığında karşısında Marcus'u görmeyi bekledi.

Ama bu böyle olmadı. Karşısında saçını iki yandan örgü yapmış üstünde hemşire kıyafeti olan bir bayan vardı.

Ağzını açar açmaz ilk sorduğu ise

İrem: Marcus nerde?

X: o yok.

İrem: Ne demek yok?

X: o o malesef seni istemedi tatlım.

İrem bu söze inanmak istemiyordu inamadı da onu seven adam onu bırakırmıydı hiç?

Kabul etmedi bu sözü..

İrem: kimsin sen?

X:Amerika Birleşik Devletleri'ne hoşgeldin ben Grenda.

İrem: Marcus o burada yok mu?

Aklı hala Marcus'da olan İrem'in merak ettiği Marcus'un nerde olduğuydu.

Gr: Aylardır uyutuluyorsun burada. Tam iki saat sonra uçağın var Marcus senden kaçtı seni istemedi o hep öyle biriydi hasta olduğunu biliyordu. Yanında ölmenden korktu o seni bıraktı. Uçakla Hollanda'ya vardığımızda ona hesap sorabilirsin tabiki ama artık o seni istemiyor.

İrem ölmek istiyordu ruhu daralmıştı kaçmak istiyordu. Koşmak istiyordu Marcus'u istiyordu...

Aşık iki beden birbirinden uzaklaştırılmıştı...

Birine öldü denmişti diğerine seni artık istemiyor kalbi kaldırmadı ikisininde inanmıyorlardı artık kimseye...

(Hollanda)

İrem'in sandığı mezarın başında dikilen Marcus Gunnarsen gözyaşlarına hakim olamıyordu.

Hayat acımasızdı onun için..

...

Saatlerce kardeşi ile orada dikildi.

Eve gitmek istemiyordu...

Eftalya'nın İremciğim nerde diye sormasını istemiyordu.

Uyumak istemiyordu...

Rüyalarında İrem'i görmek istemiyordu...

Motoruna binmek istemiyordu...

Anılarını hatırlamaktan korkuyordu...

Şuan o ne istiyordu biliyomusunuz?

O sadece İrem'i istiyordu...

&&&&

Bir gün daha geçmişti...

Marcus şirkette kalemiyle oynarken içeri giren Gerd Hanım ile ayağa kalktı.

Marcus: Bir sorun mu var anne?

Gerd Hanım başını evet der gibi sallayınca Marcus ne oluyor der gibi baktı.

Ve aylar sonra beklemediği o cevabı aldı...

Gerd: İrem yaşıyor oğlum...

Hayat durmuştu sanki kuşlar uçmuyordu...

Gerd: Birazdan buraya gelecek. Burada işe başlayacak. O seni istemedi onu ölürken görmeni istemediği için onu Amerika'ya gönderdim şimdi geri gelip burada çalışmaya başlayacak.

Marcus Gunnarsen hiçbirşey anlamamıştı... Çünkü onun dinlediği tek şey İrem'in yaşıyor olmasıydı...

Beyninde yankılanıyordu...

İrem yaşıyor...İrem yaşıyor..

Birazdan burada olacak...

Devam edecek...

İMKANSIZ M&M//TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now