18. Bölüm

61.1K 2.4K 247
                                    


-Gamze -

Mustafa'nın beni kaçırma suçlamasıyla açtığımız mahkeme geçen hafta yapıldı. Amcamın bana attığı büyük kazık sayesinde Mustafa, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Şöyle ki:
Benim şahidim Murat, Mustafa'nın şahidi Tayfun amcamdı.

Murat'ın suçlaması aynen şöyle:
-" Olaydan 3 gün önce Tayfun Yaman'ın telefon konuşmasına şahit oldum. Mustafa ile, Gamzeyi kaçırma planı yapıyorlardı. Mustafayı yakın takibim sonucu eylemini gerçekleştiremeden yakaladım."

Mustafa'nın savunması:
-" Murat bey bizim telefon konuşmamızı yalnış anlamış hakim bey. Ben Gamze'ye evlenme teklifi için oyun hazırlamıştım. O, kaçırılıyor zannederken ben onu, birlikte en çok gittiğimiz Vadi çay bahçesine götürüyordum. Acaba sevgilisine bu şekilde evlenme teklifi yapan kaç kişi hapise atılıldı hakim bey?"

Barış-" Bu it yalan söylüyor hakim bey.."

Hakimin Barışı 3. ve son uyarısıyla asabi sevgilim bir kez daha yerine oturdu.

Amcam yüzünden Mustafa'yla sevgili olmadığımıza hakimi inandıramadım.

Amcam-" Yeğenim Gamze ve Mustafa sevgiliydiler. Kısa bir süre önce kavga edip ayrılmışlardı. Mustafa bana evlilik teklifi planından bahsedince bana da destek olmak düştü. Sonuçta yeğenimin mutluluğu söz konusuydu. Gamze, Mustafa'ya hala kızgın olduğu için size yalan söylüyor. Onlar birbirini çok seviyor hakim bey."

Barış-" Kim kimle sevgiliymiş? Bir daha söylesene. Çeneni kırdığımda ağzın yerine başka bir yerinle yalan konuşmak zorunda kalacaksın, göt..."

Bu Barış'ın ,güvenlik onu çıkarmadan önceki son sözleri oldu.
Mahkeme çıkışı Mustafa birden ortalıktan toz oldu. Barış ne kadar aradıysa nafile.
....

Daha önce biri beni izliyormuş gibi hissediyordum, şimdiyse acaba Mustafa beni izliyor mudur diye paranoyak olacağım.
Şizofren herif her nereye saklandıysa, Barış onu bulamıyor. Sakin bir sevgilimin olduğunu söylemiyorum ama Mustafa'yı bulamayışının verdiği gerginlikle bir haftadır evde terör estiriyor.

Dershanede de keyfim yerinde değildi. Önümdeki işlerimi bitirdim ama derse girecek havam yok. Bir haftanın özetini kafamdan geçirirken, elinde iki çay olan bir öğrenci kapımda belirdi.
Dil sınıfından Olcay. İyi giyimli, bakımlı, oldukça yakışıklı bir çocuk. Gözüm yok, Allah sahibine bağışlasın. Benim taş gibi sevgilim var zaten. İnşallah bu da bana asılmaya çalışmaz.

-" Merhaba, müsaitsen bir çay içelim mi?"

-" Şey, aslında biraz işlerim var. "

-" Ben Gay im bebeğim, merak etme sana asılmam. "

Yuh! adamdaki rahatlığa bak, pat diye söyledi durumunu. Aslında iyi de oldu. Onun Gay olduğunu bilmemin verdiği rahatlıkla Olcay'ı içeri davet ettim. Konuştukça da, ne kadar eğlenceli ve iyi biri olduğunu anladım. Üstelik ortak noktamız çok fazla.

-" Kirpiklerin ne kadar uzun Olcay. Sanki rimel var gibi."

-" Var zaten yavrum. Bak şunu kullanıyorum, çok hafif bir yapısı var, kirpiklerinin boyalı olduğu anlaşılmıyor."

Sırt çantasından çıkardığı rimelin markasını biliyorum. Benim alamayacağım kadar pahalı olduğunu da biliyorum.

-" Gamze, sana birşey soracağım."

-" Sor bakalım."

-" Ali'nin cinsel yönelimini biliyor musun? "

-" Ali mi? Yok canım gay değil o. Gerçi onu bir kızla hiç görmedim ama.. Sahi olabilir mi acaba? "

BENEKLİWhere stories live. Discover now