35. Bölüm

61.3K 1.7K 314
                                    


Keyifli okumalar canlarım ❤
Dikkat! ateşli sahne uyarısı 🔥

-Barış -

    Berberdi, giyim kuşamdı derken zaman çabuk geçmişti ama şimdi durdu sanki. Evde daha fazla dayanamayıp dışarda bekleyen Ahmetin yanına gittim.
-" Nasıl gidiyor? "
-" İyidir kaptan."
-" Anlat azıcık oğlum, vakit geçsin!"
-" Ben işi bıraktım. Yani aslında kovuldum!"
-" Yuh! Bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun?"
-"Üç gün sonra, işe başladığın zaman."
-" O yavşak müdür mü kovdu seni. Ben onun.. "
-" Adam haklı abi, müşteriye kafa attım."
-" Niye?"
-" Öğle saatine yakındı, dışarıyı izliyordum. Herifin birinin duvar dibinde sürdürdüğünü gördüm. Sonra elininin pisliğini, çöpten kağıt ayıran çocuğun kafasına sürdü. Bizim şubeye girince dayanamayıp kafa attım."
-" Az bile yapmışsın. İş hallolur merak etme."
-" En acısı da ne biliyor musun?  O çocuk, kafasının okşadığını zannedip gülümsedi."
-" Düğünden sonra o adamı bulup tekrar döveriz, tamam mı?
  Saat 1e 10  var. Herkes arabalarının başında hazır bekliyor. Kapıyı açıp arka koltuğa oturdum. Saat 1, dikiz aynasından Ahmetle göz göze geldik ve işaret vermemle kornaya basmaya başladı. Arkadaki bütün arabalar da bize eşlik etti.
   Arabayı karşı evin önüne park edince arabadan çıktım. İnce çalgılar da tam o an çalmaya başladı. Davul,  klarnet ve darbuka üçlüsünün tiz sesi bütün mahalleyi inletmeye yetti.
   Kalbim boğazımda atıyor sanki. Nefes almamı, yutkunmamı engelliyor. Kulaklarımda sağır eden ritmi yüzünden çalan ince çalgıları bile duyamaz oldum. Gamzeye sabahki kilim olayının hesabını soracaktım güya ama şuan tek düşündüğüm onu alıp evimize götürmek.
Ahmet -" Sakin ol kaptan, ne oluyor sana ya!."
-"Olamıyorum lan, çok heyecanlıyım. Böyle hissedeceğimi hiç düşünmemiştim."
Ali-" Annen gelini alıp gelecek işte, şişi gelen çocuklar gibi kıpırdanıp durma!"
Ali söyleyene kadar sabit duramadığımın farkında bile değildim.
Annem Gamzelerin kapıya vurdu ama açan olmadı, sonra tekrar vurdu. Gamzenin sadıçları kapıyı yarım açıp gelini vermeyiz dediler. Sonra da pazarlığa başladılar. 
-" Ne kadar istiyorsunuz kızlar?"
- 500 isteriz."
-" Çok istediniz kızlar 200 de anlaşalım. "
   Dayanamayıp seslendim-" Annee! Ne istiyorlarsa ver gözünü seveyim"
-" Aaaa oğlum, adet böyle, sen karışma!"
-"  Eniştemizin hatrına 400 olur."
-" 300 sizin olsun, Gelin bizim!"
  Annem parayı uzatıp verince kapı ardına kadar açıldı.
Kafam kopacak Gamzeyi göreceğim diye ama benekli ortalıklarda yok. Sadece Muratı gördüm elinde kırmızı kurdaleleyle. Sanırım önündeki de benekli, gelinime kurdalesini bağlıyor.
   İlk bağlayışını çözdü, ikincisinide.. Üçüncüde bağlamış olacak ki kenara çeklidi.
    Ve işte orada, tüm güzelliği ile karşımda.. Benim gelinim!
