o

2.5K 240 22
                                    

Lise sondayım. Herkes ders çalışıyor. Ben elimde bir tükenmez kalem sıramı karalıyorum. Kulaklıklarımdan 5sos'un karışık playlisti yükseliyor.

''Park Chaeyoung!"

Kulaklıklarım kulağımdan çekiliyor. Kafamı kaldırıp çatık kaşlarımla matematik öğretmenimize bakıyorum. Öfkeyle solumakta. Yüzü kırmızı, kıvırcık saçlarının rengini almış.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

''Hocam,'' diye mırıldanıyorum saygılı bir sesle. ''Sizi rahatsız etmiyorum.''

''Hah, çok komiksin Chaeyoung! Söylesene, hangi mesleği istiyorsun?"

Neden böyle bir şey sorduğunu anlamıyor ve öfkeyle soluyan Jennie'ye gözucu bakarak dudaklarımı aralıyorum. ''Mimarlık.''

''Daha çok beklersin.''

Dudaklarım açık kalıyor. İçim ağır bir sıkıntıyla kaplanıyor ve omuzlarım düşüyor. O sırada Jennie, ''Hocam bunu yapamazsınız.'' diyor asi bir sesle. Dersleri iyi. Kendi güzel. Karakteri çok iyi. O yüzden konuşma hakkı var.

Bense kafasına göre takılan bir kızım. Onun gibi olmak ister miyim, elbette. Ancak olmuyor ki.

''Tanrım, Jennie! Sen de mi? Daha ilk işlemleri normal yapamıyor.''

Jennie tekrar dudaklarını aralayacak gibi oluyor ancak ona bakarak, ''Boşver,'' diyorum titreyen sesimle. Benim yüzümden sorun yaşamasını istemiyorum. ''Umursamıyorum ki ben.''

Umursuyorum.

Bu gururumu ilk kaybedişim oluyor.

lost on you ❧ rosékook ✅Where stories live. Discover now