"...Diego kesinlikle çok daha yıkıcıydı."

555 54 74
                                    

Lahza'nın final bölümü ile karşınızdayım. Bu son bölümümüzde oylarınızı ve değerli yorumlarınızı lütfen benimle paylaşın. Keyifli okumalar. :)

İnsanın kararlarını ve hayatının gidişatını, kısacık anlarda gizli olan eşikler belirlerdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsanın kararlarını ve hayatının gidişatını, kısacık anlarda gizli olan eşikler belirlerdi. Lahza'nın hayatını da isminin anlamı gibi bölünemeyecek denli kısa parçası olan hayat eşikleri belirlemişti. Hayatının ilk eşiği, henüz çok gençken geçirdiği tren kazasıydı. Fiziksel acının bu denli yakıcı olacağını ilk kez o zaman öğrenmişti.

Hayatının ikinci eşiği, sanatı ve tutkusu ile insanı büyüleyen Asaf Müsadere ile tanışması olmuştu. Lahza, hayatının temel insanıyla, Asaf Müsadere ile büyük bir sergide tanışmıştı. Asaf Müsadere'nin sanatı sınırları aşarken Lahza'nın sanatı ise henüz sınırlarını bulamamış, kendi halindeydi. Asaf Müsadere ne kadar dışa dönük ise Lahza da o kadar içe dönüktü sanatında. Lahza için bu birlikteliğin en güzel yanı da bu farklılığın varlığı olmuştu. İşte hayatının üçüncü eşiği de kendi tanıdığı Asaf ile evlenmesiydi. Paylaştıkları tutku, bağlılık ve aidiyet duygusu birlikteliklerinin ikinci ayında evlilik kararı almaları ile taçlanmış oldu. Babasının tüm şüphelerine hatta Asaf'ı zorlamasına rağmen rüya gibi bir düğünleri olmuştu. Asaf, Lahza'nın mutluluğu için her şeyi planlamış ve gerçekleştirmişti. Böylelikle Lahza hayatının üçüncü eşiğine adım atmış oldu. Asaf ile geçirdiği her bir saniye çok kıymetli ve dolu doluydu. Asaf tutkulu bir aşık, anlayışlı bir koca, saygı duyulan bir ressamdı. Lahza bu adamdan daha fazlasını hayal dahi edemezdi.

Lahza için Asaf ile evlenmek bu zaman kadar eksikliğini hissettiği her şeyi yerinin doldurulması gibi olmuştu. Evliliklerinin ilk ayları bu iki tutkulu aşık için oldukça güzel geçiyordu. Asaf'ın engin sanat bilgisi, Lahza'nın da hevesli bir öğrenci olmasıyla birlikte ortaya oldukça farklı eserler çıkarıyordu. Lahza her geçen gün kendini daha fazla geliştiriyor, daha fazla kendine güveniyor ve her gün Asaf ile hayatını birleştirdiği için şükrediyordu. Babasının bu evlilik konusunda tereddütleri de Lahza'nın mutluluğunu gördükçe kaybolmaya yüz tutmuştu. Kızı mutluydu. Hem de çok mutluydu. Bir baba için bundan daha büyük bir nimet olamazdı.

Her şey olması gerektiğinden daha güzeldi. Masalları bile kıskandıracak büyük aşk, bir gün Lahza'nın hamile olduğunu öğrenmesiyle bambaşka bir hal aldı. Sevdiği adamdan bir evlat sahibi olacağını öğrenen Lahza, kendisini Asaf Müsadere'nin sergi salonunda buldu. Asaf özel bir sergiye hazırlanırken genellikle salonun alt katında bulunan odasında çalışırdı. Lahza daha önce buraya hiç gelmemişti.

Mutluluğunun katlanarak arttığı o gün, Lahza, hayatının dördüncü eşiğine adım attı. Aynı zamanda Asaf Müsadere'nin sergi salonunun bodrum katındaki kasvetli odası da önemli bir misafir ağırlıyordu. Lahza, büyük bir heyecanla merdivenleri inerken bu haberi ona nasıl vereceğini düşünüyordu. Asaf'ın sevgisinden şüphesi yoktu ve bebekleri için de aynı sevgiyi vereceğine gönülden inanıyordu. O büyük bir aşkın meyvesiydi ve annesi ile babasının sonsuz sevgisini hak ediyordu. Yavaş yavaş odaya yaklaşırken gülüşme seslerini duyar gibi oldu Lahza. Bir kadın ve bir adamın sesleriydi bunlar. Odaya yaklaştıkça sesler artmaya başladı. Nihayet odaya geldiğinde kapının hafif aralık olduğunu fark etti. Bu sırada da sesler azalmış ve yerini büyük bir sessizliğe bırakmıştı. Kapıya dokundu Lahza. Kapı giderek açılırken görüş alanına ilk Asaf girdi. Ayaktaydı. Kolduğun karşısında ayakta duruyordu. Bir elinde kadeh, diğer elinde ise fırçası vardı. Koltukta ise bacaklarını kırmızı saten tül ile örtmüş olan bir kadın vardı. Asaf Müsade sanatını kadının gövdesinde icra ediyordu. Fırçası ile boynundan başlayarak göğüs bölgesine kadar dokunuşlarını bırakıyordu. Bir yandan da kadına güzel sözler söylüyordu. Bu görüntü ile beyninden vurulmuşa döndü Lahza. Karşısındaki kişi onun tanıdığı Asaf değildi. O henüz tanışma onuruna erişemediği Asaf Müsadere idi. Koltuktaki kişi ise tren kazası olmadan önce gördüğü son kişiydi. Onu tren garına bırakan okul arkadaşı... Lahza, Asaf Müsadere'nin "kadın" konusunda tutkusunu biliyordu da, bunun başka bir şeyi temsil ettiğine ihtimal veremiyordu.

LahzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin