Çoğu hikaye Marinette'in gözünden detaylı bir şekilde anlatılıyor. Bunun sebebi de çizgi filmde onun hayatına daha çok yer verilmesi. Ama Adrien'ın karakterinin tamamen Kara Kedi'yi yansıttığı bir hayal dünyasında akla kolaylıkla yazılacak fikirler...
Ocak ayı en sevdiğim aylardan biri. Bence kar yağma olasılığının en çok olduğu ay. Ki benim gibi kar seven biri için bu her gün kar yağmasını beklemek demek.
Sabah yedide alarmım çalacaktı ama ben çoktan uyanmıştım. Genelde böyle olmaz tabii. Her sabah dinleyip mutlu olurum diye en sevdiğim şarkı yaptığım alarmımı iki saniye bile çalmadan kapatırım. Beni uykumdan en sevdiğim şarkı da uyandırsa sevdiğim kişi de uyandırsa küfür edip uyumaya devam ederim. O kadar severim yani uykuyu. Kim sevmez ki?
Siyah ama yumuş yumuş yorganımdan ayrıldım ve kalktım. Yüzümü minik minik tokatladıktan sonra banyoya gidip duş aldım. Daha gün yeni doğuyordu. Bir çocuk tatlılığı vardı sabahta. Turuncu ile mordu gökyüzü. Şarkı söylüyordu kuşlar. Veeee...delirdim. Böyle sanatsal bir an güzel olurdu da ben biraz fazla öküzüm galiba.
Her neyse, üzerimi giyinip yatağa geri yattım. Saat yedi buçuk olana kadar Instagram'e bakacaktım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Aww çok tatlı! Yani benim gözlerim o kadar ayrık değil ama çok minnoş ya! Hemen bunları almalıyım.
Tam da "Satın Al"a basacakken alarmın çalması baya güzel oldu yani -,-.
Anahtarlıkları sipariş edip aşağı indim. Belki bu sefer kahvaltımı kendim hazırlayabilirdim. Mutfağa gittim ve evin aşçısını buldum.
"Bugün kahvaltımı kendim hazırlayabilir miyim?"
"Halledebileceğine emin misin?"
"Evet. Deneyimim var."
Deneyim derken Marinette'in babasının yemek derslerinden bahsetmiyordum tabii...
Yarım saatte hazırlayıp yiyebileceğim şeyleri düşünürken zaten tezgahta hazır olan pankek hamurunu gördüm. Pişirip yiyebilirdim.
Tava çıkarıp yağladım. Ocağın altını açıp pankek hamurundan...hamur değil gerçi sıvı bir şey bu. Ne ki bu? Pankek karışımı diycem. Pankek karışımından bir kepçe döktüm ve bekledim.
4 tane falan pankek çıkardıktan sonra bir tabağa geçirdim. Üzerine şurup ve pudra şekeri döküp yedim.
Saat de 7.30 olmuştu. Çantamı alıp babamın kapısının önüne gittim. Elimi tıklatmak için kaldırdım ama...zaten meşguldür ki. Ne gereği var. O hep meşgul...
Evin kapısından çıkıp arabanın önüne geldim. Yürümek istiyordum ama hava çok soğuktu. Babamın DEĞİL Marinette'in yaptığı mavi atkımı takmış olmama rağmen donuyordum. Belki kar yağardı.
