(10)bölüm

1.8K 48 1
                                    

Seni hiç görmesem bile,
Bana aitsin...
(Franz Kafka)

Enes'ten
Azra'yı pencereye taş atarken gördüğümde bütün kızgınlığım tuzla buz oldu. Ben onun yüzünü bana arada bakan kaçak bakışlarını utandığı zaman dudakları büzüp başını eğmesini bana bakarken ışıldayan ela gözlerini herşeyini bu kadar ezberlerken bir anda bu deli cesaretleri beni hep şaşırmıştır. Bizim birbirimize aşkımızın kanıtı kesinlikle kişiliğinize ters düşen davranışlarımızdı. O hep sakin söz dinleğen dürüst kimseyi kırmamak için kendi isteklerinden vazgeçen biriyken konu bana gelince bir anda kendi çizgilerinin dışına çıkıyordu. Gecenin bu saatinde burada olması bile bana olan büyük aşkının kanıtıydı şimdi bunu gördüğüm halde ben ona nasıl kızgın olabilirdim. Zaten o benim ona Turgut yüzünden kızgın olduğumu sanıyordu benim ona kızmamı gerektirecek bir konu kalmamıştı zaten benim yanımda Turgut'a en güzel cevabı "abi" diyerek vermişti. Ben sadece benden bişeyler sakladığı ve aramıza mesafe koyduğu için kızmıştım.tabi kızgınlığım onu pencereden odaya koyana kadar yok oldu, buzlar eridi derken şimdi aklındaki soruyu soruyordu. Göğsümdeki yaradan ona hiç bahsetmemiştim.

Şimdi eliyle göğsüme eliyle yaraya dokunmuş nedenini soruyordu. Azra'dan bana hep acık olmasını beklerken ben ona acık olmamışım, bunun şimdi farkına vardım. Derin bir nefes aldım. Artık aramızda bilinmez hiç birşey kalmamalıydı. Canımı her gördüğümde yakan yaradan söz etmeliyim sevdiğime elini üstüne koyarken bile eli titremişti. Her ne kadar bana belli etmek istemezsede nefesi titrek çıkıyor yaramı gördüğünde gözlerini kapattı. Bu benim canımı daha çok yaktı sadece bedenime acılan yaradan bu kadar etkilenmişse ruhuma acılan yaradan ona nasıl bahsetme mi isterdi.

"senin canını bu kadar acıtan bu yaradanda haberim yok.. bir yıldır"

Dişlerimi sıkmıştım bana bakan ela gözleri sarıya dönmüştü dudağımı içeriden ısırdım.

"göğsümdeki elini avucuma aldım yanına cekip onuda yatağa karşıma oturtum. Hayatlarız birleşecekti bunu bilmeye hakkı vardı. Gözlerimin içine bakıyordu cevap beklediğini acıkca belli ediyordu.

" Azra önce şu bil ben kimseye kızgın değilim bazen bazı şeyler yaşanması gerekir ve yaşanır ben bu olaya hep böyle bakıyorum o yüzden sana anlattığımda üzülmeni istemiyorum bana söz ver bu yara çoktan kabuk bağlamış sadece izi kaldı tamam mı? "

Gözlerinin içine bakıp buna üzülmemesi için ikna etmeye çalışıyordum. Derin bir iç çekti dudakları alayla yukarı kıvrıldı. Başını aşağı yukarıya doğru salladı. Bunu devam etmem için yaptığı çok belliydi. İki elinden tuttum parmaklarımla parmaklarını sıktım.

"dedin ya küçük olduğun için karışamamışsın diye, hayır Azra küçük olduğum için değil gerçekten mutlu olacağımızı sandığım İçin, istediğim için karışmadım."

"babam vefat edeli bir yıl olmuştu. Ben o zaman 9 yaşındaydım annem elimi tutup beni küçük bir eve götürdü. Evde bizi bir adam ve beden iki yaş küçük bir kızı karşıladı. Annem adamı gösterip artık ben bu adamla evliğim burda beraber yaşayacağız dedi. Bişey demedim adamın karısı adamı terk etmişti küçük kızıyla bir başına kaldığını söylemiş annemde adamla evlenmişti."

" birlikte yaşamaya başladık en baştan adam beni hiç sevmemişti bana hep kötü davranıyordu ben anneme hiç belli etmezdim babamdan sonra mutlu görmüştüm onu üzmek istemiyordum. Küçük kızı Esra'yı kardeşim olarak görüyordum beraber oyun oynardık babası ne zaman bizi görse beni azarlar kızardı beni dışarı çıkardırtı. Buna hiç anlam veremedim şimdi bile anlam veremiyorum iki çocuğun berebar oynaması onu neden kızdırırdı anlamıyordum."

BEYNA (Tamamlandı )Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang