13.06.2018
Her zamanki gibi sıradan bir gündü. Kliniğimde oturmuş hastalarımla konuşuyordum. Öğle saatlerinde yemek yemek için dışarı çıktım. İçimde kötü bir his vardı. Tam o sırada telefonum çaldı, arayan annemdi. Sesi endişeli geliyordu ve ağladığı belliydi.
-Hayat, kızım.
-Anne bir sorun mu var, ne oldu?
dedim, beni de korkutmuştu bu ses tonu.
-Kızım,baban hastanede..
-Ne, ne hastanesi.
-Kızım sakin ol adresi atacağım hemen gel.
Telefonu hemen kapattım ve bir taksi çevirdim. Bir anda ne olmuştu böyle. Ne olduğuna dair bir bilgim de yoktu gerçekten korkuyordum. Yaklaşık yarım saat sonra hastaneye ulaştım. Görevlinin yanına koştum.
-Göktuğ, Göktuğ Aksoy nerede?
-Sakin olun hanımefendi, ameliyathanede şuan. Alt katta sol tarafta.
Hemen koşmaya başladım.Alt kata indiğimde yere oturmuş ağlayan annemi ve ablam Pınar'ı gördüm.Yanlarına gider gitmez sordum;
-Ne oldu böyle birden bire?
-Bilmiyorum kızım.
dedi annem ama gözlerini kaçırıyordu. Annemin bir şeyleri bildiğini biliyordum ama o an üstelemek istemedim. Bir saatimiz ağlayarak geçti işte. Bir kaç saat sonra doktor çıktı.Hemen yanına koştuk.
-Nesi var babamın?
-Kocam iyi mi?
-Lütfen babamın iyi olduğunu söyleyin.
-Hanımlar sakin olun lütfen. Size her şeye hazırlıklı olmanızı söylemiştim..
-Nasıl yani?
-Çok üzgününüm ama kurtulamadı. Başınız sağ olsun..
Doktor arkasını dönüp giderken resmen beynimden vurulmuşa döndüm. Dizlerim tutmadı olduğum yere çöküverdim. Kalktığımda bir hastane odasında yatıyordum ablam başımda ağlıyordu, annem de aynı şekilde. Olanlar aklıma gelince birden kalktım. Babam.. Ağlamaya başladım, bağırmaya başladım. Annemin hemşireyi çağırdığını duydum. Bana sinir krizi geçirdiğimi söyleyip duruyordu.
-Bırak beni, babamın yanına gitmek istiyorum.
- Sakin olun.
sonrasında kolumda bir sızı hissettim ve yine boşluk.
Kalktığımda sabah olmuştu. Annem başımın ucundaki koltukta uyuya kalmıştı. Bir anda nasıl oldu da böyle bir durumun içine düştük biz. Babam gayet sağlıklı ve huzurlu bir adamdı. Belkide biz öyle sanıyorduk. Her şey çok ani oldu. Bildiğim kadarıyla bir borcu da yoktu, düşmanı da yoktu. Yine ıslanmıştı yanaklarım. Bir an kendime tokat attım, acaba rüya mı diye ama hayır uyanamadım. Bu gerçekle nasıl yüzleşeceğimi bilmiyorum. Şu an aklıma sadece bu gerçekten kaçmak vardı. Annem ve ablam uyurken sessizce kalktım, kolumdaki serumu çıkarttım ve eşyalarımı aldım. Masanın üstündeki kağıda 'Beni merak etmeyin, sizi çok seviyorum' yazdım ve aklıma gelen tek şeyi yaptım, gerçeklerden kaçtım. Kaçtığımda bu gerçek benim peşimi bırakmayacaktı ama sanırım uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Hastaneden çıkar çıkmaz hattımı kırıp attım. Telefon kullanmayı da düşünmüyordum. Önce eve uğrayıp küçük bir valize eşyalarımı topladım, bir miktar para ve kliniğimin anahtarını aldım. Evin kapısını kilitleyip çıktım. Nereye gideceğimi bilemeyerek yürümeye başladım. Ayaklarım beni sahil kenarına götürdü. Boş bir banka oturup düşünmeye başladım. Buraya en son ailecek gelmiştik. Şimdi bakıyorum da ailem eksilmeye başladı. Sanki bu olanlar gerçek değil gibiydi. Hiçbir şey düşünmeden denize doğru baktım. Kaç saat oldu farkında bile değilim ama hava kararmaya başlamıştı bile. Kendime kalacak bir yer bulmam lazımdı. Kalktım ve tekrar yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık
Teen FictionBen Hayat Aksoy, kendi kliniğimde psikolog olarak çalışıyordum.. Babamın ölümünün ardından herkese, her şeye sırtımı döndüm. Bir kaç ay sonra kendime gelip, babamın intikamı için geri dönmemin ardından gelişen olaylara artık yetişemiyordum. Hem madd...