Sabır

4K 364 217
                                    

Not:Kontrol etmedim. Yazım hatam varsa affedin ve yorum olarak belirtin canlarım İyi okumalar

_________

"Jimin, çocuğuna böyle şeyler izletmemelisin."

Yoongi koltukta yatar pozisyonda ayaklarını uzatmış yemek yarışma programını izleyen Jiminin karşısına oturdu. Koltuğa iyice yerleşirken eliyle kaptığı kumanda ile çizgi film kanallarından birini açmıştı.

"Hyung, benimle uğraşmak yerine mutfağımı talan eden kocanla ilgilenir misin?"

"Çocuğun psikolojisini bozma şimdiden Jimin."

Jimin yattığı yerden güçlükle doğrulurken karnı hafiften sızlamış, buruşturduğu yüzü ile doğrulamayı nihayet başarmıştı. Minik bedeni bebek için fazla narindi ve karnı büyüdükçe pantolonlarını dahi tek başına giyemez olmuştu.

"Ne alaka şimdi? Ne güzel yemek programı işte. Kültürü gelişir belki?"

"Şaka mısın? "Limon neden bu kadar ekşi?" diye yorum yapan adam mı kültürlü?"

Jimin tuttuğu kahkahasını bir anda salıvermişti. Yoongi her zamanki gibi haklıydı. Jimin bebek konusunda bazen onu rahatlatmaya çalışsa da Yoongi hala büyük bir korku içindeydi. Oysa bu bilmişliği ile öyle güzel büyütürdü ki dünya için yeni bir diss canavarı yetiştireceğinden emindi. Ya da minik bebeği Hoseokun bir kopyası olur ve her gün onu tatlı bir yorgunlukla dahi güldüren bir karaktere sahip olurdu.

Jimin hayali ile kıkırdarken Hoseok elinde tuttuğu elma dilimi dolu kase ile mutfaktan çıkmıştı. Yoonginin yanına oturup dizlerine uzanırken dilimlerden birini ağzı açık şekilde bekleyen Yoonginin ağzına tıkmıştı.

"Bir elma soyuyordun ve içeriden matkap sesi geliyordu, hyung."

"Kocan da benim bahçemi askeri üsse çevirdi Jimin. Yeğenlerimi lastiğe sarılı halde Tarzan gibi ağaçta sallanırken buldum."

Jimin bir kez daha kıkırdadı. Hoseok bir kendi ağzına bir eşinin ağzına elmaları tıkarken Seokjin girmiş olduğu duştan çıkmış, üstündeki beyaz bornoz ile saçlarını kurulayarak salona adımlamıştı. Zayıf bedeni bornozun içinde neredeyse kaybolmuştu. Genişliğini koruyarak bedenini dik tutan omuzları dahi incecik havlunun ağırlığı ile çökmüş gibiydi sanki.

"Hyung, ciddiyim, artık bir şeyler yemelisin."

Seokjin Hoseokun bedenini süzen gözlerine karşın sadece omuz silkti. Ağır adımlarla Jiminin ayak ucuna oturarak elini yavaşça karnına koydu. Bebeğin minik tekmelerini hissetmeye çalışırcasına gezdirdi elini. Gece geç saatlere kadar içini dökmüş, en sonunda uyuyakalmıştı. Jikook çifti bitkin bedeni evlerinde misafir etmişlerdi. Seokjin uyandığında karşısında Yoongiyi gıdıklayarak güldüren Hoseok ile karşılaşmıştı.

Bebeğin küçük tekmesi ile solgun yüzünde bir gülümseme açmıştı. Günlerdir içtenlikle güldüğü en nadir anlardan biriydi. Bulduğu her fırsatta kendini belli eden minik yeğenini hissetmek için sürekli Jiminin yanındaydı. Bebek daha dünyaya gelemden amcasına iyi gelmeye başlamıştı bile. Seokjin ise sonunda elinin değdiği en masum şeye hayranlık duymuştu. Jungkook bu duruma tepkisiz kaldığında Jimin ve Seokjin hala barışmak için kalbinde kalan filizlerin olduğunu anlamışlardı. Yine de o özel tim komutanıydı. Bir akide şekerinden çok daha sertti.

"Hyung, açsan bir şeyler hazırlayabilirim."

"Aşçı olan benim Jimin, otur yerinde."

Bu kadardı. Sonrasında geçen yarım saat içinde Hoseok ve Yoongi her ne kadar iyice ruhsuz bir hal alan ağabeylerini konuşturmak için çabalasalar da başarısız olmuşlardı. Üstünü değiştireceğini söyleyerek yatak odasına ilerlerken üçlü korku dolu gözlerle birbirlerine bakarken bulmuşlardı kendilerini.

Copo de Nıeve | NamjinWhere stories live. Discover now