Merdivenlerin sonunda durdum, bana gelişini izliyorum. Allahım sen bana yardım et, kalbim şuan patlayabilir.
  Bir gelin nasıl bu kadar masum ve aynı zamanda çekici olabilir. 
Basamakları birkaç adım çıkıp elimi uzattım. Narin parmaklarını zerafetle uzatıp elimin üzerine koydu.
-" Sen nasıl bir güzelliksin! "
   Beneklim kıkırdayınca içimden konuşmadığımı farkettim. Gamze yanıma ulaşır ulaşmaz annem başımızdan aşağıya şeker ve bozuk para atmaya başladı. Çocuklar üzerimize doğru koşmaya başlayınca Gamzeyi hemen arabaya bindirdim.
Ahh.. Başıma bir bozuk para daha isabet etti.
-" Sağol anne hiç ıskalamadın!"
-" Berekettir oğlum! "
  Arabanın etrafından dolanıp arka koltuğa, gelinimin yanına oturdum. Ahmet şöför koltuğuna oturunca  kornalar birkez daha çalmaya başladı.
 Mahalledeki çocuklar sağolsun, 3 dakika uzaklıktaki evimize ancak yarım saate gelebildik. Yol boyunca tek kelime etmedik sadece el ele tutuşup para almak için ablanın önüne atlayan çocukları izledik. Evin önüne gelince vakit kaybetmeden indim arabadan Gamzenin tarafına geçip çıkmasına yardım ettim. Olcay bizim için bahçe kapısını açtı ve geçmemiz için yol verdi.
  Annem, Gamzeyi onların evine götürmem gerektiğini, misafirlerin Gelin görmeye geleceğini söylese de hiç dinlemedim. Benekli ilk önce kendi evine adım atmalı!
   Kapıyı açtığımda Gamze girmek için adım atar atmaz kucaklayıp  kaldırdım.
-" Ay! Ödüm patladı Barış. Ne yapıyorsun?"
-" Henüz birşey yapmıyorum sevgilim. Hele bir eve girelim de.."
   Kızaran yanaklarını dayanamayıp ısırdım. İçeri girince kapıyı kapatıp, Gamzeyi kulağımdan indirmeden salondaki koltuklara gidip oturdum.
Gamze -" Nefes kesici olmuşsun sevgilim"
-" Sen hiç aynaya baktın mı sevdiğim? Ruhumu teslim etmek üzereyim."
Dudaklarını dudağımın üzerinde hissetmemle kapının yumruklanması bir oldu. Gamze kucağımdan kalkınca hızla kapıya gidip açtım.
Ali-" Ne yapıyorsunuz? "
  -" Sayende hiçbirşey. Bak ya.. bir de sırıtıyor piç!"
Ahmet-" Tutamadım kardeşim, Ali işte.."
Kerem-" Melahat anne illa gelsinler dedi."
  -" Biz sana böyle yapmamıştık Kerem Bey! "
Kerem-" He he, geçti artık koçum,yapsaydınız!"
   Toparlanıp çıktık. Tekrar konvoy eşitliğinde annemlerin evine geldik. Annem Gamzeyle beni vitrine süs eşyası koyar gibi salonun köşesindeki sandalyeye oturttu.  Giren çıkan insanları, tü tüh maşallah diye yüzümüze tükürenleri saymaktan yoruldum.
   Dışarıda masalar kuruldu, gelen misafirlere yemek veriliyor. Az buz değil ha! Kazanlarla yemek pişiyor. Menüyü sayıyorum. Muradiye çorbası, et kavurma, pilav, turşu ve tatlı olarak Kemalpaşa(peynir) tatlısı. Kokular burnuma gelmeye başladı.
-" Acıktım mı benekli?"
-" Sence?"
-" Hadi gel mutfakta yiyelim"
   Annem bizim için bahçeden yemek taşıdı. Gamzenin gelinliğine birşey bulaşmaması için de kızın etrafını iki kat çarşafla örttü.

BENEKLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin