Kendine Ait Biri

408 45 94
                                    

Lahza'ın resim yapma merakı aslında baskı sonucu ortaya çıkmış bir durumdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lahza'ın resim yapma merakı aslında baskı sonucu ortaya çıkmış bir durumdu. Taşımak zorunda olduğu acıların ve kabullenmek zorunda olduğu sancılı sürecin baskısıydı. Yatağa bağımlı hayatı, dayanılmaz acıları ve duygusal çöküntüsü onu buna itmişti. Deneyimleri, ruh hali, acıları, düşünceleri ve az da olsa umutlarına tutunarak kendisini resim yapma tutkusuna kaptırmıştı. Sevinçler paylaştıkça çoğalırken acılar paylaştıkça azalır derlerdi de inanmazdı. Oysa ne kadar haklılarmış. Ama bu tanımı doğru kılmak için illa bir insanın sıcaklığına ihtiyaç yoktu. Kimi insanlar kelimeleriyle paylaştıkça acılarını azaltırdı, kimi insanlar çizgileriyle, kimi insanlar da çizdikleriyle...

Birden soğuyan havalar, durmaksızın yağan yağmur ve fırtınaya mahal verebilecek kadar sert esen rüzgar kış mevsiminin yaklaştığını duyurur gibiydi. Kış yavaştan kapıyı çalmaya hazırlanırken en son yaptığı otoportreyi Asaf Müsadere'nin yarışmasına göndermesinin ardından her şey çok hızlı gelişti Lahza için. 1 hafta önce yarışmanın kazananları serginin resmi sitesinde duyurulmuştu. Lahza yarışmanın kazananı olmamıştı ancak sergiye davet edilenlerden birisi olmaya hak kazanmıştı.

"Sakın üzülme kızım. Hayatta her zaman kazanan insanlar yoktur. Çünkü kazanmak da kaybetmek kadar büyük ders verir insana. Bu bir deneyimdir. Tüm yaşadığın zor zamanlara rağmen hayata tutunmaya çalışıyorsun. Ders çıkarıyor, deneyimliyor ve öğreniyorsun. Yarışmaya katılma cesareti göstermen bile harika! Seninle gurur duyuyorum." demişti babası sonuçları görünce. Aslında Lahza da üzüldüğünü söyleyemezdi. Kendini kanıtlayabilmek için katılmıştı ve kazanmasa bile o sergi davetlilerinden birisiydi.

1 Ay Sonra, Asaf Müsadere Sergisi

İnsanın iliklerine kadar işleyen soğuk bir kış günüydü. Öyle bir soğuktu ki neredeyse sıcacık kalpleri bile üşütmeye yeterdi. Saatler on sekizi gösterdiği sırada koşar adımlarla serginin yapılacağı salona girdi Lahza. Hemen girişteki görevliye davetiyesini uzattı. Özel bir sergiydi ve katılan kişiler de bir o kadar özeldi. Asaf Müsadere, ülkenin en saygın sanatçısı olmasının yanı sıra en sıkı kadın hakları savunucularından da birisiydi. Onun gibi prensip sahibi birisinin yıllar önce Lahza'nın okulundaki sergiye katılması bile büyük bir olaydı. Bir anda aklına kaza öncesi anıları düştü. Kaza, Lahza'nın hayatının eşiğiydi. Kazadan öncesi, kazadan sonrası... Adının anlamı gibi hayatının bölünemeyecek, kaldırıp atılamayacak denli kısa ve önemli bir parçasıydı. Kazadan önce kendini güçlü sanırdı ama değildi. Lahza, kazadan sonra güçlü olmuştu. Ayağa kalkabilmek için gerekli enerjiyi ve umudu sanatta bulmuştu.

"Buradan buyurun lütfen." diyen görevlinin sesiyle sıyrıldı düşüncelerinin arasından. Küçük bir tebessümle birlikte görevlinin yanından ayrıldı. Nihayet içerideydi! Bir kazanan olarak değil, tüm zorluklara rağmen ayağa kalkmayı başaran güçlü bir kadın olarak... Sağ tarafa yönelerek sergilenen eserlere göz atmaya başladı. 

LahzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin