-3- "Şimşek olmak isterdim"

305 13 6
                                    

Bu bölüm aramıza yeni katılan Arın'a! :D

Multimedia: Bir tutam Alkım Akan :p

Şimşek olmak isterdim, yeryüzündeki her şeyi bir hareketimle kül etmek için. Ya da şimşeğe kurban olan bir kişi olmak isterdim, kötü havayı solumamak için. Aslında hava kötü değildi, sadece insanlar kötüydü ve hep öyle olacaklardı, en azından bana karşı...

Zilin sesi hiç bu kadar davetkar çalmamıştı, bu bugünkü son dersim olduğundan birazdan Çisem'le buluşacaktım.

"Senin sanırım derslerin bitti, eşyalarını toparlıyorsunda." Yine Arın,yine Arın! Bu çocuk peşimi bırakmayacak sanırım.

"Evet derslerim bitti Arın. Arkadaşımla buluşmaya gidiyorum." Arın'ın peşimi bırakacağını ümit etmiştim bunu söylerken, ama Arın hiç bitmeyen sorunlarından birkaç tanesini daha sormak istedi bana. Sorular ve cevaplar... Kahretsin! Yine aynı şey aklıma geliyor!

 "Neyse, görüşürüz Arın." dediğimde çantamı koluma takmıştım bile. 

"Görüşürüz Alkım." Arın'da bana veda edince bu iş bittiği için rahatladım. Arın'a el sallarken çoktan kapının girişindeydim bile. Kapıdan çıktım ve kendi kendime Arın hakkında söyledim. Bu çocuk çok konuşuyordu!

"Alkım işte buradasın, şimdiden haber vereyim yaklaşık üç saat sonra başka bir dersim var." Çisem koşarcasına yanıma geliyordu bunları söylerken.

"Tamam Çisem, bu arada Cüneyt nerede? Veya Aybüke?"

"Aybüke bugün okula gelemdi, Cüneyt'te konservatuarda."

"Cüneyt konservatuara mı gidiyor?"

"Evet Alkım. Neyse, hemen çıkalım ve sende bana olanları anlat."

"Peki, Çisem." Çisem'le yürüyerek okuldan çıktık. O an aklıma rüyam geldi. Rüyamda İpek bir arkadaşını görmeye gidiyordu ve ben orada Egemen'i görüyordum. Sonra Can'ın restoranı gibi bir şeyi görüyordum. Bingo! Egemen'in evine gideceğim! Ama, o ev neredeydi ki? Rüyamı unutmaya başlıyordum. Lanet olsun!

"Hadi bin Alkım!" Çisem'in sabırsız lafları üzerine arabanın önünde olduğumuzu anladım. Herhalde bu Çisem'in arabasıydı. Arabanın kapısını açtım ve içeri girdim. Çisem'de tam yanıma -sürücü koltuğuna yani- oturdu ve anahtarı arabanın anahtar kısmına takıp arabayı çalıştırdı. "Bana her şeyi anlatacaksın." Çisem'in sesi gerçekten de fazlasıyla sabırsız çıkıyordu.

Radyodan bir şarkı sesinin kulaklarıma ilişmesiyle Çisem'in de şarkıyı söylediğini anlamam bir oldu. Çisem'e "Ne yapıyorsun?" dercesine baktığımda "Sende söylesene." dedi. Kaşlarımla ona şarkı söylemeyeceğimi işaret ettiğimde bana "Sesin kötü mü yoksa?" demişti. Ellerimi bilmiyorum derecesine oynattığım an Çisem heyecanlı bir tınıda çıkan sesiyle "Denemeden olmaz." dedi.  Radyo kanalını değiştirdiğinde sözlerini bildiğim ama adını tam olarak hatırlayamadığım bir şarkı çalıyordu. "Biraz söyle." derken bana büyük bir umutla bakıyordu Çisem.

"Sen bana bakacağına önüne bak kaza yapacağız." Gerçekten de endişelenmiştim. Çisem bu sefer yola baktı ve "Söyle." dedi emir verircesine. Ama sesinde olan az da olsa merağı ve heyecanı hissedebiliyordum.

"Hop the plane out for greener grass                                                                                                   Found out the green is cash                                                                                                                     Don't compare to the friends that last" Nedenini bilmiyordum ama Çisem'in yanında rahattım, bu sözcükler ağzımdan çıkarken rahatlığın verdiği huzuru hissettim. Sesimin iyi ya da kötü olduğuyla ilgilenmiyordum. Sadece şarkıyla ilgileniyordum. Çünkü bu şarkı, insanın ruhunu okşuyordu.

Soru Cevap Oynayalım Mı? (ASKIDA)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang