3. Bölüm: Tahta

1.8K 107 188
                                    

Ko Ko Bop-EXO

----

Okula vardığımda neredeyse kimse yoktu. Bir iki sınıfın ışığı yanıyordu ama muhtemelen birkaç dakika içinde herkes gelecekti.

Tutulmayacak kadar küçülmüş tebeşiri alıp kirletilmemiş tahtayı karalamaya başladım. Neredeyse parmaklarımdan kayacak tebeşirle yazmak zordu tabii. O kirletilmemiş tahtayı ilk kirleten olma hissinin nasıl bir şey olduğunu bilemezsiniz. Yani okula ilk gelenlerdenseniz ve kara tahtanız varsa belki bilebilirsiniz ama her neyse. Günün sonunda yeşilliği kalmayan kara tahta sabahları tertemiz olur. Ben de ilk geldiğim zamanlarda ilk kirleten olmayı seviyorum.

Saat 7

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saat 7.45'e yaklaştığında birkaç kişi daha geldi. Ben de tahtamdan ayrılmak zorunda kaldım. Yerime oturup test kitabımı çıkardım. Test çözmek benim için eğlenceli bir şey. Evet, şaşırdınız biliyorum. Ama çözülmeyi bekleyen o kolay soruları çerezlik niyetine çıtır çıtır çözmeyi çok seviyorum. Ayrıca hoca derste boş yaparken test çözmek iyi oluyor.

Aslında öğretmen her gün farklı bir yere oturmamıza izin veriyor ama ben her seferinde aynı yere oturuyorum. Öyle en önde oturan ineklerden olduğumu düşünmeyin yalnız, özellikle arkada oturanlar inek oluyor bence. Mesela, en arkada soldaki sıra sınıf kitaplığının hemen önünde. Hoca arkasını döndüğünde çaktırmadan bir kitap alıp okumaya başlamak gibisi yok benim için. Hayatımdaki tek eğlence bu olabilir herhalde. Tabii Kara Kedi olmadığım zamanlar. O zaman içimi adrenalin dolduruyor. Belki bunun yanımdaki böcekle de ilgisi vardır.

Arkadaş çevremde komik ve enerjik olarak biliniyorum (umarım). Ama beni tanımayanlar sessiz çocuk diyor bana. Rahatsız olduğum da yok ama...

Tam da öğretmenimiz sınıfa girdikten sonra kapıdan içeriye maviş gözler ve parlak saçlar girdi. Marinette önümde oturan tatlı bir arkadaşım. Nino'dan sonra en iyi arkadaşım bile diyebilirim ama sanırım beni kendine pek yakın görmüyor.

Her zamanki gülüşüyle içeri adım attı ve elini başına götürdü. Öğretmenden özür dileyip sırasına kadar olan merdivenleri çıktı. Göz göze geldiğimizde daha da çok gülümsedi ve oturdu.

Gülüşleri çok benziyordu.

----

Koreografisi çok harika değil mi 😍

Gülüşüm (Ladynoir) ✔️Where stories live. Discover now