Hayatta tek isteğim yaşamaktı...Mutlu yaşamak...
Berbatında altında yaşadığım bir hayata başladığımı sandım ilk...
Peki ya ne oldu da bu fikrimden vazgeçtim?
Neden hala hayatımın berbat olduğunu düşünmüyorum.
Çünkü ben bir gecede İMKANSIZ BİR AŞ...
Gerd Hanım söze girmek üzereyken birden Marcus'un odasının kapısı iki kez tıklatılmıştı.
Kapı açılırken Marcus nefesini tutmuştu. Nefesini tutan yanlız Marcus değil aynı zamanda İrem'di.
İrem içeriye uzun kumral saçları, kırmızı askılı elbisesi ile girerken ikisininde kalbi deliler gibi atıyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kızgınlardı. İkiside kızgınlardı ama gözleri birbirleri ile buluştuğunda birşey oldu... Bir şey!...
Gerd: İrem kızım hoşgeldin.
Gerd Hanım İrem'e sıkıca sarılırken İrem kıpırdamadan duruyordu. Marcus'u izliyordu dolmuş gözleriyle. Marcus'un nutku tutulmuş tu. Haraket edemiyor, gözlerini İrem'den ayıramıyordu. Gerd Hanım birşeyler söyledi. Ne dediğini ikiside duymadı. Sonra konuşmayı bir yerde yakaladı İrem.
Gerd: Birbirinize kızgınsınız. Biliyorum. Bu yüzden sizi bir arada tutmaya zorlayamam. Boşanmak istediğiniz zaman boşanabilirsiniz avukatlar hizmetinizde. Şimdi sizi başbaşa bırakayım konuşucaklarınız vardır.
Gerd Hanım odadan çıkarken İrem'de de Marcus'da da kıpırdama yoktu. Dakikalardır birbirlerine bakıyorlardı. Titreye titreye...
Bir plan nasıl yapılır Gerd Gunnarsen bunu gayet iyi biliyordu. İki insanı birbirine aşık mı edeceksin? Ayır onları. Acı çektir. Sonra birbirlerinden nefret etmelerini sağla. Bu aşkı güçlendirir. Gerd Hanım'ın fikri buydu, düşüncesi bu yöndeydi. Ama hesaba katmadığı birşey vardı...
Gerd Hanım'ın hesaba katmadığı şey ne Marcus'un ne de İrem'in salak olmadıklarıydı. İnanın bana salak olsalardı plan tıkır tıkır işlerdi. Ama ikiside öyle zekiydilerdi planın tam ortasına düştüklerini tam o an farkettiler.
İrem durmadı, adımlarını attığı gibi kollarını Marcus'un boynuna doladı. Marcus'un kolları İrem'in beline dolanırken Marcus yüzünü İrem'in boynuna gömdü, o güzel çilek kokusunu içine çekti...
"Hoşgeldin... " Diye fısıldadı İrem'ine... "Hoşgeldin İrem..."
"Plan işlemedi... " Diye mırıldandı İrem özlem dolu sesiyle...
Marcus başını salladı "Yemedik... "
Kendi aralarında gülüştükleri sırada Marcus derin bir nefes aldı. Şimdi ne olacağını düşünmeye başladı. Şimdi ne olacaktı. İremle ne yapacaklardı. Aşk mı?... Aşk mı gelecekti şimdi?...
Birbirlerine aşık mı olacaklardı?...
Yoksa çoktan aşık mı olmuşlardı?...
"Şimdi ne olacak? Planı anladık, gördük. Şimdi ne yapacağız Marcus? "
Marcus derin düşüncelere dalmak üzereyken İrem'in kendi ismini söylemesi ile kalbi birkaç saniye durduğunu hissetti...
Kardeşim demişti Martinus'a, herşey ismimi söylediği anda başladı. Marcus dedi bana, benim ne güzel ismim varmış dedim...
"Marcus iyimisin? "Marcus İrem'e ismini kullanmayı yasaklamalıydı belkide... Bir insan bu kadar güzel Marcus diyemezdi.
" İyiyim... Plan işlemeye devam edecek... Annemin ne düşündüğünü biliyorum. Şuan birbirimizden nefret ettiğimizi ve tüm bunlarım bize aşkı getireceğini düşünüyor. Planının işlediğini düşündüreceğiz ona."
Sonucu bilmek istiyordu, aşk kısmını bilmek istiyordu. Ama Marcus ona hiçbirşey diyemezdi. Ne diyecekti ki?
Ben aşık olmaktan korkuyorum mu diyecekti?
"Sonrasını sonra düşüneceğiz. Sen iyisin... Ben iyiyim... Biz iyiyiz...Düşünme bunları şimdi dediğimi yapıp planı işletelim birbirimize soğuk davranalımki annem planın iyi işlediğini düşünüp sevinsin. "
İrem'in içini bir korku kaplamıştı. Gerd Hanım'ın planının sonunda aşık olmaları gerekmiyor muydu? Marcus'un konuşmaları ise bu planı sonuca ulaştırmayacak şekildendi.
Hani neredeydi o aşık olmak üzere olan Marcus? Ama yinede bekleyecekti anlamadığı birşeyler vardı. Marcus'un dediğini uygulayıp bekleyecekti...
Artık Marcus ve İrem'in bir planları vardı,ama Marcus ve İrem'in hesaba katmadıkları birşey vardı....
