3. Bölüm

110K 4.1K 1.6K
                                    

-Barış -

    Damarına basınca ürkek tavşandan dişi aslana dönüşen beneklim, sinirlenince ne de tatlı oluyor.

   Üzerime atlayıp küçük elleriyle yumruklar atmaya çalışırken, kızıl saçlarının arasından alevler çıkıyordu. Gözleri kızarmış böylece deli mavilikleri daha da ortaya çıkmıştı. Fingirdek lafına bu kadar kızacağını düşünmemiştim.
O an bana her vuruşundaki temasının keyfini çıkardım.

   
   Tüy kadar hafif vuruşları yavaşladığında ellerinin acıdığını anladım. Artık sinirden değil, canı acıdığı için ağlıyor biliyorum. Dökülen gözyaşlarına daha fazla dayanamadım.
Kollarımı mengene gidi sardım etrafına. Ona bu kadar yakın olmak mantığımı devre dışı bıraktı. Yanlış olduğunu bilsem de, çillerinin üzerinden dökülen her bir gözyaşını yakalayıp öptüm. O da beklemiyordu bunu, şaşkın yüz ifadesi beni gülümsetti.

    Karşımdaki kız, çocuklukta görüp âşık olduğum küçük beneklim değildi artık. Feci seksi, dolgun göğüslü bir genç kız oldu. Ne yapabilirim? Bana bu kadar yakınken göğüslerini görmemek hatta hissetmemek imkânsızdı. Ve kokusu, aklıma tüm edepsizlikleri getirecek kadar baştan çıkarıcıydı.

  Bugüne kadar Gamze'yi yatağımda hiç hayal etmemiştim çünkü çok masum ve küçüktü. Şimdi ne bok yiyeceğim ben?

- "ahhh"

İşte bunu hiç beklemiyordum. Tişörtümden açılan omzumu ısırdığında bu hareketin bende nasıl bir etki yarattığının farkında mı acaba?

Şşşşş.. sakin ol koçum. Lan bu kıçımdaki kot pantolon değil mi? Aşağıdaki arkadaş ne demeye diklendi.

Gamzeyi üzerimden çeken densiz kim ulan…
Babası!.. o ne ara geldi? İyi ki, kafayı geçirmeden önce birkaç saniye yüzüne bakmışım yoksa yazık olacaktı Mehmet amcaya.

                     ............

1 haftadır göremiyorum beneklimi. Arda'dan öğrendiğim kadarıyla babası Gamzeye evden çıkmama cezası vermiş. Kendisi şehir dışına çıkınca da gardiyanlık görevini annesine bırakmış.

Arda, kahvaltı sofrasında tam karşıma, Gamzenin yerine oturacaktı, bağırdım;

- "Orası Gamze’nin!"

-"Abi, Gamze ölse gelmez buraya. Alış artık, tamam bende özlüyorum ama..."
daha lafı bitmeden atladım;

- "Nasıl özlüyorsun? Seviyor musun yoksa?"

- "He abi seviyorum. Hatta bu akşam kaçıracağım. Dayanamıyorum hasretine. Söyledim, şu anda bohçasını hazırlıyor."

Piç! Sırıtıyor bir de. Benimle kafa bulduğunu bilsem de öfkeme hâkim olamadım, önümdeki servis tabağını kafasında kırdım.

- "Hadi abicim kalk sofradan. Kendime hâkim olamayacağım, sen de okula dağınık bir suratla gitmek zorunda olacaksın."

                           ............

Banka

   İş yerinde sabrımın son kırıntılarını kullanan patlamaya hazır bir bomba gibiydim.

Ne olur Allah’ım, karşı banktaki, sakız çiğnemeyi beceremeyen, yayık ağızlı kız, bana denk gelmesin.
Butona basmaya korkuyorum resmen. Önümdeki müşterilerle gereğinden fazla ilgilendim ki, o kız belki diğer arkadaşlara gider.

(ses) 38-5 bastım işte.

Hayır hayır kız bana doğru gelmiyor değil mi? Vallahi geliyor. Ağır adımlarla yaklaşıp önünde durdu ve hiç acele etmeden çantasından cüzdanını çıkarıp kimliğini ve banka kartını uzattı.

BENEKLİDonde viven las historias. Descúbrelo ahora