"28

676 71 0
                                    

Film çok heyecanlı bir yerde bitmişti. Bir kız erkeğe çok önemli bir şey demek üzereydi ve sadece "Ben.." demişti fakat sonrasında müzik girmiş ve ekran kararmıştı. Filmin konusunu böyle yapmışlardı yani, hepimiz beğenmiştik. Ayağa kalkıyorduk.
"Acaba ne diyecekti?" dedi meraklı bir şekilde. Biz Mike ile ayağa kalktıktan sonra salonun sağ tarafına doğru gidiyorduk. Diğerleri daha yakın olduğu için sol taraftan çıkacaktı. Ayağa kalkarken tek düşündüğüm Mike'la olan yakınlığımdı. Beni hep koruyup kolluyordu. Sadece bir an ona ne hissettiğimi söylemeyi düşünmüştüm en son biz çıkıyorduk ve ortamdaki ışık ya da her şey uygun gelmişti sadece. Sonra aniden durdum. Mike ne olduğunu anlayamamıştı, ben ise herkesin odadan çıkmasını beklemiştim.
"Will, ne oldu? Neden yürümüyorsun?" dedi ama cevap vermedim ve hala arkamdaydı. Ona yüzümü dönmemiştim. Herkesin çıktığını gördüm.
"Will!" dedi ve hızlıca ona döndüm.
"Seni seviyorum." dedim. Bunu, bunu nasıl dediğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı, o kadar çok kelebek vardı ki içimde bir saniye onun elini tutmayı ve kalbime götürmeyi düşünmüştüm. Mike kaşlarını kaldırmış, gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.
"Ne?" dedi, söylediğimi anlamıştı. Sadece şaşırmıştı. Bir anda kendime geldim ve..bunu söylememeliydim.
"Şey.. kadının erkeğe söyleyeceği şey buydu sanırım." dedim. Kıvırmaya çalışıyordum sadece.
"E-evet, sanırım. Sen iyi misin?" dedi.
"Evet, hadi çıkalım." dedim ve yürümeye başladım. Bu olayı unutmasını diliyordum. Bunu söylemek nereden aklıma gelmişti ki zaten. Aklında soru işaretleri kalmıştı belki de ama bana ileride bunu sorsa bile "Hatırlamıyorum, pek iyi değildim biliyorsun." diyebilirdim. Sadece, bir daha böyle bir delilik yapmayacaktım. Snowball'u beklemeliydim.
Salondan çıkıp dışarıda buluştuğumuzda ise hepsi soru sormaya başladı.
"Neler oldu?" dedi Lucas.
"Hepiniz koşturuyordunuz." dedi Dustin.
"Will'in biraz midesi bulanmıştı da o kadar. Kendini iyi hissettiğini söylüyor." diye anlattı Mike. Gerçekten de iyidim, o sadece bir anlığına olmalıydı.
"E-evet. İyiyim." dedim.
"Eğer iyi hissetmezsen söyle." diye atladı Jane.
"Tamam." dedim hafiften gülümseyip. Hepimiz bir süre birbirimize baktıktan sonra arkamızdaki bağırmalara yoğunlaştık. Kocaman bir gondol vardı. Gerçekten çok yükseğe çıkıyor ama büyük olduğundan tam daire atmıyordu. Neden bilinmez, bir anda Lucas ortaya bu fikri atınca Dustin de onayladı ve gondola binme kararı aldık.
"Uh, ben gelmesem iyi olacak." dedim. "O şey çok korkutucu ve onunla ilgili kötü bir anım var." Aslında yoktu ama bana o kadar ürkütücü görünüyordu ki binmemek için ağzımdan öyle bir bahane çıkıvermişti.
"Hadi Will, hepimiz bineceğiz. Merak etme, güvenli." dedi Max.
"Hadi dostum lütfen." deyip sırıttı Dustin. Yine içimde bir ürperti vardı. Kafamı hafifçe salladım ve olumlu işaret verdiğimi anlayan Dustin, Jane, Lucas ve Max sıraya girdiler. Zaten sıra baya kısaydı ve 10 dakika sonra sıra bize geliyordu. Ben yine de gondola bakıyor ve ürperiyordum. Mike kolumu tuttu ve daha onun yüzüne bakamadan kalbim 2 kat hızlı atmaya başladı.
"Eğelenceli olacak, göreceksin." dedi ve gülümsedi. Ona her zaman, her zaman güvenirdim.
"Sadece, korkuyorum." dedim.
"Merak etme, en iyi arkadaşın burada Will, sana bir şey olmasına izim vermem." Son cümleyi biraz sesini değiştirerek söylemişti ve bu hoşuma gitmişti. İkimizde güldükten sonra içimdeki gerginlik azalsa da yine de korkuyle bindim gondola ve kemerleri sıkıca bağladık. Mike yanımda oturuyordu ve ben bu sefer köşedeydim. Sıralar zaten 8 kişilikti. Bu yüzden hepimiz bir sıraya dizilmiş heyecanla bekliyorduk hareket etmeyi. Buna nasıl dayanabilirdim bilmiyordum, sonra Mike'ın suratına baktım ve yüzünde bir gülümseme vardı. Yere doğru bakıp gülümsüyordu. Çok sıcak bir gülümsemeydi bu. Bir anda içimi bir huzur kapladı. Yavaş yavaş hareket etmeye başlamıştık ama benim tüm bakışlarım ona kilitlenmişti. Hareket etmeye başlayınca kafasını kaldırdı. Gülümsemesini hiç düşürmeden bana baktı.

beni bulduğun zaman ⇢ bylerWhere stories live. Discover now