"Anneeee"
"Ne oldu oğlum?"
"Congin e veyeceğim hediye neydee"
"Haberim yok benim"
"Babaaa"
"Ne oldu?"
"Congin in hediyesi neydee"
"Bilmiyorum"
"Hırkız var evimiyde"
Kyungsoo hediyeyi bulamıyordu.
Oysa ki Congin e aman Jongin e çok güzel bir bere almıştı.
(Benimde ağzım alışmış Congin sjhsjsjkp)
Çarşıda ayıcık beresi görünce aklına ilk Jongin gelmişti çünkü.
Ama şu an yoktu.
"Anne poyis amca çayır"
"Oğlum her yere baktın mı?"
"Evey"
"Birde ben bakayım"
"Ya anne poyis amcayı çayır diyoyum beni dinleyen yok ya"
"Kyung!! Etrafı velveleye verme bulunur elbet"
Kyungsoo annesinin sözlerine kıkırdamıştı.
"Ne oldu bebeğim neye kıkırdadın sen tatlı tatlı"
"Hiç"
"Komik bi keyime o"
"Hangi kelime?"
"Veyveye ehehehe"
"O velvele bebeğim"
"Oysun ama komik"
***
Jongin KyungSoo yu bekliyordu.
Minnik kalp dudak ona;
"Congin beni bekle sana bi şey veyicem ama çook tatlı sana çook yakışacak"
Demişti.
Kapının önünde beklemekten ağaç olmuştu ama bu Kalp dudağa değerdi.
Kaldırıma oturduğu sırada karşı kapının kapandığını duydu ve kafasını kaldırdı.
Kyungsoo annesiyle birlikte evden çıkmıştı.
Jongin:
Tanrım bu ne güzellik böyle
dedi.
Kyungsoo annesini çekiştire çekiştire çabuk gitmelerini söylüyordu.
Bu mesafeden bile duyulan sesi çok tatlıydı.
Üstüne giydiği siyah pantolon ve kot gömlekle çok sevimli olmuştu.
Annesi önüne gelen saçlar içinde minik bir toka takmıştı.
Jongin ayağa kalktı ve yüzündeki gülümsemeyle kollarını açtı.
Kyungsoo bir sağa bir sola baktı.
Araba gözükmüyordu.
Annesinin elini bıraktı ve Jongin in kollarına koştu.
Jongin bu sevimliliği yemek istiyordu.
Bir insan koşarken bile bu kadar tatlı olabilir miydi?
Minnik minnik adımlarla kendisine son hız koşan penguen sonunda kollarına ulaşmıştı.
Bir süre öyle kaldılar ki onları bölen Kyungsoo nun annesiydi.
"Bu kadar mı özlediniz birbirinizi"
diyerek küçük bir kahkaha atmıştı.
Kyungsoo annesine kızgın bir suratla baktı.
Jongin Kyungsoo nun bu hâline gülümsemiş ve ayağa kalkmıştı.
Kyungsoo birden minnak elleriyle kafasına vurdu.
"Ah Congin hediyeni unutuyordum"
"Hey kendine vurma"
Jongin Kyungsoo nun vurduğu yeri eliyle ovaladı.
Kyungsoo bu davranışına karşı Jongin e kalp dudak gülümsemesini sunmuştu.
"Al bakayım beyenecek misin acaba"
"Sen alırsında beğenmem mi?"
"Yaa Congin daha bakmadın ki"
Jongin kendisine uzatılan paketi özenle açtı.
İçinden bir not çıkmıştı önce.
Notta;
Kyungsoo nun çizdiği belli olan bir ayıcık ve bir penguen vardı.
Kafalarının üstündeyse kocaman bir kalp...
"Kalp i neden ortamıza yapmadın Kyungsoo?"
"O zaman aramıza giymiş olacaktı Congin! Bizim aramıza kalp bile giremez"
Jongin Kyungsoo nun bu düşüncesine hem çok şaşırmış hemde biricik kalp dudağa olan sevgisi yeniden yeniden ve yeniden tazelenmişti.
"Hadi ama Congin hediyene bakk"
Jongin minik çocuğu daha fazla bekletmeden paketteki yumuşak şeyi çıkarttı.
Bu ayıcıklı bir bereydi.
"Beyendin mi"
"Tabii ki de beğendim Kyung çok teşekkürler"
Jongin eğildi ve bereyi Kyungsoo nun kendisine takmasına izin verdi.
Bere Jongin e çok yakışmıştı.
Kyungsoo yüzündeki mutlulukla
"Çok tatlı oldun Congin yaa"
Dedi.
"Hadi çocuklar parka gideceğiz daha"
Kyungsoo Jongin le konuşmasını 2.defa bölen annesine sinirle baktı.
Ve annesinin elini tutmaktansa Jongin in elini sıkıca tuttu.
Kyungsoo nun annesi önünde yürüyen iki tatlı çocuk ve bu bağlılıklarına hayran kalmıştı.
Ama nerden bilebilirdi ki ilerde bu iki küçük çocuğun birbirlerine sırılsıklam aşık olacağını...
